Gözyaşında Manevi Bir Sır Var...

topraktoprak

Well-known member
Gözyaşında manevî bir sır var, insan ağlayarak rahatlar

Ağlamak, irade dahilinde değildir, insan istediği zaman ağlayamaz İnsan yalandan güler; ama yalandan ağlayamaz Yüreği yanacak ki gözünden yaş gelsin Bazı hadiseler karşısında ağlamamak için çok direndim Tam tersine hıçkırarak ağladım
Gençlik yıllarımda manda beslerdik Mandalar kocaman hayvanlardır İlk bakışta katı yürekli kabul edilir Mandanın yavrusunu önüne getirirdik, o yavrusunu yalarken biz de sütünü sağardık Yavru öldü Manda sağılmıyor Tekme atıyor, boynuzuyla vuruyor, yanına yaklaştırmıyor Düşündük ne yapalım? Hayvanı sağmak şart Sütü sağamazsak başka bir hastalık meydana gelecek Mandanın yavrusunun derisini dikkatlice soyduk Buna tulum çıkartma derler O derinin içine saman doldurduk Ayakta duran bir yavru halini aldı O ölü yavruyu mandanın önüne getirdik ki sağılsın Manda kokladı, burnuyla sağa sola itti, baktım ki mandanın gözünden yaşlar geldi Kocaman manda ağlıyordu Yavrusunun ölü olduğunu anlamıştı Demek ki ağlamak her türlü canlının bir özelliği Bir karga yavrusu yere düşse bütün kargalar toplanıyor, hepsi birden bağırıyor Misalleri artırdıkça görürüz ki canlıların ağlama özelliği vardır
İnsanlara gelince, kadınlarda ağlama hassasiyeti daha fazladır Kadınlara nazaran erkekler daha katı yüreklidir Daha dayanıklıdır Fakat ağlamayan erkek düşünemiyorum Hiç ağlamayanlar için için ağlarlar Doktorların tavsiyesi şudur: Ağlamak istiyorsanız ağlayın!
Ağlamaya engel olmak insanı ruhen sarsar Ağlayan insan açılır
İstanbul müftüsü rahmetli Ömer Nasuhi Bilmen hazretlerine 1950 senesinde işyerinde namaz kılmanın zorluğunu anlattığımda 90 yaşındaki o muhterem hoca öyle ağladı ki gözyaşları sakallarından sızıyordu "Ya Rabbi ne günlere kaldık!" diye ağlıyordu
Mehmet Akif bir şiirinde;
Hayır, matem senin hakkın değil, matem benim hakkım
Asırlar var ki aydınlık nedir hiç görmedi afakım
Teselliden nasibim yokhazân ağlar baharımda
Şimdi bir serseriyim kendi öz diyarımda
Bunları söylerken şairin gözleri ağlamıyorsa kalbi mutlaka ağlıyordur Nice insanlar bu şiirleri okuyarak ağlamıştır
Minyeli Abdullah romanım yayınlandıktan sonra pek çok kimse bana gelerek "Bizi ağlattın!" demişti Nasıl ki herhangi bir enstrümanın tellerine dokununca acıklı sesler çıkarırsa işte bazı hadiseler, bazı yazılar veya sözler insanın gönül tellerine dokunur ve o insanı ağlatır
Dua ederken insan Allah'ın hakimiyeti karşısında aczini anlar Nasıl ki bir çocuk ağlayarak annesinden bir şeyler isterse, aczini hisseden bir insan da gözyaşlarıyla Allah'tan bir şeyler ister Böylesine dua daha makbuldür İnsan Allah'a karşı aczini ve fakrını bilmeli, bu duygular içinde dua etmelidir Uyuşturucu kullanarak çok kötü durumlara düşmüş bir insan rastladığı ağaca sarılıp "Allah'ım iyice düştüm, beni ya öldür, ya kurtar!" diyerek ağlıyor
İnsan yangın yerinden geçse de başını kaldırıp bağlara, bahçelere bakmalıdır Her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı vardır Din insanın ümidini bitirmez

HEKİMOĞLU İSMAİL
23 Ekim 2004, Cumartesi
__________________
mumsemacomimza.jpg

 

topraktoprak

Well-known member
www.yeniresim.com_alayan_insan_resimleri.jpg



Gözyaşları

Gözyaşı, ıztırap çile ağlamak demektir. Gözyaşları, firak acısıyla buğulanan gözlerin, ufka saplanan bakışların ve uzaklara giden hayallerin, gözpınarlarındaki alâmetidir.

Gözyaşları; hicranlı gönüllerin kalbinde yeşeren keder ağacının ıslak meyveleridir.

Gözyaşları; anne kucağına hasret, terk edilmiş zavallıların, mahzun bakışlarıyla gözlerinden süzülen, hüzün ve hasret kokan billur taneleridir.

Gözyaşları; ihtiras pisliğini ve nefret kirini yıkayan temiz ve berrak gönül suyudur. Bayırlara, yollara sokaklara çıkarak yavrusunu gözleyen bağrı yanık anaların tesellisidir gözyaşları, merhametin, şefkat ve vefanın tezahürüdür.

Gözyaşları dertli insanların ruhunu berraklaştırır, dünyasını hafifletir, parlatır.

Firak acısını çekmeyen, vuslat saadetine ermeyenler gözyaşının mânâsını anlayamaz.

Kimi zaman hüzün ve hasretin, kimi zaman da mutluluk ve sevginin gözlerde bulduğu şekildir gözyaşları. An olur ıztırap seli, zaman gelir saadet çağlayanına dönüşür.

Seherlerde O’nun için ağlayan, hakkı adaleti, hürriyeti ve imanı müdafaa eden cefakâr ve çilekeş mü’minlerin gözyaşlarının anlamını hangi kalem yazabilir, hangi dil anlatabilir?

O’nun aşkıyla ağlamayan, gözyaşı dökmeyen hiçbir şey yoktur. Kavrulan nebatatın imdadına yetişen yağmur taneleri, bulutların gözyaşlarıdır.

Ovalardan meralara, çayırlardan deryalara süzülen, başını taşlara çalan hırçın ırmaklar yeryüzünün gözyaşlarıdır.

Akşamları kızıl bir ağızda kaybolan Güneş’in etrafı zulmete boğmasından sonra dünyaya küsen goncaların çıkardığı çiğ taneleri ise güllerin, çiçeklerin gözyaşlarıdır.

Ey Dost! “Benim bildiklerimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız” buyuran Allah’ın Resûlünü (asm) hatırla. “Gülme gülme ağla gönül” diyen Yunus’u düşün. Sonra gözlerini semaya çevir. Yıldızların âhını işit, seyyarelerin iniltilerini dinle. Ve Dünyaya bak. Her şeyin herkesin mânen ağladığını göreceksin. Nihayet kendine bak. Aczini idrak et, fakrını anla. Hassas yüreğinde bir şeyler kıpır kıpır ediyorsa ve ağlayabiliyorsan ağla.. ağla.

NADİ AKSOY
Yeni Asya
 
Üst