Kader Yazısı - Merhum Prof. Dr. İbrahim Canan'a İthafen

Huseyni

Müdavim
Kaderin yazısı


Bir iş olup bittikten sonra, o hâdiseyi kayda geçmek insanlar için kolaydır. Ama, aynı iş henüz vücûda gelmeden onu bir yere yazabilmek mümkün mü?.. Bu, ancak ilmi ile her şeyi ve bütün zamanları kuşatan, kudreti sonsuz Cenâb-ı Hakk’a mahsûs bir durumdur. İşte kısaca, kaderin yazısı dediğimiz buna benzer. Bütün olacakları, olmadan evvel Allâmu’l-Guyûb’un bilmesi ve Zât-ı Akdesine yakışır bir tarzda kayıt altına almasıdır kader… Biz yaratıkların, nice hâdisenin îzâhını yapmaktan âciz kaldığımız; olup bittikten sonra bile tam değerlendiremediğimiz ve sebeplerin hangisi netîcesinde meydana çıktığını çözemediğimiz bir gerçektir.


Geçen haftalar içinde kaybettiğimiz değerli Hadîs âlimi, Prof. Dr. İbrâhîm Cânân Hocamızın kader cihetindeki yazısı da böyle değil mi? İlmî bir toplantı için arkadaşları ile gittiği toplantıdan, hava muhâlefeti dolayısı ile, otobüsle dönmeye mecbûr kalışı; otobüste cep telefonunu unutuşu; yağıştan kayganlaşan yolda, otobüsün arkasından koşarken kayıp düşmesi; hemen peşinden gelen servis aracının altında kalarak Rahmet-i Rahmân’a kavuşması bizim için hep gayb hükmünde idi. Ancak, merhametinin bir zerresi bütün varlık âlemini kuşatmaya yeterli olan Allâhu Teâlâ, Hocamızın kendi çalışması netîcesinde elde ettiği kemâlâta, bir de hükmî şehâdet rütbesi katmak için olmalı, onun hakkında böyle bir âkıbeti uygun gördü. “Mâlike’l-mülki yetasarrafu fî mülkihî, keyfe yeşâü.” kaidesine binâen, bizim söyleyebileceğimiz yalnızca: “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn”dan ibârettir.


Arkasından pek çok kişinin yazdığı ve söylediği gibi, hemhâl olduğu Hadîs-i Şerîfler muvâcehesinde, nebevî bir ahlâka sâhib idi. Takvâ ve azîmeti zâhir idi. İslâmı asrın idrâkine söyleten Risâle-i Nûr’ları delikanlılık çağlarında tanıma şerefine ermişti. Üstâd Bedîüzzamân Saîd Nursî’yi görmek ni’metine nâil olmuştu. Eserlerin basılmasında hizmeti sebkat etmişti. Hizmet-i Nûriyede, hemşehrisi, fedâkâr Zübeyir Ağabey’in yerine kabûl edilmek duâsına mazhâr olmuştu. İlmi tevâzu’yla, vakarı nezâketle, insâniyeti îmânla tezyîn etmişti.


Harran Üniversitesi İlâhiyât Fakültesi Dekanı olduğu yıllarda, hem lojmanda komşuluk yapmış; hem rektörlükteki görevim dolayısı ile berâber olma fırsatı bulmuştum. Kendisinden lâyık-ı vechile istifâde edememekle birlikte, hâl ve etvârından hayli ders aldığımı ifâde etmeliyim. Zâten ilim sâhiplerinin ortak özelliği, bulundukları yerleri güneş gibi ısıtmak ve ışıtmaktır. O da, her bulunduğu mekânda kâl ve hâl diliyle nasîhattan geri kalmazdı.


Âhiret yurduna gidenler, hep Cânân Hoca gibi olsa, arkalarından beşerî bir hüzün hâriç, tâbiri câizse, sevinç duyulurdu. Çünki, dünyâya geliş gayesine uygun yaşamış, vazîfesini bihakkın îfâ etmiş, Rızâ-i İlâhî’ye, marzî-i Resûlullâha ulaşmış, kümmelîn-i beşere karışmış bir kişi için bundan büyük bir nâiliyet ve makam olabilir mi?


Kederli âilesine, akrabâ, dost, talebe ve sevenlerine, ilim câmiâsına ta’ziyetlerimi sunuyorum. Edebî an’anemize uyarak kaleme aldığım, ebced hesâbı ile vefât târîhini hâvî nazmımı aşağıya derc ediyorum.


Değerli Hadîs Âlimi Prof. Dr. İbrâhîm CÂNÂN’ın vefâtına ta’miyeli târîh:

Dîn-i İslâm, nûr-i Kur’ân uğruna,
Yokdu engel, hiç o cevvâl rûhuna.
Söylesin târîh-i mevt, gelsin “Ferîd”:
“Koşdu Cânân; vardı cânân yurduna…” (Hicrî 1430)

Mîlâdî: 14 Ekim 2009, Çarşamba
Hicrî: 25 Şevvâl 1430
Rûmî: 01 Teşrîn-i Evvel 1425

Arûzun [Fâilâtün/fâilâtün/fâilün] vezninde olan bu ta’miyeli târîh nazmında, son mısra’ın ebced değerleri toplamı 1136’ya üçüncü mısra’daki “ferîd” kelimesinin değeri 294 eklenince Hicrî 1430 yılı bulunur.

Elif-Yeniasya
EKREM KILIÇ
30.10.2009
 

ebrar172

Well-known member
prof.dr. İbrahim Canan'ı bir kez daha hatırladık Allah ondan razı olsun..

kader ve kaza ikisine de iman ettik
hiçbir sebeb tuhaf değildir müsebbibler (bizler) öyle zanneder sadece..
Allah yakınlarına sabır versin tekraren..

İnna lillahi ve inna ileyhi raciun...

*********

Âhiret yurduna gidenler, hep Cânân Hoca gibi olsa, arkalarından beşerî bir hüzün hâriç, tâbiri câizse, sevinç duyulurdu.

dua niyetine Amin inşaAllah Allah nasip etsin...




 
Üst