Bediuzzaman ve Risale-i Nur Hizmeti-8-Denizli - Afyon - Emirdağ

Zuhr

Talebe
Bismillâhirrahmânirrahîm,



8-Denizli 1943-44_Afyon 1947-49 _ Emirdağ 1944-50



1943 yılı son baharında 126 talebesiyle beraber ağır ceza mahkemesine sevk edildi. Risale-i Nur külliyatı Ankara’da profesörler ve yüksek alimlerden oluşan bir ehl-i vukufa tedkik ettirildi. “Ustadın siyasi bir gayesi olmadığına, Risale-i Nur’un ilmi ve imani kur’an tefsiri ” olduğuna dair verilen müsbet rapor ve mahkemede yapılan mudafaalar neticesinde 1944 tarihinde isnad edilen suçun asılsızlığlı sabit olarak beraet kararı verildi. (15 haziran 1944)

9 ay suren hapis hayatı sırasında Ustad talebeleriyle görüştürülmemiş, bir çok sıkıntıya maruz bırakılmış ve zehirlenmiştir. Bütün bunlara rağmen o sabr etmiş ve Allah'ın inanyetiyle zehrin tesirinden kurtulmuşdu. Tahliyeden sonra iki ay denizlide ikamet etti. Arkasından yine serbest bırakılmadı, bir başka mecburi ikamet yerine, emirdağa götürüldü.(30 temmuz 1944)

Nur himzetinin inkişafı çeşitli sıkıntılara rağmen buradada devam etti. Her sürgün yeri gibi Emirdağ’da onunla çalkalandı. Bütün engellemelere rağmen ziyaretine gelenlerin arkası kesilmiyor, talebeleri yazdıkları risaleleri kendisine getiriyor o datashih ediyordu. Çoğu zaman kırlara çıkıyor, o zaman dahi peşinden takib ettiriliyordu. Adeta sürekli bir göz hapsine mahkum edilmişti. Kapısında sürekli bir polis bekliyordu.

1948 in hemen başında değişik şehirlerde talebeleriyle beraber tekrar tutuklanıb Afyon’a getirildi. İttiham yine ındi idi “rejim aleytarı olmak, siyasi gizli cemiyet kurmak” bu mahkemede yirmi ay sürdu ve verilen ceza temyiz sonucu beraetle neticelendi. Garibdirki bu mecburi temyiz kararına rağmen mahkeme, heyeti güya noksanlıkların ekmeli ile, günbegün oyalandı ve duruşmaları muteaddid defalar erteledi. Öyleki kanunsuz olarak verilen ceza süreside doldu. Ustad ve nur talebeleri ancak o zaman tahliye edilebildiler.

1950 yılında türkiyede çok partili döneme geçildi. Yapılan seçimleri demokrat parti kazanarak iktidarı siyasi alemde görçekleşen bu değişikliğin Ustad ve nur talebeleri için bir derece serbestliğe ve rahatlığa vesile oldu. Bununla beraber mahkemeler sıkıntılar yine devam ediyordu.

Ustad Afyon hapsi beraetle neticelendikden sonra emirdağda ikamete mecbur tutuldu ve demokrat partinin iktidara gelmesinden sonra Eskişehir’e gitti. Bir muddet sonra nihayet ıspartaya geçti ve buralarda talebeleriyle meşgul oldu. 1952 de “gençlik rehberi” münasebetiyle hakkında açılan dava sebebiyle 27 yıl aradan sonra tekrar İstanbul’a geldi. Kaldığı otel bir çok dost ve talebelenin akınına uğradı tutuksuz olarak yargılandığı bu dava üç ay surdu ve yine beraet kazandı.

Mahkeme sonrası Emirdağ’a döndü, kırlarda yalnız başına gezerken jandarmalar tarafından şapkası olmadığı gerekçesiyle karakola celb edildi (1953). Bu hadiseden dolayı yazdığı dilekçeyi “adliye ve dahiliye” vekaletlerine gönderdi. Bu dilekçe samsundaki talebeler tarafından mahalli bir gazetede yayınlanınca, bu sefer samsunda hakkında dava açıldı ve oraya çağırıldı. Rahatsız ve ihtiyar oldğu için gelemiyeceğine dair alınan rapor mahkemeye gönderildi isede mahkeme ısrarla gelmesini istiyordu.

Samsun’a gitmek uzere İstanbul’a geldiğinde rahatsızlılğı ziyadeleşti. Heyet-i sıhhıyeden alınan “kara deniz ve hava yolları vasıtasıyla seyahat edecek durumda değildir” mahiyetinde başka bir rapor samsuna gönderildi. Neticede o mahkemede beraetle neticelendi. 1653 yılı baharında 3 ay istanbulda kaldı ve 500 fetih yılı dönümü münasebetiyle yapılan merasimlere katıldı. Daha sonra sırasıyla Emirdağ Eskişehir ve Isparta’ya oradanda talebeleriyle beraber ilk sürgün yeri ve Risale-i Nurların telif yeri olan Barla'ya gitti.


سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَاۤ اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ

el Fatiha


 
Üst