Açıklamalı-13.MEKTUP-BİRİNCİ SUALİNİZ: İstirahatin nasıl? Halin nedir?

FaKiR

Meþveret Bþk.
Bismillâhirrahmânirrahîm


Elhamdülillâhi rabbil âlemîn velâkibetülil müttekîn vessalêtü vessalêmü alê seyyidine Muhammedivve alê êlihi vesahbihi ecmain,alê rasulüne salevât
On Üçüncü Mektup

2وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ1بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

4وَالْمَلاَمُ عَلٰى مَنِ اتَّبَعَ الْهَوٰى3اَلسَّلاَمُ عَلٰى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدٰى

1 : Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.
2 : “Hiçbir şey yoktur ki, Allah’ı hamd ile tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 17:44.
3 : Kınama ve azarlama ise nefsin heves ve arzularına tabi olanlara olsun.
4 : "Selam,doğru yola tabi olanlara olsun."Taha Suresi,20:47.

AZİZ kardeşlerim,

Hal ve istirahatimi ve vesika için adem-i müracaatımı ve hal-i âlem siyasetine karşı lâkaytlığımı pek çok soruyorsunuz.

Şu sualleriniz çok tekerrür ettiğinden, hem mânen de benden sorulduğundan, şu üç suale Yeni Said değil, belki Eski Said lisanıyla cevap vermeye mecbur oldum.

BİRİNCİ SUALİNİZ: İstirahatin nasıl? Halin nedir?

Elcevap: Cenâb-ı Erhamürrâhimîne yüz bin şükrediyorum ki,
 

Siyaseti terk ve dünyadan tecerrüt ederek
bir dağın mağarasında âhireti düşünmekte iken,
ehl-i dünya zulmen beni oradan çıkarıp nefyettiler.

Ben kendi memleketimden uzaktan
siyasi hayattan uzaklasarak
hatta dunya hayatimdan da uzaklasarak
bir dagin magarasinda ahireti dusunmekte iken
bir takim yoneticiler beni ordan cikartip surgune gonderdiler
 
 
Hâlık-ı Rahîm ve Hakîm, o nefyi bana bir rahmete çevirdi.
Emniyetsiz ve ihlâsı bozacak esbaba maruz o dağdaki inzivayı emniyetli, ihlâslı, Barla dağlarındaki halvete çevirdi.

Rusya’da esarette iken niyet ettim ve niyaz ettim ki,
âhir ömrümde bir mağaraya çekileyim...
Erhamürrâhimîn, bana Barla’yı o mağara yaptı, mağara faidesini verdi.
Fakat sıkıntılı mağara zahmetini zayıf vücuduma yüklemedi.
 
Yalnız, Barla’da, iki üç adamda bir vehhamlık vardı.
O vehhamlık sebebiyle bana eziyet verildi.
Hattâ o dostlarım, güya istirahatimi düşünüyorlar.
Halbuki, o vehhamlık sebebiyle, hem kalbime, hem Kur’ân’ın hizmetine zarar verdiler.
Hem ehl-i dünya bütün menfilere vesika verdiği ve cânileri hapisten çıkarıp affettikleri halde, bana zulüm olarak vermediler.

Benim Rabb-i Rahîmim, beni Kur’ân’ın hizmetinde ziyade istihdam etmek ve Sözler namıyla envâr-ı Kur’âniyeyi bana fazla yazdırmak için,
dağdağasız bir surette beni şu gurbette bırakıp, bir büyük merhamete çevirdi.

Hem ehl-i dünya, dünyalarına karışabilecek bütün nüfuzlu ve kuvvetli rüesaları ve şeyhleri kasabalarda ve şehirlerde bırakıp akrabalarıyla beraber herkesle görüşmeye izin verdikleri halde,
beni zulmen tecrit etti, bir köye gönderdi.

Hiç akraba ve hemşehrilerimi, bir iki tanesi müstesna olmak üzere, yanıma gelmeye izin vermedi.

Benim Hâlık-ı Rahîmim, o tecridi benim hakkımda bir azîm rahmete çevirdi
Zihnimi sâfi bırakıp, gıll ü gıştan âzâde olarak, Kur’ân-ı Hakîmin feyzini, olduğu gibi almaya vesile etti.

Hem ehl-i dünya, bidayette, iki sene zarfında iki âdi mektup yazdığımı çok gördü.
Hattâ şimdi bile, on veya yirmi günde veya bir ayda bir iki misafirin sırf âhiret için yanıma gelmesini hoş görmediler, bana zulmettiler.

Benim Rabb-i Rahîmim ve Hâlık-ı Hakîmim, o zulmü bana merhamete çevirdi ki, doksan sene mânevî bir ömrü kazandıracak şu şuhûr-u selâsede,
beni bir halvet-i mergubeye ve bir uzlet-i makbuleye koymaya çevirdi.
Elhamdü lillâhi alâ külli hal; işte hal ve istirahatim böyle...

Subhâneke lâ ilmelene illema allemtene inneke entel alîmul hakîm ve ahiru de’vehüm enilhamdülillahi rabbil âlemin el fatiha me as salawat





21.30'da sohbet kanalında yapılan derstir.
Muhabbet-i Bakiye
 
Üst