Kelimeleri parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve berraktı. Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü, ayaklarını yerden canlıca kaldırır, iki yanına salınmaz,adımlarını geniş atar yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilir vakar ve sükunetle rahatça yürürdü.
Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi.
Bir gün kendisinden yaşça küçük bir dostunun omuzlarından tutarak şöyle demişti“Sen dünyada garip bir kimse yahut bir yolcu gibi yaşa !”
Her zaman hüzünlü ve mütebbessim bir haletle dururdu,yüzünde daima ışıldayan bir parlaklık olurdu.
Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi.
Bir gün kendisinden yaşça küçük bir dostunun omuzlarından tutarak şöyle demişti“Sen dünyada garip bir kimse yahut bir yolcu gibi yaşa !”
Her zaman hüzünlü ve mütebbessim bir haletle dururdu,yüzünde daima ışıldayan bir parlaklık olurdu.
Adet üzere sarf edilen hiçbir söz ağzına almadı.Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz bağırmazdı.
Fakirlerle birlikte yerdi.Sade kıyafetler giyer gösterişten hoşlanmazdı.
Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez bulunduğu mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı.
Sabahları evinden çıkarken şöyle söylerdi: “İlahi doğrudan sapmaktan ve saptırılmaktan , kanmaktan ve kandırılmaktan , haksızlık etmekten ve haksızlığa maruz kalmaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlığa uğramaktan sana sığınırım.”
Sıradan değildi;ama sıradan insanlar gibi yaşadı.
Fakirlerle birlikte yerdi.Sade kıyafetler giyer gösterişten hoşlanmazdı.
Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez bulunduğu mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı.
Sabahları evinden çıkarken şöyle söylerdi: “İlahi doğrudan sapmaktan ve saptırılmaktan , kanmaktan ve kandırılmaktan , haksızlık etmekten ve haksızlığa maruz kalmaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlığa uğramaktan sana sığınırım.”
Sıradan değildi;ama sıradan insanlar gibi yaşadı.
KENDİ ŞAHSI İLE İLGİLİ HERTÜRLÜ KUSUR VE HATAYI AFFEDERDİ.FAKAT BAŞKASININ HUKUKU VE HELE ALLAH’IN HUKUKU OLAN MESELELERDE İSE TAVİZ VERMEZDİ.KENDİ YAKINLARINA DAHİ EN KÜÇÜK BİR İLTİMAS TANIMAZDI