Alak suresi''nin gölgesinde

topraktoprak

Well-known member
BismihiTeala:

''Yaradan Rabbinin adıyla oku

O,insanı bir kan pıhtısından yarattı.
Oku,Rabbin nihayetsiz kerem sahibidir.
Ki,O,kalemle (yazı yazmayı)öğretendir.
insana bilmediğini O öğretti.''

O, İNSANI BİR KAN PIHTISINDAN YARATTI.

Birdamla kan pıhtısından yaradılan kulun,Rabbini tanımaması karşısında akibeti:

İNSANIN ÇAMURLAŞMASI:
<<......Her bir nefse ve onu düzenleyene,sonra da ona hem kötülüğü,hem(ondan)sakınmayı ilham edene ki,onu tertemiz yapan kişi muhakkak umduğuna ermiş,onu alabildiğine örten kişi ise elbette ziyana uğramıştır.>>(şems,91/7-10)
İyilik ve kötülük deposu insan...Evet,hem iyiliğe hem de kötülük duygularına sahip insanoğlu,nefsi emmare(kötülükleri telkin eden nefis)ye ve nefsi levvame(iyilikleri telkin eden nefis)ye sahip olarak yaratılmıştır.

Nefsi emmareye karşı,tıpkı zehire karşı pan zehir gibi nefsi levvame devreye girer,levvamesine yani iyiliği,doğru olanı telkin eden nefsine kulak veren insan,salih amelleriyle birlikte nefsi mutmainne derecesine yükselmeye başlar.(Bkz.Fecr,89/27-30)
İlk Tağut Mel'un iblis şeytana,çağın firavunlarına,zalimlerine tavır koyan,lâ(hayır)diyen ve bunu söz.fiil ve hareketleriyle dış hayatına yansıtan;Allah c.c'ın hakimiyyetini gasb eden,hükmetme ve kanun koyma yetkisini kendilerinde gören çağın zalimerini aşikar olarak reddeden mü'min müslüman,artık şirksiz şeriksiz,kayıtsız şartsız iman etmiş olmakla nefsi mutmainne derecesine yükselir.Artık yeryüzünde Allah'ın halifesidir.(Hucurat,49/15)

çamurlaşmaktan kurtulmuş,Allah yolunda cihada (hem nefsine karşı,hem de şeytana ve şeytani insanlara karşı)başlamıştır.AllahRasulü s.a.s'nün hatında da gördüğümüz iman ve cihad,müslümanın izzetini,şerefini,konumunu artırır,imanı cihaddan,cihadı imandan ayıran müslümanlar,zillete uğramış,dolayısıyla bataklığa saplanarak çamurlaşmışlardır...Cennetini de,cehennemini de içinde taşıyan insan,kendi sonunu kendi hazırlar,Allah c.c,kullarını istediği dini,inancı seçecek kadar serbest bırakmıştır,aynı zamanda akıl,irade,düşünce yeteneği vererek,Peygamberleri aracılığıyla indirdiği vahiy ile doğru yolu göstermiştir.kul kendi tercihini kendi yapar...Rabbinin huzuruna geldiğinde ise kendi tercihinin ve çalıştığının karşılığını bulur.
<<insan için çalıştığından başkası yoktur.>>(Necm,53/39)
ya çamurlaşmıştır,esfele-i safiline atılır,ya da nefsi mutmainne makamına yükselmiştir Rasulullah'a komşu olur,bu son tamamen kendi eliyle hazırladığı sondur...

''OKU'' ''KALEM İLE YAZ''
Ki O,kalemle (yazı yazmayı)öğretendir.

Yeryüzünde Allah'ın halifesi olabilme nimetine erişmek, Allah'ın hidayetine tabi olmakta, Allah (c.c.)'ın eğitiminden geçmekte ve eyleme dökmekte yatmaktadır.
"Âdem'e bütün isimleri öğretmişti…." (Bakara,2/31-2)
"(Allah): "Ey Âdem! Onları adlarıyla kendilerine haber ver" deyip de o da onları isimleriyle söyleyiverince…" (Bakara,2/33)
Hz. Âdem (a.s.) çamurdan yaratıldığında, önemli bir yaratık değildi, verimsiz bir toprak misaliydi… Vaktaki Allah (c.c.) kendi ruhundan üfledi ve eşyanın ismini öğretti, yani bir eğitimden geçirdi ve ilim sahibi kıldı, işte o zaman, yeryüzünün itaat edilmesi gereken önemli bir şahsiyeti oldu. Kendisine verilen eşyanın ismiyle, yani ilim sahibi olmasıyla birlikte ona secde edilmesi istenmiştir. Rabbani eğitimden geçmemiş, cahil insanların (Cahiliye üzere yaşıyor olmanın) hiçbir değerinin olmadığını anlamaktayız. Kul Ahmet, Kul Mehmet, kul Ayşe vs… olmak kişiyi üstün kılmaz, kişiyi üstün kılan, şahsiyetli ve değerli olmasını sağlayan, elde edeceği hayırlı ilim ve amel ile gerçekleşir. Nasıl ki, Hz. Âdem (a.s.)'e eşyanın ismi öğretildi, yani bilgi yüklendi de, diğer yaratıklara karşı üstün kılındı, aynı şey bizler içinde geçerli olmaktadır. Bilgi sahibi olunduğunda ve ihlâsla amel edildiğinde, diğer insanlardan üstün hale gelmektedir.

Allah (c.c.)'ın eğitiminden geçirilerek diğer insanların başına getirilmek, önemli görev ile vazifelendirilmek, bütün Peygamberlere uygulanmıştı. Efendimiz (s.a.s.) e de verilen ilim ile vazifelendirilmesini en bariz şekilde görmekteyiz. Emin Muhammed olarak girdiği Hira'sından (okulundan) Resul Muhammed olarak çıkarıldı. Yani kendisine kitap ve Peygamberlik verilmiş olarak cahil insanlardan arınmış üstün bir hale geliverdi. İlk ayetin, ilk eğitimin "Oku" olması, insanı önemli derecede düşünmeye sevk etmektedir. Yeryüzünde hiçbir dinin, hiçbir ideolojinin hiçbir anayasanın ilk maddesini "Oku" olarak görmemekteyiz.
Bu İslam dininin üstünlüğünün birinci gerçeğidir. Müteakiben ikinci ayetin "yaratan Rabbinin adıyla oku" oluşu, irdelememiz gereken önemli bir ayettir. Neyi, nerede, nasıl ve ne şekilde okursan oku, öğrenirsen öğren, yaradan Rabbin ile yani Allah (c.c.) ile birlikte, Allah (c.c.)'ı devreden çıkarmadan, Allah (c.c.)'ın istediği şekilde, O'nun koyduğu helal, haram sınırlarına riayet ederek olunup öğrenilmesi ve fiiliyata dökülmesi demektir.

Okumayı, öğrenmeyi, iyi bir eğitimden geçerek, iyi bir öğretici (muallim) olmayı emreden yaratıcı Allah (c.c.), devre dışı bırakılırsa, yani kalbimizde ve hayatımı da varlığı, birliği girmezlikten, bilmezlikten gelinirse, o şekilde elde edilecek eğitim bu dünyada yetersiz kalacak, ahiretinde de kaybedenlerden olmaya vesile olacaktır. Beşeri sistemlerde okumanın sadece okul sıralarıyla sınırlı olduğu bilinmektedir. Oysa İslâmiyet'te beşikten mezara kadar okuyup öğrenilecek olan bilgiler insanı hem dünyasında, hem ahiretinde kurtaracak ve Hz. Âdem (a.s.) gibi yüceltecektir.

Çamurlaşmaktan kurtulmak mı istiyorsun?,işte cevap;oku...Yaradan Rabbinin adıyla oku,öğren ve yaz...ilim insanı yüceltir.
<<.....Biz,kimi dilersek onu nice derecelerle yükseltiriz,Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen vardır.>>(yusuf,12/76)
<<Allah,içinizden iman etmiş olanlarla,kendilerine ilim verilmiş bulunanların derecelerini artırır....>>(Mücadele,58/11)
kan pıhtısı olmaktan,çamurlaşmaktan kurtulan yeryüzünün halifesi olan muvahhid müslüman,artık Allah'ın adıyla konuşacak,anlatacak ve yazacaktır.''oku''emrinin muhatabı olarak Kur'an ile başlayacaktırcennete giden yola...

Kur'an ile okuyan kainatı okur,âlemleri okur,mühendisde olsa,doktor da olsa,astronomi de okusa,Rabbimiz Allah ile okur,yani Allah c.c'a ve Rasulü s.a.s'ne ters düşmez okuduklarının hiç biri...
okuduğu kitab göğsüne inmeye başlar çünkü...
''ilim kitablıkta değil,ancak göğüslerdedir.''(Halil b.Ahmed,Hüccetü's-sünne,sh.205,Abdülganî Abdulhalık.) ilmi kalblerimize indirmedikçe kitabı ve sünneti anlayamayız.Kul kalbine indirmişse artık yeryüzünde hiçbir şey ve hiç kimseden korkusu yoktur Allah'dan başka...çünkü taklidi imandan kurtulmuş,tahkiki(ilme dayalı)imana yönelmiştir.Hiraya Emin Muhammed olarak çıkan,fakat inerken RasulMuhammed olarak inen Peygamberimizi yücelten,yegane kitabımız Kur'an ,ve kalbine inen vahiydir.hira'dan Mekke'ye inen RasulMuhammed'in karşısına çıkan ebuCehiller,vahye yüz çevirdikleri,anlamak ve kalblerine indirmek istemedikleri için yalanladılar,azdılar,saldırdılar.Vahyi hakkıyla anlayamayan zavallı kalbler,ilim tahsil etseler de Bel'âmlaştılar.

<<Hayır,onlar ilmini kavrayamadıkları şeyi yalan saydılar>>(yunus,10/39)

Mahiyetini anlayamadılar,idrak etmek,kavramak,düşünerek dosdoğru amel etmek istemediler.Yeryüzünü seyredin,hergün binlerce,milyonlarca insan hafızlık yapıyor,lâkin papağan misali ezberlenen kitab...yeryüzüne hakim kılınamamış Kur'an...

Düşünebiliyor musunuz milyonlarca hafız ne işe yarıyor?

Bu kîtab ile İslâm'a nasıl hizmet veriyor?
ezberde kalan gırtlaktan aşağıya inmeyen,yüreklere ve hayata hükmetmeyen ilim!...ilmiyle amel eden Rabbani alimler kalmayınca,cahiller alim sanılmış,adam yerine konulmuş!...

Rabbimiz Allah ile okumayan,hakkı yazmayan kalemler ve sahipleri helak olmaya mahkumdur,çamurlaşmış olarak.

<<Onlar başka birşeye değil,sadece zanna tâbi oluyorlar.Zan ise Hakk konusunda hiç bir şey ifade etmez.>>Necm,53/28

Okudukları islâm düşmanlığıdır,anladıkları ve anlattıkları islam düşmanlığıdır,yazdıkları islam düşmanlığıdır...işte hayatının merkezinden,bedenindeki yüreğinden Allah'ı ve Rasulünü çıkaranlar,batıl ile okuyup yazmaya ,sözde islamı anlatmaya devam etmektedirler...
Ahiret âleminin, yani ceza, hesap ve muhasebe gününün unutturulması, insanoğlunu ölüm sonrası dirilişi hatırlatmaksızın, sadece dünyasını kurtarma gayesiyle eğitime ve öğretime sevk edilmesi, insanları önce fert fert, sonra toplum olarak bozulmaya, mahvolmaya itmiştir. Allah (c.c.), eğitiminde, öğretiminde ve bütün hayatında tamamen devre dışı bırakanların, cahil şeytan İblis'ten bir farkları kalmaksızın üstünlük tasladıklarını, hem kendi nefislerine, hem diğer insanlara zulmeder hale geldiklerini görmekteyiz. Yaradan Allah (c.c.) ile, O'nun ilmiyle okumayan ateistlerin vs… ne kendilerine ne de diğer insanlara bir faydası olmamaktadır ve olamaz da…

" Ki O, kalemle yazı yazmayı öğretendir. İnsana bilmediğini O öğretti." (Alak,96/4-5)

Kalemle yazmak, kalemi kullanmak, kalemi değerlendirmek, fakat Allah (c.c.)'ın tekliflerine riayet etmek koşuluyla değerlendirmek, bizden sonraki nesillere hayırlı ilimler, gerekli bilgiler bırakmak üzere kalemi kullanmak, bilgi sahibi olan eğitimcinin asli vazifesidir. Nefsi hevasını ilah edinerek kalemi değerlendirmek, kalemi Allah'a ve dinine karşı muhalefet etmek üzere kullanmak, Allah (c.c.)'ın ayeti olan kalemle, yüce yaratıcı Allah (c.c.)'a karşı savaş açmak insanı, şeytan tarafından kullanılan kalem haline getirir. Şeytanın kalemi, şeytanın aracı haline dönüşmüş eğitimcinin körpecik beyinlere, gencecik insanlara en doğru olanı öğretmesi mümkün olamaz. Eğittiği kişileri öncelikle Allah'a şirk koşmaya, sonra bütün haram sınırlarını çiğnemeye iter.
Eğitim; Allah (c.c.)'ın büyük bir lütfu, büyük bir nimeti olan kalemi, ilahi rızaya uygun şekilde kullanmakla, insanoğlunu en doğru yola, adalete ve kurtuluşa götürecektir.

Gayri İslami eğitimlerin sonucu, gençleri hırsızlığa, arsızlığa, fuhşuyata, katil olmaya, esrarkeş eroinman olmaya zorlamaktadır. Yanlış eğitimin faturası yine gençlere çıkarılmakta ve onlar suçlanmaktadırlar. Gençler suçlanmadan önce, onları, o suçlara iten sebepleri ve sebep olan eğitim sistemini araştırmak, eğitimi ve eğitimciyi sorgulamak gerekir…
"Oku" emrinin bir diğer anlamı, "düşün" şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Örnek eğitimci olan Peygamberlerden Hz. İbrahim (a.s.)'i kavmini düşünmeye, düşünerek Allah'ı bulmaya, inanmaya dolayısıyla yücelmeye sevk ettiğini müşahede ediyoruz. İnsan düşünmeli, içinde yaşadığı toplumu, eğitim şeklini, yaşam ve inanç tarzlarını, düşünmeli, doğruları bulmak için özgürce düşünebilmeli ve korkusuzca söyleyebilmelidir, bu sesli düşünmektir. Oysa bunun imkânsızlığı eğitimi değersiz hale getirmiştir. Son nefesimizi verinceye dek öğrenci konumunda olduğumuzu unutmamalı ve "her bilenin üzerinde bir bilen vardır." Ayetinin mahiyetini iyi idrak ederek daima en iyi bileni, daha çok bilenleri araştırıp bulmalı ve ilminden, derin bilgisinden faydalanmalıyız.
İlmiyle amil, takva ehli İslam davetçileri yetiştirmeli ve yetiştirmeliyiz. Yeryüzünü saran misyoner ve Siyonist zihniyetin fitnesinden, eğitiminden, kültüründen, aşağılık düşüncelerinden kurtulmanın yegâne yolu, Allah (c.c.)'a ve kitabına sımsıkı sarılmak, çocuklarımızı, gelecek nesli İslam ilmiyle, kültürüyle yetiştirmek, Rabbini eğitim metoduyla kurtuluşa sevk etmek olmalıdır.

Eğitimi özgürleştirmenin, dürüst, seviyeli, erdemli hale getirmenin yolu Kur'andaki ilahi mesajları almaya ve yaşamaya çalışmaktan geçecektir.
"Evlerinizde okunan Allah'ın ayetlerini ve hikmetini hatırlayın…"(Ahzab,33/34)

Evlerinde Allah'ın Ayetlerini okuyup ,hikmetini anlayanlar,hakkın hafızı olanlar,yeryüzünde Allah'ın indirdikleriyle hükmetmek ve hükmolunmak istiyoruz diyen Rabbani alimler,hafızlar ne derce yükseliyor,yükseltiliyor Rasulullah s.a.s'a kulak verelim.
Hadis'i kudsî'de:

Ebu Hureyre r.a' rivayet ediyor ve Rasulullah buyurdu:
''Allah şöyle buyurdu:Her kim,Beni tanıyan ve ihlas ile bana ibadet eden(veli)bir kuluma düşmanlık ederse,Ben de ona harb ilan ederim.
Kulum bana,kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevgili bir şeyle yaklaşamaz.Kulum Bana,nafile ibadetlerle de yaklaşmaya devam eder.Nihayet Ben,onu severim.Ben,kulumu sevince de,artık onun işitir kulağı,görür gözü,tutan eli,yürür ayağı(mesabesinde)olurum.(yani bu organlarıyla meydana gelmesini arzu ettiği bütün dileklerini veririm.)
Diliyle de her ne isterse,muhakkak onları da kendisine ihsan ederim,Bana sığınmak isteyince de muhakkak kulumu sığındırır korurum...'' (Sahih-i Buhârî,Kitâb2ur Rikak,B.38,Hds.3989)

Kulunun tutan eli olması...yani yazdıklarını Allah c.c yazdırıyor,konuştuğunda Allah ile(O'nun yardımıyla)konuşuyor,Cihadında

Allah(ın yardımıyla) savaşıyor...

Böylesine yücelmiş bir kul,haram işler mi,yanlış yazar mı,yanlış anlatır mı?...çünkü Ayet'leri kalbine indirmiş,teslim olmuş...Rabb Allah Subhanehu tarafından sevilen,korunan bir kul...ümmet...Halife...

Subhanallah...
ALINTI...

 
Üst