Aciklamali 20.Mektub dersleri - Birinci ve Ikinci kelime

Zuhr

Talebe
Bismillâhirrahmânirrahîm,
elhamdülillâhi rabbil âlemîn velâkıbetülil müttekîn vessalêtü vessalêmü alê seyyidine Muhammedivve alê êlihi vesahbihi ecmain, alê rasulüne salevât

yirmibirinci mektub un birinci makamını okuyalım inşallah birlikte
sabah ve akşam namazlarından sonra okunmasında
pek çok fazileti bulunan
ve bir rivâyet-i sahîhada İsm-i Âzam mertebesini taşıyan
şu cümle-i tevhidiyenin on bir kelimesi var.
ve on bir kelimesinin herbirinde birer müjde var. Ve o müjdede birer şifa ve o şifada birer lezzet-i mâneviye bulunur.

BİRİNCİ KELİME
لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ da şöyle bir müjde var ki:
Hadsiz hâcâta müptelâ,
nihayetsiz a’dânın hücumuna hedef olan ruh-u insanî
şu kelimede öyle bir nokta-i istimdad bulur ki,
bütün hâcâtını temin edecek bir hazine-i rahmet kapısını ona açar.
Ve öyle bir nokta-i istinad bulur ki,
bütün a’dâsının şerrinden emin edecek bir kudret-i mutlakanın sahibi olan kendi Mâbudunu ve Hâlıkını bildirir
ve tanıttırır, sahibini gösterir,
mâliki kim olduğunu irâe eder.

insan sadece maddeden oluşmuyor
manevi bir hayatımızda var
bizi canlı tutan, bizi idare eden bir ruhumuz var
alem-i berzahta yaratılmış, alem-i şehadette yani hazır günümüzde bizimle dünyaya gelmiş
ve bizim maddi vucudumuz görevini tamamladıktan sonra yine yaşamasına devam edecek olan ruhumuzun
hayat dairesi çok geniş
ve alakadar olduğu alanda bu nisbette geniş
alakadar olduğu alan genişledikçede, ihtiyaçları ve düşmanları artıyor

insan çocukluğunda sadece anne bababsı ve arkadaşlarını bilir, oyuncaklarını bilir onlarla ilgilenir
dairesi nisbeten küçüktür
anne babasının hali ile, oyuncakları ile ilgilenir ve onaların hallerine göre üzülür veya sevinir
ihtiyaçlarını onlarla giderir
büyüdükçe ilgisi genişler
çevresi genişlediği gibi alaka gösterdiği şeylerde genişlemeye başlar
ve hepimiz görmüşüzdür ki bir çocuk her zaman mutlu olabilirken, bir büyük insanın mutlu huzurlu olması için
bazen bir çok sebebin bir araya gelmesi gerekir
işi, eşi, çocuğu, vatanı, dünyası
dairesi geniş olunca, kendisini etkileyen, üzen veya mutlu eden şeylerde genişliyor
ruhu bu nisbette düşündüğümüz zaman
yaşama alanı bukadar geniş olan insan ruhunun
ihtiyaçlarıda bu nisbette çok, ve buna mukabil düşmanları, onu sıkıntıya sokacak durumları da çoktur

bu hal içindeki ruh-u beşerin
bütün hâcâtını temin edecek olan
bütün düşmanlarının şerrinden onu emin edecek, güvenceye alacak olan
sonsuz rahmet ve sonsuz kuvvet sahibi olan bir zat-ı zülcelal olabilir
"la ilahe illalah" ile, bu kelimenin anlamını düşünmek, hissetmek ve bilmekle
ruh-u beşer bütün ihtiyaçlarını giderecek bir medet, yardım noktası
ve bütün düşmanlarının şerrinden onu muhafaza edecek bir dayanak noktası bulur

bu kelime-i muazzama ruhumuza der ki
senin bir Mâbudun var
bir Halıkın var
hükmü kudreti iradesi ondan büyük olan başka kimse yoktur
sen dahi bunu bil, ibadet ettiğin, seni yaratmış olan Rabbini tanı
ona dayan, ondan yardım iste, onun kuvvetinden kuvvet al

Ve o irâe ile, kalbi vahşet-i mutlakadan
ve ruhu hüzn-ü elîmden kurtarıp, ebedî bir ferahı, daimî bir süruru temin eder.
 

Zuhr

Talebe
İKİNCİ KELİME
وَحْدَهُ Şu kelimede şifalı, saadetli bir müjde vardır. Şöyle ki:
Kâinatın ekser envâıyla alâkadar ve o alâkadarlık yüzünden perişan
ve keşmekeş içinde boğulmak derecesine gelen ruh-u beşer
ve kalb-i insan
"vahdehu" kelimesinde bir melce, bir halâskâr bulur ki,
onu bütün o keşmekeşten, o perişaniyetten kurtarır.
Yani, "vahdehu" manen der;
Allah birdir.
Başka şeylere müracaat edip yorulma.
Onlara tezellül edip minnet çekme.
Onlara temelluk edip boyun eğme.
Onların arkasına düşüp zahmet çekme.
Onlardan korkup titreme.
Çünkü Sultan-ı Kâinat birdir.
Herşeyin anahtarı Onun yanında,
herşeyin dizgini Onun elindedir.
Herşey Onun emriyle halledilir.
Onu bulsan, her matlubunu buldun;
hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.

dakikada iki kere nefes alan bir insan
günde 2880 kere nefes alır
yılda 1051200
60sene yaşasa 63072000 kere nefes alması gerekir
yaşamını devam ettirmek için
nefes almaya muhtaç olan aciz insan
ne havayı yapabilir, ne havayı koruyabilir
ne içindeki oksijeni bilir
ne onu ciğerlerinde nasıl ayrıştırıp kullanacağını bilir
ama bu işlerin hepsi hiç aksamadan ömrü boyunca devam ettirilir
hava hergün kirleniyor
sular kirleniyor
dünyanın bir sürü yerinde bir sürü olaylar oluyor
yıldızlarda patlıyor
üzerimize meteorlar yağıyor
onları kimin temizlediğini, kimin hükmüyle bu işerlin oldurulduğunu bilmeyen insanların hallerini görüyoruz
feryat figan edenleri duyuyoruz
depremler afetler oluyor
bunların arkasındaki hikmetleri
görmediğimizde, onları idare edenin kim olduğunu bilmediğimizde
"hayatımı tehdit eden bunca şeye karşı nasıl karşı koyabilirim nasıl onları durdurabilirim" diye çelişkiler içinde kalıyoruz
işimizde patronumuzun peşinden koşuyoruz
belki el pençe divan duruyoruz

halbuki bütün bunları
ve kainattaki herşeyi idare eden
herşeyin anahtarı kendisinde olan
herşeyin, emriyle idare edildiği tek bir zat-ı zülcelal var
ayetel kursi de mealen bize diyor ki
hiçbir yaprak bile yoktur ki O nun emri izni bilgisi olmadan yerinden kıpırdasın
zerresinden güneşine
kainatta ne varsa hepsinin idaresi elinde olan yalnız Allah dır
ve O ndan başkada bilgi sahibi, irade sahibi
adalet sahibi
rızık sahibi
mülk sahibi
kudret sahibi yoktur
bizi var eden
bizi bizden iyi bilen
ihtiyacımız ne ise daha biz fark etmeden onu gideren
yine sadece ve sadece Allah dır

demek insan ancak Allah a cc. sığınmalı O’ndan medet ummalı
başka şeylere tenezzül etmesine
başka şeylerin hoşnutluğunu kazanmaya çalışmak için çabalamasına, tavizler vermesine
başka şeylerin peşinden koşmasına gerek yoktur
başka bir şeyden korkup titremesine gerek yoktur
çünkü kainatın sultanı idarecisi BİRdir
o BİR i bulsa o BİR e sığınsa
O na cc. kul olsa
başka kullukların zilletlerinden esaretinden kurtulacak
Rabbim hepimize kendisine layık kul olmayı nasib etsin
O nu c.c bulmayı tanımayı anlamayı nasib etsin
âmin


Subhâneke lâ ılmelene illema allemtene inneke entel alîmul hakîm ve ahiru de'vehüm enilhamdülillahi rabbil âlemin, el fatiha
 

memluk

Hatim Sorumlusu
Yani, "vahdehu" manen der;
Allah birdir.
Başka şeylere müracaat edip yorulma.
Onlara tezellül edip minnet çekme.
Onlara temelluk edip boyun eğme.
Onların arkasına düşüp zahmet çekme.
Onlardan korkup titreme.
Çünkü Sultan-ı Kâinat birdir.
Herşeyin anahtarı Onun yanında,
herşeyin dizgini Onun elindedir.
Herşey Onun emriyle halledilir.
Onu bulsan, her matlubunu buldun;

hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.


Allah razı olsun çok zevk alarak okudum...
 

BiÇaRe4

New member
dakikada iki kere nefes alan bir insan
günde 2880 kere nefes alır
yılda 1051200
60sene yaşasa 63072000 kere nefes alması gerekir
yaşamını devam ettirmek için
nefes almaya muhtaç olan aciz insan
ne havayı yapabilir, ne havayı koruyabilir
ne içindeki oksijeni bilir
ne onu ciğerlerinde nasıl ayrıştırıp kullanacağını bilir
ama bu işlerin hepsi hiç aksamadan ömrü boyunca devam ettirilir
hava hergün kirleniyor
insanın ne havayı yapabilmesi ne de koruyabilmesinden ziyade daha dikkat çekici olan şey ağaçların fotosentez gibi bir olayı bilmesidir...
aklı fikri olmayan kütük halindeki bir ağaç nasıl olur da ciğeri olan canlıların kullanacağı havayı temizleme görevini üstlenir?

İşte Allah kullarına ve yarattıklarına o kadar çok acıyor ve merhamet ediyor ki akılsız bir ağaca onların alıp vereceği nefesi temizleme karbondioksidi oksijene çevirme görevini veriyor...

Rabbim tüm bu olan mucizevi rahmetlerini görmeyi ve ibret almayı nasip eylesin bizlere..

Allah razı olsun sohbet için.........
 
Üst