Risale-i Nur okumanın önemi

müdavim

Üye Sorumlusu
Kerim ve Risale-i Nur okumanın önemi nedir? Risale-i Nur nasıl okunur ise azami istifade edilir? İnsan-ı Kâmil nedir? A. Raif Öztürk yazdı.

Moralhaber.Net yazarı A. Raif Öztürk Kur’ân ve Risale-i Nur okumanın önemini yazdı.

Tekrar tekrar okunmasıyla, dinlenmesiyle, hatta harflerine bakılmasıyla bile maddi ve manevi avantajlar sağlayan tek kitap, Kur’ân-ı Kerimdir. Bu durum, çok özel bir lütuftur.
Bilimsel olarak da, tıbbi olarak da ve biyoenerji yönünden de yapılan araştırmaların neticelerinde, hep aynı gerçek yıllardan beri tekrar tekrar vurgulanmaktadır.
• Yani Kur’ân okunmasıyla da ve okuyanların dinlenmesiyle de, insan vücudu üzerinde mutlaka müspet etkilemeler ve tesirler yaptığı kesindir… Yüce Yaratıcımız bizlere hitaben:
* Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir. (41.Sûre./ 44.Ayet.) Buyurmaktadır.
* ..De ki: O Kur’ân, inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifâdır... (17./82.)
*******
28.10.2008 Tarihinde, ''Risale-i Nur'un ‘Cadde-i Kübra-i Kur'aniye’ olan, Hizmet Mesleği'' konulu bir seminere katıldım. Çok çarpıcı bilgiler öğrendim, çok istifade ettim ve etkilendim. Sadece özet kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kur’ânı dinlemek, üç edebî tarzda olmalıdır.
1) Okunan Kur’ân’ı, Hz. Muhammed okuyormuş gibi dinlemek.
2) Cebrail A.S., Hz. Muhammed’e s.a.v. iletiyormuş gibi dinlemek.
3) Cenab-ı Hakk’dan Cebrail A.S.’a ferman ediliyormuş gibi dinlemek.
• Bir de; bizim gibi bazen gaflet, bazen huşû içinde dinlediğimiz şekli var ki, ben bugün bizlerin ulaşabildiğimiz bu şekil üzerinde durmak istiyorum.
Bu şekilde bile olsa Kur’ân, Fatiha suresinden, Nâs suresine kadar okuyanın ya da dinleyenin, ruhunu terbiye ettiği, hidayet, bereket ve şifa etkisi olduğu kesindir.
Dünyada, insan ruhunu böylesine etkileyen başka bir kelâm ve bir başka kitap yok...
Bakınız, Kur’ânın insan pedagojisine, psikolojisine ve terbiyesine ait ayetlerden bahsetmiyoruz. Sadece sürekli okunmasındaki ve dinleme sırasındaki etkilerinden bahsediyoruz. Bir ilâcın; terkibini bilmeyen kimseleri de, mutlaka etkilemesi gibi…
Bu şekilde sürekli okuma ve dinleme ile ‘İnsan-ı Kâmil’ mertebesine (yani bir nevi sahabe mertebesine yaklaşıyor ve) yükseliyor insan… (Örn.: Evliya menkıbelerine ve hayatlarına bakınız.)
Esas itibarıyla Kur’ân: 1. Hidayet ve Şifa kaynağıdır. 2. Nur kaynağıdır. 3. Ruh kaynağıdır. Ve 4. Bereket kaynağıdır.
Hidayet, şifa ve bereket özelliği, ilim ve hikmet açısından herkese açıktır. Nur ve Ruh özelliği ise ısrarla, yukarıdaki üç edebi tarzda ve sürekli okuyanlara açılır…
*******
Çok önemli bir husus: Kur’ân-ı Kerimde var olan tüm bu özellikler, O’nun bir nevi tefsiri olan Risale-i Nurlara da aynen in’ikas etmiştir, sirayet etmiştir yani yansımıştır. Bu bir gerçektir, iddia değildir, mücerrepdir (tecrübe edilmiştir) ve kesindir…
Aynen, Kur’ânda var olan Hidayet, şifa ve bereket özellikleri, Kur’ânda olduğu gibi ilim ve hikmet açısından talep eden, inceleyen, okuyan ve dinleyen herkese açıktır.
Nur ve Ruh özelliği ise ısrarla, rahle önüne diz çökerek, edebî bir tarzda, ihlâs ile sürekli ve yıllarca okuyanlara mutlaka açılır…
Eğer böyle olmasaydı, bir defa okuduğu bir kitabı, hıfz edecek bir zekâya sahip olan Bediüzzaman Hz.,

Kendi yazdığı külliyatı niçin yüzlerce defa okusun ki?
Onun has talebeleri her gün, 200-300 sayfa Risaleyi niçin okuyorlar zannediyorsunuz?
İşte Risale-i Nur’ları, diğer kitaplardan ayıran noktalardan birisi de bu özelliktir…

Şimdi dikkat ediniz: Tasavvufta en uç noktaya, ‘insan-ı kâmil’ mertebesi denir. (*1.)
Tasavvuftaki bu mertebenin Risale-i Nurdaki mukayesesi ise R.Nur’a ‘talebe’ olmaktır.
İşte bu cadde, herkese açıktır. Bu noktaya ise ancak, Risale-i Nuru çok okuyanlar ulaşabilir.

Peki, Risale-i Nur nasıl okunur ise azami istifade edilir?
Mümkün ise temiz ve abdestli olarak, tevbe-i istiğfar ile ve şeytandan Allaha sığınarak, (euzü-besmele ile) salâvat getirerek, ciddi bir münacat ile ve mümkün ise diz çökerek okumaya başlamalı. (Kur’ânı sıradan okumak ile rahlede diz çökerek okuma arasında, 100 derece fark olduğu rivayetlerde vardır.) Dikkat dağılmayacak bir ortamda, bilgiçlik yapmadan, “ben bu konuyu 100 defa okumuştum” demeden okunmalıdır. 100. değil, 1000’inci defa okunduğunda bile, Nurundan ve Ruhundan istifade edildiği bilinmelidir. Gazete veya sıradan bir kitapmış gibi okumak, böylesine müthiş bir kitap için saygısızlıktır, abestir ve yanlıştır... Bu konuların hafife alınmasının neticesi ise, birçok açıdan vahamettir.
Çünkü terakkiye manidir. Rûhen gelişmelere engeldir. Özel bahşedilmiş bir nimete bigâne kalmak, tembellik göstermek ve başka tercihlere yönelmek, gönderene karşı bir nevi tahfîf ve saygısızlık olduğundan, tek kelimeyle GAFLETTİR…
• Kur’ânın ve Risale-i Nur’un hidayetinden ve bereketinden istifade, az veya çok herkes tarafından fark edilir. Aklımıza kapılar açıldığını hissettirir, fakat R.N. kimseyi zorlamaz.
Nur’undan ve Rûh’undan istifade edenleri, yani ısrarla ve sürekli okuyanları, menşe’i olan Kur’ân gibi, Risale-i Nur da zorlar, yani birçok konuda etkisinin altına alır ve mecbur eder.
Yani ibadetlere zorlar, haramdan kaçınmalara zorlar ve mecbur eder. Bu zorlamaya ‘Cebr-i Lütfî’ denir. Süreklilik ve ihlâs ile ısrar, bu kişileri ‘insan-ı Kâmil’ noktasına getirir…

Risale-i Nurdaki dört hatve (adım, aşama, derece), yani 1.Acz, 2.fakr, 3.şefkat ve 4.tefekkür yolu, bir cadde-i kübradır ve herkese açıktır. İlk dokuz söz, acz ve fakrın açılımıdır. Aczin mukabili ise ENE’dir. Görüldüğü gibi tasavvuftaki nihaî nokta, Risale-i Nurda ön plana alınmıştır. Şefkat ise kalbi işletmektir.
Tefekkür de, ‘aklî’ ve ‘Rûhî’ olmak üzere iki türlüdür.
İşte bu dört hatveye de, sürekli Risale-i Nur okumakla ulaşılabilir. Tasavvuf ve akıl yoluyla hakikate ulaşılan noktaya, Risale-i Nur bu dört hatve ile ulaştırmaktadır.
• Risale-i Nurdan başka, böylesine etkili ve ikna edici bir kitap yoktur. Bunun içindir ki, bir nebze inceleyen tüm bilim adamları mutlaka cazibesine kapılmaktadırlar…
99 Boncuklu bir tespihin tamamını dolaşarak 99’uncu boncuğa ulaşmak yerine, ‘birinci boncuktan 99’unucu boncuğa geçiş’ gibi kısa bir yoldur bu Risale-i Nur yolu.

İşte Kur’ân-ı Kerimden in’ikâsın ve tereşşühün tezahürü, Risale-i Nurda böyle olur…
NETİCE: Risale-i Nura sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın öyle çok ihtiyacı var ki. Bu ihtiyaç sıradan bir gayretle, ‘okumuş olmak için okumak’ ile karşılanamaz. Sahabe mesleği çok ciddi bir ekoldür. Ciddi fedakârlıklar ve azami gayretler ister…
Yabancı bilim adamları; “Elinizdeki bu hazinenin kıymetini biliniz…” şeklinde haykırmakla kalmıyorlar, kendi ülke üniversitelerinde ders kitabı olarak okutuyorlar.
Hakikat-i hâl böyleyken, bu hazinelerden bîgâne ve gafil kalmak bizlere hiç yakışmaz…
_________________________________________________________
*1.) NOT: İnsan-ı Kâmil nedir?
İnsanın mahiyetinde, kötülüğün ma’kes bulacağı hiçbir özelliğin kalmaması ve donatılmamış ilim namına bir şeyin kalmamasıdır. Diğer bir ifadeyle: Ma’rufla (ilimle) donanmış, münkerattan ve her kötülükten tamamen arınmış insan demektir. Melekten ötelere yücelmeye açıktır. Mükemmele ve takvaya ulaşan insan da denilebilir…
[/SIZE][/COLOR][/SIZE]
 
Üst