Dirilerin Amelleri Ölülere Arzedîlir

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
...Amelleriniz, kabirdeki, akraba ve yakınlarınıza arz edilir. Ame­liniz hayırlı ise onunla müjdelenirler. Değilse, «Yâ Rabbi ibadet ve tâatin için onlara şuur ver» derler.

îbn-i Mübarek, ibn-i Ebi Dünya, Ebû Eyyûb (Radıyallahû anh)'-dan rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:

Amelleriniz ölülerinize arzedilir. Güzelse, sevinir ve müjdelenir­ler, kötü ise «Yâ Rabbi geri çevir» derler.

Ibn-i Ebi Şeybe «Musannef»de Hâkim-i Tirmizi ve ibn-i Ebi Dünya İbrahim bin Meysere'den rivayet ettiklerine göre, şöyle nakletmiştir:

Ebû Eyyûb (el-Ensari) (Radıyallahû anh) İstanbul'a savaşa çık­tı. Çok kıssa anlatan bir adamın yanmdan geçti. Adam şöyle di­yordu :

«Kulun gündüzleyin erken yaptığı ameller, akşamleyin, kabir­deki tanıdıklarına arzedilir.

Akşama doğru yaptığı ameller, sabah­leyin kabirdeki tanıdıklarına arzedilir.

Ebû Eyyûb:

«Ne diyorsun?» dedi.

Kıssacı :

«O, dediğim gibidir.»

Ebû Eyyûb: «Yâ Rabbi, Ubâde bin Sâmit ve Sa'd bin Ubâde'nin yanında-ayıbımı açığa çıkartma.» dedi.

Kıssacı:
«Allah, kişinin ayhını örtüp en iyi ameliyle onu övmeden onu-yanma-almaz» dedi.

Hâkim-i Tirmizi, «Nevâdir»de Abdulgafûr bin Abdulaziz'den, babasından, dedesinden, rivayet ettiğine göre Resûlullah (Sallallahû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur

Ameller, pazartesi ve perşembe günleri Allah'a arz edilir. Cuma günü de peygamberlere, anne ve babalara arzedilir. Onun hasena-tiyle sevinirler. Yüzleri aklaşir, parlar. Öyle ise Allah'dan korkunuz, ölülerinize eziyet vermeyiniz.

Hakim-i Tirmizi ve ibn-i Ebi Dünya, «Rüyalar» kitabında Beyhaki «Şuâb-ı îmanda» Numan bin Beşir (Radıyallahû anh) 'dan o da Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)'den şöyle işittiğini rivayet etmişler:

«Kabirlerdeki kardeşleriniz için Allah'dan sakınınız, çünkü amel­leriniz, onlara arzedilir.»

îbn-i Ebi Dünya, Isbehâni «Tergibde; Ebû Hüreyre (Radıyallahû anh) 'dan rivayet ettiklerine göre,

Resûlullah (Sallallâhû Aley­hi ve Sellem) :

«Ölülerinizi, kötü amellerinizle utandırmayın. Çünkü amelleri­niz kabirdeki dostlarınıza gösterilir.»

İbn-i Ebi Dünya, ibn-i Mende ve ibn-i Asâkir... Muhammed bin Abdullah'dan rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:

Ubbâd el-Havas, İbrahim bin Salih el-Hâşemi'nin Filistin va­lisi iken yanına gitti. İbrahim «Bana va'z et» dedi. Ubbâd dedi ki:

«Sen Resûlullah'ın akrabasısın. İşittiğime göre, dirilerin amel­leri, ölmüş akrabalarına arz edilir. Bakalım seninkinden, Resûlullah'a ne arz edilecek.»
İbn-i Ebi Dünya, Ebû Derda (Radıyallahû anh dan rivayet et­tiğine göre şöyle diyormuş :

«Yâ Rabbi, dayım Abdullah bin Revâha ile karşılaştığımda ba­na kızmasından sana sığınıyorum.»

(Abdullah bin Revana daha önce ölmüştü.)
îbn-î el-Mübarek, İsbehâni, Ebû Derdâ (Radıyallahû anh)'dan rivâyet ettiklerine göre:

«Amelleriniz ölülerinize arz edilir. Onunla ya sevinirler ya bo­zulurlar... Yâ Rabbi Abdullah bin Revahaya eziyet yerecek bir iş yapmaktan sana sığınırım» derdi.

Yine ibn-el-Mübarek, Osman bin Abdullah bin Evs'ten rivayet ettiğine göre Said bin Cübeyr şöyle demiştir:

«Kardeşim Amr bin Evs'in kızı, Osmanın hanımıydı. Abdullah bin Evs yanıma girmek için izin istedi. İzin verdi. Yanına girdi, «ko­can sana nasıl davranıyor» diye sordu.

«İyilik yapabildiği kadar iyidir» dedi.

Abdullah:

«Oğlum Osman! Hanımına iyi davran. Çünkü ona iyilik yaparsan mutlaka Amr bin Evs'e gider.» dedi. Osman dedi ki: «Ben dirilerin haberi ölülere gider mi?» diye sordum.

O:

«Evet, dostu olan herkesin akrabalarının haberi ona ulaşır. İyi haber verilse, sevinir, ferahlanır, tebrik edilir. Haber kötü ise da­rılır, üzülür. Öyle ki, onlar, yeni ölmüş adamı hayatta sanıp ne ya­pıyor diye sorarlar. «O öldü, size gelmedi mi?» denilince.

Onlar:

«Hayır, demek sığınağı olan Cehenneme gitti» derler.

lbn-i Ebi Dünya, Ebû Bekir bin Ayyaş tarikiyle Esed kabilesinden olan bir kabir kazıcısından rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir

Bir gece kabristanda idim. Birden kabrin birinden;

«Yâ Abdullah!» diye bir ses geldi. Öbür kabirden;

«Ne istiyorsun ya Câbir» dedi. Câbir dedi ki:

«Yarın anam bize gelecek. Fakat ne yazık ki bize kavuşamaya­cak. Babam ona kızmış, namazını kılmamak için yemin etmiş.

Sabahleyin bir adam geldi, onlardan ses işittiğim, «Şu iki ka­bir arasında bana bir kabir kaz» dedi.

Ben «bunun ismi Câbir, di­ğerinin de Abdullahdır, dedim, akşamleyin işittiğimi ona anlattım. Meğer ki, o adam, Cabir'in babasıymış, Bana «evet hanımını öldü, fakat ben namazmı kılmamak için yemin ettim. Madem Cabir Öyle demiş, kefaretimi ödeyip namazını kılacağım» dedi.

Ebû Nuaym, ibn-i Mesud'dan rivayet ettiğine göre şöyle de­miştir :

«Babanın dost olduğuyla, sen de dost ol. Çünkü kabirde, Ölüye yapılan iyilik ve alaka ancak onun dünyada kalan dostlarına iyilik yapmak ve ilişki kesmemekle olur.»

îbn-i Hibban, îbn-i Ömer (Radıyallahû anhî'dan rivayet ettiği­ne göre Resûlullah Efendimiz (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

«Babasını kabirde ziyaret etmek isteyen kimse, babasının sağ» kalan kardeş ve dostlarını ziyaret etsin.»

Ebû Davud ve îbn-i Hibban, Ebû Esved es-Saidi'den şöyle riva­yet etmişlerdir:

Resûlullah Efendimizin yanına bir adam geldi ve:

«Ebeveynimin ölümünden sötıra, onlara yapabileceğim bir iyilik kaldı mı diye sordu.

Resûlullah Saîlallâhû Aleyhi ve Sellem) :

«Evet» dedi. Yapılacak dört şeyin kaldı. Onlara duâ etmek, on­ların sağken verdikleri sözlerini gerçekleştirmek, onların dostlarına ikramda bulunmak ve onlar tarafından olan akrabalarla ilgiyi kesmemektir.


(1) İmam Celaleddin Es-Suyuti, Kabir Alemi, Kahraman Yayınları: 428-432.
 
Üst