müminlerin en mümtaz annesi hz AİŞE

memluk

Hatim Sorumlusu
Hz. ÂISE (r.a.)



Allah Resulü Hz. Muhammed (s.a.s.)'e ilk iman eden onun en sadik arkadasi Hz. Ebu Bekr es-Siddîk'in kizi ve Hz. Peygamber'in zevcesi. Hicret'ten dokuz veya on sene önce Mekke-i Mükerreme'de dogdu. Annesi Ümmi Rûmân binti Âmir ibn Umeyr'dir. Hz. Âise çok küçük yasta müslüman olmustur


Âişe Validemiz’in annelerimiz arasındaki konumu çok farklıdır; zira o, din adına hizmet etmeye ihtiyaç duyulan Medîne yıllarında, Resûlullah’ın yanında yer alan husûsî bir vezirdir ve bu yönüyle o, Medîne döneminde akla gelen ilk isimdir. Husûsî bir donanıma sahiptir ve Allah ona, misyonunu edâ adına müthiş bir zekâ lütfetmiştir. Duyduğunu olduğu gibi kabullenmeyen, onu Kur’ân ve Sünnet’in kıstaslarına göre sorgulayan bir fıtratı vardır. Kulağı vahiyde, gözü ise istikbâldedir. Ayaklarını sapasağlam bastığı yerde o, Saâdet Asrı ile istikbâli birbirine bağlayan muhteşem bir köprü gibi durmaktadır.

Onun bulunduğu yerde ayrı bir canlılık vardır; atmosferine girenler, vahyin insibâğıyla mahmur olduklarını hisseder, Resûlullah’ı (sallallahu aleyhi ve sellem) ziyaret etmişçesine bir heyecan ve canlılıkla geri dönerlerdi.


Hicretin üzreinden sekiz ay geçmişti aylardan Şevval idi ,bu ayın önemi büyüktü .Çünki bu ayda hz Aişe validemizle efendimizin nikahı kıyıldı
aslında bu ayın seçilmeside manidardır.
zira o günlerde insanlar Şevval ayında kıyılan nikahın sağlıklı olmayacağını düşünuyor eşler arasında huzursuzluk baş göstereceğine inanıyor ve dolayısıyla bu evliliğin devam etmeyeceğine inanıyorlardı .
Onlara göre bu iki bayram arasında kıyılan nikah demekti ve başlı başına bir uğursuzluktu.
Gerekçe ise yıllar önce baş gösteren taun salgını idi bir çok insanın ölümüne sebeb olmuştu bu hastalık.
Yine bu cahil insanlara göre taunun nedenide bu ayda yapılan nikahtı.
İşte efendiler efendisi (s a v)bu yanlış telakkiyi şimdi bizzat ve fiili olarak tedavi etmiş oluyordu.

Yıllar sonra hz Aişe validemiz cahiliye döneminden kalma bu yanlış telakkiye bir darbe daha indirmek için nikahların Şevval ayında kıyılmasına teşfik eden şu sözleri söyledi
Resulullah benimle Şevval ayında nişanlandı ve yine Şevval ayında nikah kıydı ;söylermisiniz resulullah nezdinde hangi hanımı , muhabbet yönüyle benden daha öndedir.

Rasûlullah’a olan yakınlığı ve ilim arzusu O’nu tefsir ve fıkıh alanında otorite yapmış ve ilmî açıdan kadın erkek bütün müslümanların gıpta ettikleri bir seviyeye ulaşmıştır.
O, öğrendiklerini Rasûlullah’ın vefatından sonra da insanlara aktarmaya devam etmiştir.
Halifeler döneminde pek çok önemli konuda fetva vermiştir.
Sahabî tarafından müctehidler arasında sayılmış, görüşlerine itibar edilmiştir.
Kur’an ve sünnete aykırı olduğunu düşündüğü kararlara itiraz etmekten çekinmemiş ve itirazlarının nedenlerini ashaba delilleriyle açıklamıştır.

Ebû Mûsa O’nun için, “Hakkında bilgi sahibi olmayıp da Âişe’den sorduğumuz hiç bir şeyde asla güçlük çekmedik” demiştir.

Bildiklerini yalnızca soru soranlara değil, kadın-erkek herkese öğretmeye çalışmış ve öğrencileri olmuştur.
Bunların arasında önemli hukuk âlimleri de bulunmaktadır.
Allah’ın bir çok kabiliyetlerle donattığı Hz. Âişe, ibadetlerini de büyük bir istekle yerine getirirdi.
O, nafile oruç ve namazlarında Hz. Peygamber’e eşlik eder, gecelerini ibadetle ihya ederdi.

Zengin bir aile kızı olmasına rağmen Peygamber evinin mütevazi havasına çok çabuk uyum sağlamış, dünya hayatını değil “Allah’ı, Rasûl’ü ve Ahiret muradı”nı tercih etmiştir.
Resûlullah’a karşı çok hizmetkârdı.
Ev işleriyle meşgul olacak bir hizmetçi olmasına rağmen O’nun işleriyle bizzat kendisi ilgilenirdi.
Rasûlullah’a duyduğu sevgi, zaman zaman diğer annelerimizi kıskanacak kadar yüksekti.
En çok da Hz. Peygamber’in Hz. Hatice’ye olan sevgisini kıskanır, “dünyada O’ndan başka kadın yok mu?” diyerek bunu ifâde ederdi.
Çok yönlü bir insan olan, Hz. Peygamber’den sonra müslümanlara bilmedikleri pek çok şey öğreten Hz. Âişe, İslam tarihi içinde istisna bir yere sahiptir.
Özellikle müslüman kadının kabiliyetlerini geliştirip, onları Din-i Mübin için kullanma noktasında çok önemli ve çarpıcı bir örnektir.
Âbid ve âlim sıfatlarını mükemmel bir şekilde kendisinde toplayarak müslüman kadının hareket alanının genişliğini göstermiştir.


Sahih hadis kitaplari Hz. Âise'nin fetvalari ile doludur. Ahmet b. Hanbel Müsned adli eserinde de Âise'nin rivayet ettigi hadislerinden uzun uzun bahseder .

Hz. Âise'nin naklettigi hadislerden bazilari:

"Ey Âise, Allah, kullarina lutf ile muamele edicidir. Her iste yumusak davranilmasini sever."

"Her gün yirmi kere ölümü düsünen kimse, sehidlerin derecesini bulur"

"Resul-i Ekrem (s.a.s.) 'in en ziyade hoslandigi ibadet, devamli olani idi, az olsa bile."

"Sekir (sarhosluk) veren her içki haramdir. "

Hazret-i Peygamber (s.a.s.) söyle buyurmustur: "Cebrâil hiç durmaz komsu hakkina hürmet olunmasini bana tavsiye ederdi. Hatta ben yakinda komsuyu mirasçi kilacak sandim
 
Üst