Risale-i Nur'da kadının sosyal hayattaki yeri, kadının çalışması

müdavim

Üye Sorumlusu
Bediüzzaman hazretlerinin; dinimizin kadınlara taalluk eden, vazife, sorumluluk ve hürriyet ile alakalı hükümlerinden farklı bir şey söylemesi mümkün değildir.

Dinimiz ise; kadınların kendilerine terettüp eden asli vazifelerini ihmal etmemek kaydıyla, şartları uygun ve münasip olduktan sonra; onların eğitimlerine, öğrenimlerine, meslek sahibi olmalarına, ticaret yapmalarına ve buna mümasil faaliyet ve çalışmalarına bir kayıt koymamıştır.

Resul-ü Kibriyadan başlamak üzere, dinimizin hakkıyla yaşandığı dönemlerde ve zamanlarda, kadınlarla ilgili mezkur faaliyet ve çalışmaların olduğunu tarihçilerden öğrenmekteyiz.

Üstad hazretleri kadınları nazik, latif, ailenin dahili müdürü, terbiyede temel unsur, her zaman hakkının ve hukukunun korunması icap eden, yüksek ruhlu, şefkat abidesi ve kahramanları olarak görmektedir.

Bu vasıflarla takdir ettiği hanımların, bu asrın art niyetli insanları tarafından onları hak etmedikleri ve layık olmadıkları şekillerde ve tarzda kullanarak, menfaatlerine alet etmelerinden de ciddi manada üzülmüş ve çok ağır ifadeler kullanmıştır.

Hanımlara ise; kendilerini layık olmadığı tarzda kullanmak isteyen, onlara acımayan ve üzerinden menfaatlenen insanlara ve cereyanlara karşı nasıl davranacaklarıyla ilgili şu tavsiyelerde bulunmuştur:

Kendilerini muhafaza etmelerini, hak ve hukuklarını koruyarak alet olmamalarını, icabında kendi hayatlarını kendileri kazanıp, na ehil ve liyakatsiz erkeklerin tasarrufu altına girmemelerini, sabır, metanet, feragat ve fedakarlıkta bulunarak, kendilerini ucuza satmamalarını, izzetleri ve şerefleriyle yaşamalarını tavsiye etmektedir.

En güzel tahassüngahlarının evleri olduğunu, eğlencesinin ise çocukları ve evlatları olduğunu, asrın tehlikelerine karşı sabır ve metanetle kararlılık göstermelerini ifade etmektedir.

bk. Lem'alar, Yirmi Dördüncü Lem'a.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale-i Nur Editör
 
Üst