Ölüm Hakkındaki Sorular

Þefkat_

Well-known member
Soru 1: Sizce ölüm 'kötü' bir olay mıdır? Cevap::032:
Ölüm acı bir olaydır, imanlı imansız her insanı üzer, ağlatır, mutsuz eder. Ama kötü bir olay denemez. Ölüm tabîî, kaçınılmaz, arkasından gelecek hayat, dünyadaki yaşantıya bağlı olarak iyi veya kötü olacak olan bir sondur. Hz. Mevlânâ'nın vefat gecesine "şeb-i arûs" denir ki, manası "aşıkın maşukuna kavuştuğu gece, vuslat gecesi" demektir. Bir aşık da "Her gün takvîm-i ömrümden bir siyah yaprak düşüyor- Hala belli olmadı îdi rûz-i visalin" diyor "Yani kavuşma gününün bayramı" belli olmadı diye üzülüyor. Merhum Aliya İzzet'i ziyaret eden birisi uzun ömür dileğinde bulunmuş, Bilge Kral'ın cevabı şöyle olmuş: "Artık yeter, oraları özledim!".



Soru 2:Son haftalarda haberlere ve köşe yazılarına konu olan Zincirlikuyu Mezarlığı kapısındaki "Her canlı ölümü tadacaktır" yazısı (ayet-i kerime meali) hakkında sizin görüşünüz nedir? O ayet mealinin mezarlık kapısına yazılmış olması yanlış mıdır?


Cevap:
Bu âyet meali, hiçbir kimsenin itiraz edemeyeceği ve aksini ispat mümkün olmayan bir gerçeğin ifadesidir, mezarlık kapısında olması da çok uygundur; aslında herkesin her gün göreceği bir yerde olmasında da büyük faydalar vardır.


Soru 3:Ölümü hatırlatan bu tür uyarılar insanlar üzerinde nasıl etki yapar?

Cevap:
Ahirete inanan insanlar üzerinde müspet tesir yapar, unutulması zararlı olan bir gerçeği hatırlatır, müminin dünyaya dalarak ahiret hazırlığını ihmal etmesini engeller. Ahirete iman etmeyen insanlar üzerinde iyi ve kötü iki tesirinden söz edebiliriz:
a) İyi tesir, insanın hırsını frenlemesi, fani dünya için yapılacak şeylerin dengesini sağlamasıdır.
b) Kötü tesir, karanlık bir geleceğin hatırlanması sebebiyle kişinin mutsuz ve huzursuz olmasıdır.


Soru 4:

Ölüm korkusunu yenmek için neler yapılmalı? Bir ilahiyatçı olarak sizin bu konudaki görüşünüz nedir?
Cevap:
Ölüm korkusunun tek ilacı ahirete iman ve elden geldiğince ona hazırlıklı olmaktır.

Soru 5:

Ölümü unutmanın insanlara bir faydası var mı?
Cevap:
Ölümü unutmanın, ahirete iman etmeyenler için bir faydasından söz edilebilir, ama bu fayda, sarhoşun derdini unutmasına benzer, ayılınca gerçek bütün ağırlığı ile kişinin omuzlarına çöker.

Soru 6:
Ölümle yüzleşmeden hayatla barışık olmak, gerçekten mutlu olmak mümkün müdür?
Cevap:
Bana göre mümkün değildir, ama ölümle yüzleşmenin, inanan ve inanmayanlara ait çeşitli şekilleri vardır.

Soru 7:
Mezarlıklarla içiçe yaşamak mı, ölümü hatırlatan her şeyden insanları uzaklaştırmak mı 'çare'dir, doğrudur?
Cevap:
Ahirete iman edenlerin ölümü sık sık hatırlatan fırsatlardan yararlanmaları gerekir. Ölümü unutmak manevi (uhrevi) olarak büyük kayıplara sebep olabilir. Postmodern felsefede "gerçek" ve "iman" diye bir şey olmadığı, eldeki hayat fırsatının "en iyi, en mutlu" bir şekilde geçirilmesi hedef olduğu için ölümü unutmak "iyi" hatırlamak "kötü" oluyor; çünkü hatırlamak hayatın ve mutluluğun geçici olduğunu, geleceğin de karanlık/meçhul olduğunu hatırlamak manasına geliyor. Bu yüzden (o felsefenin etkisiyle) ölüye yapılan işlemler ve merasimler gittikçe profesyonel hale geliyor, ölünün ilgilenen çevresi gittikçe daralıyor.

Hayrettin Karaman
 
Üst