Baş örtüsünün kullanımı nasıl olmalıdır?

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
Baş örtüsünün kullanımı nasıl olmalıdır? Türban şekli denilen saçını topuz yapıp boneyle birlikte takmak veya deve hörgücü gibi yapmak caiz midir?


Cahiliye devrinde başörtüsü vardı. Ancak enselerine bağlar ve arkaya bırakırlardı. Yakaları önden açılır, gerdanları ve boyunları görünürdü. İşte bu durumu düzeltmek için ayeti kerime Allah Teala, “Başörtülerini yakalarının üzerine vursunlar.” buyurmuştur. Bu örtünün şekli ve biçimi ise önce açık yer kalmayacak şekilde başı, boyun ve gerdanlığı örtmektir. Sonra da ince ve çekici olmayan bir örtüyü kullanmaktır. Mutlaka şu ölçüde ve şöyle olmalıdır demek doğru değildir. (bk. Elmalılı, Hak Dini, Nur Suresi 31. ayetin tefsiri.)

Buna göre başörtüsünü yakaların üzerinden örtmenin hikmeti; boyun, gerdan ve göğsün örtülmesini sağlamaktır. Bu zamandaki kadın giyiminde başörtüsü pardesünün veya üst elbisenin içine konduğunda boyun ve gerdan örtülmüş olmaktadır. Bu örtünme sağlandığına göre başörtüsünü bu şekilde bağlamak caizdir. Önemli olan, islama uygun olarak tesettürün sağlanmasıdır.


Ancak saçları tepeye toplayıp deve hörgücü gibi yapmak sakıncalıdır.

Müslüman bir hanımın başını kapatması hem Allah'ın hem de Peygamberin emridir. Yani yüz kısmı açık kalacak şekilde başın kalan kısmını, boyun ve göğüsleri örtmek farz-ı ayındır. Açmak ise bir farzın terki sayıldığından haramdır.

Kadının taktığı baş örtüsü altını gösterecek kadar ince olmamalıdır. İnce olan başörtüsü ile örtünme sağlanmış olmaz. Ayrıca insanların dikkatini çekecek şekilde açık renkli ve gösterişli başörtüsünden uzak durulmalıdır. Böyle bir başörtüsünün bir mahzuru yoktur denilemez.

Sadece baş örtüsünde değil kadının diğer dış elbiselerinde de cazip renkli kumaşlar kullanılmamalıdır. Eğer üstten örtülecek örtünün kendisi ziynet sayılabilecek renk ve görünüşte olursa ona tam örtü denilemez.

Ahzab suresi 33. ayetinde mealen; "Vakarla evinizde oturun. Önceki Cahiliye kadınlarının kırıla döküle, süslerini göstererek (teberrüc) yürüyüşleri gibi yürümeyin." buyruluyor.

Ayette geçen teberrüc kelimesi; Zemahşeri'ye göre; "Genelde; gizlenmesi gereken şeyleri açmada çaba sarf etme, özelde ise; kadınların ziynetlerini ve güzelliklerini açıp yabancı erkeklere göstermesidir"

İmam Suyuti; "Kadının endamlı endamlı yürümesi, başörtüsünü bağlamadan başına atıp kadınların tabii ve yapay güzelliklerini ve çekiciliklerini uygun olmayan yerlerde sergilemeleri, süs ve eylemleriyle kendilerinden yararlanma hakkı olmayanların dikkatini ve ilgilerini çekmeleridir" der.

Alusi ise; "Bana göre zamanımızda müreffeh kadınların evlerinden çıkarken üstlük olarak örtündükleri örtülerde yabancıya gösterilmemesi gereken ziynet kabilindendir. Çünkü bunlar rengarenk çekici giysilerdir." açıklamasını yapar.

Buna göre kadınların örtüye dikkat ettikleri gibi, onun bir süs eşyası gibi olmamasına da dikkat etmeleri gerekir.

Saçları tepeye toplayıp deve hörgücü gibi yapmak:

Konuyla ilgili Hadis-i Şeriflerde "deve hörgücü gibi saçları bağlamanın uygun olmadığı" açıkça ifade edilmiştir. (bk. Müslim, Libas 125) Kadınların başlarının deve hörgüçlerine benzetilmesi çeşitli bağ ve sargılarla sararak onları büyüttükleri içindir. Saçların deve hörgücüne benzetilmesi saçların açık veya kapalı olarak toplanıp yüksekçe bağlanması şeklinde de anlaşılabilir. Açık olarak yapanlar daha büyük günah işlemekle beraber kapalı olanların da dikkat etmesi gerekir.


Aşırı süslü, şeffaf, göz alıcı renkte ve yaldızlı başörtüsü: Örtünmenin hedefi "dikkat çekmemek" olduğu halde, bu tür başörtüler dikkatleri üzerine toplamaktadır. Şeffaf olanlar, içini göstererek hadislere açık bir muhalefet teşkil etmektedir.

Boynu ve -baştan arkaya kayarak- saçı tam örtmeyen başörtüsü: Yalnız çene altından veya enseden bir düğüm atılınca, boyun açık kalmakta ve âyette geçen "başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar." emri terk edilmektedir. Altına tülbent takılmayan ve sağlam bağlanmayan ince başörtüleri de saçın bir bölümünü açıkta bırakmakta ve Rabbimizin emri ihlâl edilmiş olmaktadır.

Allahu Teala (c.c) yarattığı kişilerin fıtratını (yaratılışını) en iyi şekilde bildiği için, hanımların fıtratında da cekici yönlerinden dolayı, onlara cekici olan âzalarını örtmelerini emretmektedir. Bu konuda hem Kur’an-ı kerimdeki hem de Resulüllah (s.a.v)’in sünnetindeki hükümler açıktır ve bu emirler örtünmenin farz olduğu hükmünü ortaya koymaktadır. Bu konuda bütün mezhep imamları, fıkıhcılar, hadisciler ve tefsirciler ittifak etmişlerdir.

Resulüllah (s.a.v) müslüman hanımları ve aile reislerini uyarıyor. Tesettüre uygun olmayan giyim, tavır ve hareketlerin cennetten mahrum olmaya ve cehennem azabına neden olacağı unutulmamalıdır. Kısa dünya hayatı ve nefsimizin istekleri için ebedi hayatımızı tehlikeye atmak asla doğru değildir.

Tabiki bunlar tevbe edildiği takdirde değişecektir. Allah tevbe edenlerin tevbelerini kabul edicidir. Allah yitiğini bulan insanın sevinmesinden daha çok günah işleyen kulunun tevbe etmesinden hoşnut olur. Öyleyse açılma gibi bir hataya düşen insanlar tevbe edip Allah’a dönsünler, Allah’ın emirlerine uygun bir şekilde hem örtünüp hemde gereği gibi ibadetlerini yapsınlar ki böylece Allah’ın cennetine erip cemaline kavuşabilsinler. Aksi halde Allah (c.c) Kur’anın emir ve yasaklarına uymayanlara soruyor: “Siz nereye gidiyorsunuz”. (Tekvir süresi 26)

Evet hep birlikte kendi kendimize soralım “Biz nereye gidiyoruz."

Bu ikazları dikkate alarak hareket etmenin daha faydalı olacağını düşünüyoruz.



Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
 
Üst