Aciklamali 20.Mektub dersleri - Ucuncukelime

Zuhr

Talebe
Bismillâhirrahmânirrahîm, elhamdülillâhi rabbil âlemîn velâkıbetülil müttekîn vessalêtü vessalêmü alê seyyidine Muhammedivve alê êlihi vesahbihi ecmain, alê rasulüne salevât

yirmibirinci mektub un birinci makamında kaldığımız yerden devam edelim inşallah
sabah ve akşam namazlarından sonra okunmasında pek çok fazileti bulunan
ve bir rivâyet-i sahîhada İsm-i Âzam mertebesini taşıyan
şu cümle-i tevhidiyenin on bir kelimesi var.

ÜÇÜNCÜ KELİME
لاٰشَرِيكَ لَهُ
Yani, nasıl ki ulûhiyetinde ve saltanatında şeriki yoktur; Allah bir olur, müteaddit olamaz.
Öyle de, rububiyetinde ve icraatında ve icâdâtında dahi şeriki yoktur.

uluhiyet, ilahlık
tek hüküm sahibi irade sahibi Allah olduğu gibi;
bu kâinat saltanatında ve sonsuzluğunda ilah olan yalnız Allah olduğu gibi;
bu saltanatta rububiyet makamının da tek sahibi yine Allah tır cc.

yani her bir varlığın gayeler üzere yaratılaması
ve o gayelere ulaşma süreçlerini de yaratan, onları idare eden
bu işlerin sahibi ve yaptıranı da yine sadece Allah dır

bir su damlasını yaratır;
sonra onu şekillendirir insan yapar

bir zerre yaratır;
sonra onu terbiye eder çekirdek yapar
sonra o çekirdeği terbiye eder yani gayesi neyse ona uygun hale sokar ve ağaç yapar

burada suyun, çekirdeğin, zerrenin, insanın, ağacın ve sair varlıkların hükümdarı, ilah ı sadece Allah olduğu gibi
onların terbiye edicisi, icraatcısı da yalnız Allah dır

Bazan olur ki, sultan bir olur, saltanatında şeriki olmaz;
fakat icraatında, onun memurları onun şeriki sayılırlar
ve onun huzuruna herkesin girmesine mâni olurlar,
“Bize de müracaat et” derler.
Fakat Ezel-Ebed Sultanı olan Cenâb-ı Hak,
saltanatında şeriki olmadığı gibi,
icraat-ı rububiyetinde dahi
muinlere, şeriklere muhtaç değildir.

misal bizim bir cumhurbaşkanımız var;
ülke idaresinde son karar mercii odur, her iş aslında onun izni ile olur,
ama o tek başına her işi yapmaz;
her işle görevli memurları, bakanları vardır.
o bakanlar, memurlar hükümet namına kararlar alır, işleri yönetirler, yaparlar
biz bir işimiz düştüğünde, cumhurbaşkanına gitmek derdimizi anlatmak istesek,
karşımıza bir sürü engel çıkar
bir sürü memura takılırız, derdini bize anlat,
bize müracaat et diyerek bizim cumhurbaşkanına direkt ulaşmamızı önlerler

suyumuz kesilse cumhurbaşkanına gidemeyiz
git sular idaresini ara derler

ama Cenab-ı Hak
ezel ve ebed sultanı
evveliden ahire ne olup ne bittiyse hepsini idare etmeye
hepsinin işlerini görmeye muktedir olan tek zat-ı zülkemal;
her an ulaşılabilir durumdadır
hiç bir işinde -haşa- ona eş olabilecek, onun namını kullanabilecek bir şeriki olmadığından,
her durumda biz direkt kendisine müracaat edebiliriz
kimse bizi engelleyemez

gecenin üçünde içimiz sıkılsa derdimiz olsa
belki en yakınımız annemizi kaldırıp dert anlatamayız,
kalksa dinlemez, dinlese anlamaz, anlasa yardım edemez

ama bir zat-ı zülcelal var ki
her daim bizim her derdimizi, daha biz anlatmadan bilir
daha biz anlatmadan anlar
ve her birisinin çözümünü bilir ve bize yardım eder

Emir ve iradesi, havl ve kuvveti olmazsa,
hiçbir şey hiçbir şeye müdahale edemez.
Doğrudan doğruya herkes Ona müracaat edebilir.
Şeriki ve muini olmadığından, o müracaatçı adama
“Yasaktır, Onun huzuruna giremezsin” denilmez.
İşte, şu kelime ruh-u beşer için şöyle bir müjde verir ki:
İmanı elde eden ruh-u beşer,
mânisiz, müdahalesiz,
hâilsiz, mümanaatsız, her halinde,
her arzusunda,
her anda,
her yerde,
o ezel ve ebed ve hazâin-i rahmet mâliki
ve defâin-i saadet sahibi olan Cemîl-i Zülcelâl,
Kadîr-i Zülkemâlin huzuruna girip
hâcâtını arz edebilir.
Ve rahmetini bulup kudretine istinad ederek
kemâl-i ferah ve süruru kazanabilir.

hadsiz ihtiyaçlarımız
ve sonsuz fakirliğimiz
hadsiz elemlerimiz
ve sonsuz aczimiz
ve bu halde en kuvvetli dayanak noktamız
en şefkatli destek noktamız
en merhametli olan
kudreti sonsuz
merhameti sonsuz olan Rabbimiz dir
insan imanı bulsa o imanla Rabbine yönelse,
O nun rahmetini bulsa,
O nun kudretine dayansa,
işte ancak o zaman tam bir huzura kavuşabilir

hiç bir yaprak bile yoktur ki O nun izni ve emri dışında hareket edebilsin
her bir olay, her bir durum ancak O nun izni ve kudreti ile olabilir
O izin vermese
hiçbir şey olamaz
başımıza gelen her musibet O nun onayından geçip başımıza gelmiştir
içlerine sonsuz hikmetler konmuş
öylece bize verilmiştir
sürpriz yumurta
dışındaki sıkıntıya sabır gösterip
içindeki muazzam mukafatlara ulaşmamız için
bize sunulmuş sınavlar

bu haldeki insanın en sağlam dayanak noktası, en merhametli yardım noktası
kudreti sonsuz, merhameti sonsuz Cenab-ı Hak dan başkası değildir

ruhumuz ve kalbimiz ancak O nunla, imanla mutmain olabilir

Rabbim hepimize kamil mertebelerde iman versin
merhametini bizden esirgemesin inşallah
âmin

Subhâneke lâ ılmelene illema allemtene inneke entel alîmul hakîm ve ahiru de'vehüm enilhamdülillahi rabbil âlemin, el fatiha
 
Üst