Rİsale-İ nur nelerden bahseder???

akna

Well-known member
Risale-i Nur Nelerden Bahseder ?


1. İnsanın En Büyük Mes'elesi: Îmânı kurtarmak veya kaybetmek davasıdır.

2. Bu zamanda en büyük bir ihsan, bir vazife, îmânını kurtarmaktır, başkaların îmânına kuvvet verecek bir sûrette çalışmaktır.

3. En mühim iş, taklidî îmânı tahkikî îmâna çevirerek îmânı kuvvetlendirmektir

4. Her şâkirdin vazifesi, yalnız kendi îmânını kurtarmak değil, belki başkasının îmanlarını da muhafaza etmeye mükelleftir.

5. Îman, yalnız icmâlî bir tasdikten ibâret değildir. Îmânın çok mertebeleri vardır.

6. İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gâyesi; Hâlık-ı Kâinat'ı tanımak ve O’na îmân edip ibâdet etmektir.

7. Bu kâinat, insan için halkedilmiş ve insan ise mârifet ve muhabbet-i İlâhîye için yaratılmış.

8. Azîm bir sermaye elinde bulunan insan, burada ticaret ile, ebedî daimî bir hayâtın saâdetine çalışmak için gelmiştir.

9. Îmânın bir zerre kadar kuvveti ziyâde olması, bir hazinedir.

10. Îman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi, îman ve duâdır.

11. Bir adamın îmânı, ebedî ve dünya kadar bir mülk-ü bâkinin anahtarı ve nûrudur.

12. Îman, Cenâb-ı Hakk'ın istediği kulunun kâlbine, cüz'-i ihtiyarının sarfından sonra ilka ettiği bir nurdur.

13. Îman ise, kasden ve bizzât takib ve kabûl edilmekle kâlbin içine bırakılır.

14. Her derde deva ve hakikî lezzetli kudsî bir tiryak isterseniz, îmânınızı inkişaf ettiriniz.

15. Îman ilacı ise, ferâ­izi mümkün oldukça yerine getirmekle te’sirini gösteriyor. Gaflet ve sefâhet ve hevesât-ı nefsâniye ve lehviyat-ı gayr-ı meşrua, o tiryakın te’sirini men’eder.

16. İnsanın hem şahsı, hem âlemi her zaman teceddüd ettikleri için, her zaman tecdid-i îmana muhtaçtır.

17. Cismânî ihtiyaç gibi, mânevî hâcat dahi muhteliftir... mânevî hacat-ı zaruriyeye istinad eden mânevî vazifeler var.

18. Nasılki mide bir rızık ister; öyle de, kâlb ve ruh ve akıl ve göz ve kulak ve ağız gibi insanın lâtîfeleri ve duyguları dahi Rezzâk-ı Rahîm'den rızıklarını isterler

19. Ayetlerin, kelimelerin tekrarı, ihtiyaçların tekrarından ileri geliyor.Ve kezâ o gibi hükümlere olan ihtiyacın şiddetine işarettir.

20. Kur'an kâlblere kuvvet ve gıdadır. Ruhlara şifadır. Gıdanın tekrarı kuvveti artırır.

21. Cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil.

22. Sen üç sabır ile mükellefsin. Birisi: Tâat üstünde sabırdır. Birisi: Mâsiyetten sabırdır. Diğeri: Musibete karşı sabırdır.

23. Ömür sermayesi pek azdır. Lüzumlu işler pek çoktur.

24. En bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya fedâ etmesin

25. Allah'ı sevmek, O’nun marziyatını yapmaktır.

26. İnsan için en mühim âlî maksad, Cenâb-ı Hakk'ın muhabbetine mazhar olmasıdır.

27. İnsanın fıtratındaki şiddetli merak ve harâretli muhabbet ve dehşetli hırs ve inadlı taleb ve hâkeza şedid hissiyatlar,
umûr-u uhreviyeyi kazanmak için verilmiştir.

28. Bir şey tamamiyle elde edilemediği takdirde o şeyi tamamiyle terketmek câiz değildir.

29. İhlas ile kim ne isterse Allah verir.

30. Cenâb-ı Hak, kemâl-i kereminden ve merhametinden ve adâletinden, iyilik içinde muaccel bir mükâfat ve fenâlıklar
içinde muaccel bir mücâzat derc etmiştir.

31. Âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.

32. Hâlık-ı Rahmân’ın ibadından istediği en mühim iş, şükürdür.

33. İşlediğimiz her bir günah, kafamıza giren her bir şüphe, kâlb ve rûhumuza yaralar açar.

34. Mâlâyâni ile iştigal, maksadı geri bırakıyor.

35. Şu misâfirhâne-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan, hiç bir şeyi nizamsız gâyesiz göremezsin. Nasıl sen nizamsız, gâyesiz kalabilirsin ?

36. Amelinizde Rızâ-yı İlâhî olmalı. Eğer O râzı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok.

37. Hakkın hatırı âlîdir, hiç bir hatıra feda edilmez.

38. Acaba zâil, yalancı bir cennette cismi bulunan ve kâlbi, rûhu cehennemde azab çeken bir insana mes'ud denilebilir mi ?

39. Felsefe, her şeyi çirkin, korkunç gösteren siyah bir gözlüktür.
Îman ise, her şeyi güzel, ünsiyetli gösteren şeffaf, berrak, nûrânî bir gözlüktür.

40. Her musibette bir derece-i nimet vardır. Daha büyüğünü düşünüp, küçükteki derece-i nimeti görüp, Allah'a şükretmeli.
 

ziyakarababa

Well-known member
10. Îman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi, îman ve duâdır

. 37. Hakkın hatırı âlîdir, hiç bir hatıra feda edilmez.

allahrazı olsun kardeş.

 
Üst