Açıklamalı Dorduncu Lema - Birinci Nukte-Minhâcü's-Sünne

Zuhr

Talebe
Bismillâhirrahmânirrahîm,


DÖRDUNCU LEM’A

Minhâcü’s-Sünne

Minhâcü’s-Sünne, bu lem‘aya lâyık görülmüştür. Mes’ele-i imâmet, bir mes’ele-i fer‘iye olduğu halde, ziyâde ehemmiyet verildiğinden bir mes’ele-i îmâniye sırasına girip, ilm-i kelâmda ve usûlü’d-dînde medâr-ı nazar olduğu cihetle, Kur’ân’a ve îmâna âit hizmet-i esâsiyemize münâsebeti bulunduğundan cüz’î olarak bahsedildi.

Hulefa-i raşidin ra. ecmain efendilerimizin hilafet tertibi imamet tertibi konusu itibariyle fer’i bir mesele olduğu halde, bu mesele uzerine o kadar gidilmiştir ki, ifrad ve tefridler imanı zedeleyecek alanlara girdiğinden, fer’i bir mesele olmakdan çıkmış imani bir mesele sınıfına girmiş. Ve asılardır ilm i kelam alimleri usulü’d din alimleri arasında medarı bahs olmuştur. İmani bir meselı sınıfına girdiğinden r.nurunda asıl mesleği iman hizmeti olduğunda şu imamet meselesi yani, hilafet meselesinden cüz i olark bahsedilecek.

b1153.gif

Şu âyet-i azîmelerin çok hakaik-i azîmelerinden bir iki hakîkatine “iki makamla” işaret edeceğiz.

Yukarıdaki ayetlerin birebir manasını değilde kısabir meali şöyle olabilir; Allah rasulu bizimle hevasıyla konuşmaz. bize gelen bir sıkıntıya çok uzulmektedir. Bir diğerinin kısacası, eğer senden yuz çevirirlerse deki Allah bana yeter ben ona tevekkül ettim ve o buyuk arşın Rabbidir
Bir diğerininde, bize yaptığı hizmetinin karşılığından hiçbir ucret istmediğini ancak al-i beytine hurmet ve sevgi istediğini ifade etmektedir.

Birinci Makam Birinci Makam: “Dört nükte”dir.

Birinci Nükte:

Resûl-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın ümmetine karşı kemâl-i şefkat ve merhametini ifade ediyor. Evet, rivâyet-i sahîhada vardır ki: Mahşerin dehşetinden herkes, hatta enbiyâlar dahi (nefsi-nefsi) dedikleri zaman, Resûl-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, (ümmetii-ümmetii) diye re’fet ve şefkatini göstereceği gibi, yeni dünyaya geldiği zaman ehl-i keşfin tasdîkiyle, vâlidesi onun münâcâtında (ümmetii-ümmetii) dediğini işitmiş.

Hem bütün târîh-i hayatı ve neşrettiği şefkatkârâne mekârim-i ahlâkı, kemâl-i şefkat ve re’fetini gösterdiği gibi; ümmetinin hadsiz salavâtına hadsiz ihtiyaç göstermekle, ümmetinin bütün saadetleriyle kemâl-i şefkatinden alâkadâr olduğunu göstermekle, hadsiz bir şefkatini göstermiş. İşte bu derece şefkatli ve merhametli bir rehberin sünnet-i seniyesine mürâât etmemek, ne derece nankörlük ve vicdansızlık olduğunu kıyâs eyle.

Amenna ya ustad.. Rabbim bizi bu nankörlukden muhafaza eylesin.. Bir hadis i şerifde; ummetimden hiçkimse yokturki benim onu duşunduğum kadar o kendini duşunsun. der. Yani bizler kendi akıbetimiz hakkında ya endişelenmiyoruz yada çok az endişeleniyoruz. Efendimiz asv ın tum himmeti ummetinin dunya ve ahiret saadeti içindir. Evet efendimiz asv bizim dunyada ve ahirette çektiğimiz veya çekeceğimiz sıkıntıdan dolayı çok muteessir oluyor. Diyorum ki eğer biz onun nur olan sunnetine tabi olursak, bir nebze olsun sıkıntısını hafifletmiş olmaz mıyız. Yada biz neden ona sıkıntı verenlerden olalım ki ? sunnet i seniyyeye göre amel ederek ona sıkıntı vermeyenlerden olmayalım ki?

İnşallah rabbim sunnet i seniyyeden hissemizi ziyade eylesin. Amin.

Subhâneke lâ ılmelene illema allemtene inneke entel alîmul hakîm ve ahiru de’vehüm enilhamdülillahi rabbil âlemin, el fatiha

08:45’de sohbet kanalında işlenen derstir.
Muhabbet-i Bakiye
 

ebrar172

Well-known member
Allah razı olsun nukte..
birde eklediğin konuların yazı karakterleri dahi bir başka letafet içerisinde
düzenlemelerin ve özenin için ayrıca teşekkür ederim dostum..:047:
 
Üst