Açiklamali Üçüncu Söz-Tevekkulun tanimi ve kazandirdiklari

FaKiR

Meþveret Bþk.
Bismillahirrahmanirrahim
  • essaltu vesselamü aleyke ya resullullah essalatu vesselamü aleyke ya habiballahessalatu vesselamü aleyke ya emine vahyillah
Ya Rab sen okuyacağımız kısmı anlamayı yaşamayı ve anlatabilmeyi nasip eyle


 
Üçüncü Söz

  • ALLAH a kulluk gorevlerini yerine getiren ve getirmeyenler arasinda bir karsilastirma.
  • Tevekkulun tanimi ve kazandirdiklari.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
يَاۤ اَيُّهَا النَّاسُ اعْـبُدُوا
1


İBADET ne büyük bir ticaret ve saadet, fısk ve sefahet ne büyük bir hasâret ve helâket olduğunu anlamak istersen, şu temsîlî hikâyeciğe bak, dinle:
Bir vakit iki asker uzak bir şehre gitmek için emir alıyorlar. Beraber giderler. Ta yol ikileştir. Bir adam orada bulunur, onlara der:

"Şu sağdaki yol, hiç zararı olmamakla beraber, onda giden yolculardan ondan dokuzu büyük kâr ve rahat görür. Soldaki yol ise, menfaati olmamakla beraber, on yolcusundan dokuzu zarar görür. Hem ikisi kısa ve uzunlukta birdirler. Yalnız bir fark var ki, intizamsız, hükûmetsiz olan sol yolun yolcusu çantasız, silâhsız gider. Zahirî bir hiffet, yalancı bir rahatlık görür. İntizam-ı askerî altındaki sağ yolun yolcusu ise, mugaddî hülâsalardan dolu dört okkalık bir çanta ve her adüvvü alt ve mağlûp edecek iki kıyyelik bir mükemmel mîrî silâhı taşımaya mecburdur."


 
 
Iki yolcudan birisi takvali, kendisini gunahlara karsi koruma altina alan biri.
Temsili hikayede canta ve silah diyor, biz yolculuga cikarken yanimiza valizimizi icerisinde yiyecek, icecek, giyecek, yolculuk sirasinda lazim olacak seylerimizi yanimizda tasiriz..
Birde silahtan bahsediyor, ,,
dusmandan, zararli hayvanlardan korunmak icin yanina alirsin ve daha emin , guvenilir bir sekilde yolculuk yaparsin...
Takvada ayni sekilde , insani gunahlara karsi korur..
Takvaya da Allahin emir ettiklerini yerini getirerek, nehy ettiklerinden kacinarak sahip olunur.

Ibadeti olmayan insan kendini koruyamaz. Ibadet takvamizi besliyor, korunma duygu ve dusuncemizi inkisaf ettiriyor, gelistiriryor ve bunun devamini temin ettiriyor.

  • Takvaya rivayet etmek insana dunyada muvaffakiyeti getirir.
Kitabullah emrettiklerini yerine getirmekle ahirette basariyi getirir.
Mumin hem dunyada mutlu ve basarlidir.
"buyuk bir ticaret yapmistir;",
hem kainat kitabinin ayetlerine riayet ederek dikkatli bir hayat yasayip,kendisini maddi manevi koruma altina almistir,
hem dunyada hem ötelerde kazanmistir.

  • Isarat-ul icaz eserinde Bediuzzaman hazretleri ; insanin, butun ihtiyaclarinin en guzel sekilde karsilanmasini istedigini dile getirir (yiyecek giyecek olarak en guzeli ister). insan , hayatinda en guzel seyi elde edebilmesi icin, en guzel sekilde çalisilmaya gayret etmesi gerekir.
guzelligin elde edilmesi icin butun karakterlerin, hareketlerin, fikirlerin,.. ayni yerde hareket edebilecegi bir merkez lazimdir.
Bir labaratuvar gibi.
Iste bu merkez konum insanlarda ibadetle saglanir. Butun bu ihtiyaclari yerine getirenler hepsi ALLAH sevgisi ve ALLAH korkusu altindadir. cunku herkez icin ortak olacak bir nokta, bir payda ve her vicdanin kendi icinde bulabilecegi zengin ve engin bir nokta iste burda ibadetle saglanir.

Insanlar arasindaki ibadetle saglanan bu iliskiden adalet meydana gelir.Ibadet adaleti getiriyor hayatimiza.


" ibadetle insanlarin fikirlerini sani hakime çevirtmek icindir"

  • insanlar butun duygu dusuncesiyle bir kainata hikmet diliyle yonelir ve insanlar herseyde bir hikmet okumaya baslar yani gorunenin arkasinda gorunmeyen ne? Ordaki ince baglari alakalari okumak, vicdanina duyurabilmek ancak ibadet sayesinde olur.
Aksitakdirde hayat sadece gorunenle yorumlandigi zaman çok tatsiz, tuzsuz hal alir.Niye o zaman fedakarlik yapilacakki ? niye hosgorulu olunacakki ?
Ama insan ibadetle, fikrini, zikrini , sukrunu, hamdini herseyini Cenabi hakka çevirdigi zaman hikmete çevirdigi zaman kainatta bi hikmet okuyucusu haline gelir ki iste buda ibadettir.

  • insan islamiyet sayesinde ve ibadetin sevkiyle butun muslumanlara karsi sabit bir munasabet peyda eder butun inananlara karsi-insanlari kaynastirir, yakinlastiriyor
  • 'iyya kenabudu ve iyya kanastain" diyoruz. ibadet ederiz, 'nabuduve nastain" deriz, yani hep beraber tabi simdi bu hepberaberin içerisinde ayni duygu ve dusunceyi paylasan inanç kardeslerimiz oldugu gibi ayni zamanda bu duyguyu kendi fitri lisaniyla kendi yaratilis diliyle haykiran ifade eden butun varliklar adinada soyluyoruz.(ornegin:gunes : su gunes bizlerle konusuyor derki:ey kardesler tevahhusta sikilmayin=benden korkmayin ehlen sehlen merhaba...)
bundan dolayida Bediuzzaman hz Etlehiyyatuhu yorumlarken ordaki butun o selamlari butun o yuceltmeleri o guzel hos dualari bakiyorsun hava tabakasina toprak tabakasinda kilerede sunuyor.


O zaman demekki ibadetle insan bir bütüncu hale geliyor,
oyle bir kulliyet kazaniyorki artik sanki butun varligin dili, tercumani hale geliyorki bu kadar cok derinlige ve butunluge ulasmis bir insani kendisiyle çevresiyle insanlarla, canlisiyla, cansiziyla çok derin bir alakasi olacagida dikkat çekici gerçekten.


  • _"Butun davranislarimiz ibadet olabilirmi?"
bu bizim niyetimize bagli, sayet ibadet Allah'in emrettiklerini, Efendimiz (A.S) bize ogrettiklerini sirf O'nun için, halis bir niyetle yapmak bunun haricinde, bizim gundelik hayatimizda, yememiz, içmemiz, oturmamiz kalkmamiz vs...bu beseri munasebetler, bunlari ibadet derinligine ulastirma imkani vardir.


Sayet biz bunlari siradan bir is gibi yaparsak, Allah rizasi için degilde sadace, beseri bir ismis gibi, dunyevi boyutuyla yaparsak, yaptiklarimiza ibadet derinligi kazandiramayiz.

Ama sayet biz Allah için dusunursek, mesela deniyorki bir saatlik tefekkur bir senelik ibadete denk adeta, burda niyet çok onemli. niyet ne yapiyor?adetleri ibadete çeviriyor. Biz Allah için der, Bismillah diyip isimize baslarken, yaptigimiz is ibadet derinli kazanir.

-Su içmek bizim ihtiyacimizdir, Bismillah deyip içersek bu ihtiyaca ibadet boyutu kazandiririz.

Ayna bu sekilde konusurken, ticaret yaparken vs.. hep Allah için hareket edersek, bu niyet hareketlerimize ibadet derinligi kazandirir.

Iste islam bizim onumuze boyle bir kapida açiyor


  • Isaratul icazda: soyle denir:"ibadetin ruhu ihlastir ihlas ise yapilan ibadetin yanliz emredildigi için yapilmasidir.Eger baska bir hikmet ve bir fayda...illet gostenirse, O ibadet batildir".
-Burdada ayri bir nokta açiyor aslinda, Ibadetin tek gayesi Allah rizasidir. farkli faydalari olabilir, oruçla perhiz olabilir, zekat toplumlar arasi bir kopru olabilir. Haç bir kongre olabilir: muslumanlarin bir araya gelip alemi islama dua etmesi bir birlerini tanimasi vs..pek çok illet ve hikmeti olabilir. Ancak bunlar için ibadet yapilmaz. Pehriz oldugu için oruç tutulmaz, spor oldugu için namaz kilinmaz, abdest vucudun elektrigini aliyor vs.. faydalari olabilir ama biz bunlar için ibadet yapmayiz yoksa ibadet manasini kaybeder.

Allah emrettigi için yapariz. Temel hedefle Allah rizasini kazanmaktir.


  • "her hakiki hasenat gibi,cesaretin dahi membai imandir, ubudiyettir"
Butun gerçek guzellikler gibi cesaretin dahi kaynagi imandir


Her seyyiat kotuluk gibi cebaretin:korkakligin dahi menbai dalattir. Kalbini imanla isil isil olmus,akli bilimle aydinlanmis birini kurei arz bomba olup patlasa onu korkutmaz.

 
  • O iki asker, o muarrif adamın sözünü dinledikten sonra, şu bahtiyar nefer sağa gider. Bir batman ağırlığı omuzuna ve beline yükler. Fakat kalbi ve ruhu, binler batman minnetlerden ve korkulardan kurtulur. Öteki bedbaht nefer ise askerliği bırakır, nizama tâbi olmak istemez, sola gider. Cismi bir batman ağırlıktan kurtulur; fakat kalbi binler batman minnetler altında ve ruhu hadsiz korkular altında ezilir. Hem herkese dilenci, hem herşeyden, her hadiseden titrer bir surette gider. Ta mahall-i maksuda yetişir; orada âsi ve kaçak cezasını görür
Evet, her hakikî hasenât gibi, cesaretin dahi menbaı imandır, ubûdiyettir. Her seyyiât gibi cebânetin dahi menbaı dalâlettir. Evet, tam münevverü’l-kalb bir âbidi, küre-i arz bomba olup patlasa, ihtimaldir ki, onu korkutmaz. Belki, harika bir kudret-i Samedâniyeyi lezzetli bir hayretle seyredecek. Fakat, meşhur bir münevverü’l-akıl denilen kalbsiz bir fâsık feylesof ise, gökte bir kuyrukluyıldızı görse, yerde titrer, "Acaba bu serseri yıldız arzımıza çarpmasın mı?" der, evhâma düşer. (Bir vakit böyle bir yıldızdan koca Amerika titredi. Çokları gece vakti hanelerini terk ettiler.)

 
(bugunde zaten gunumuzde çesit çesit turlu felaketlerden insanlarin tir tir titremeleri sikça gorunen goruntulerden)
 
Evet, insan nihayetsiz şeylere muhtaç olduğu halde, sermayesi hiç hükmünde bir şey... hem nihayetsiz musibetlere maruz olduğu halde, iktidarı hiç hükmünde

  • Adeta sermaye ve iktidar dairesi, eli nereye yetişirse o kadardır. Fakat emelleri, arzuları ve elemleri ve belâları ise, dairesi, gözü, hayali nereye yetişirse ve gidinceye kadar geniştir. İşte bu derece âciz ve zayıf, fakir ve muhtaç olan ruh-u beşere ibadet, tevekkül, tevhid, teslim, ne kadar azîm bir kâr, bir saadet, bir nimet olduğunu, bütün bütün kör olmayan görür, derk eder.
Insan pisikolojisine baktigimiz zaman, insanin umitleri ve beklentileri var hayatta, gelecekten endiseleri var korkulari var.
yani iç dunyamiz itibariyla çok gel gitler yasiyoruz. Arzu ettigimiz, beklentilerimizi gerçeklestirme adina kosusturuyoruz. Ama kosustururkende bir taraftan acaba olacakmi olmuyacakmi diye endisler yasiyoruz bunu, hergun her an yasiyoruz.

Mesela diyelimki univ. çalisan bir talebe her gun çalisip endise yasiyor. Acaba kazanabilecekmiyim? Kazanamazsa nolur? Hep endise içerisinde.
Sayet bir ogrenci univ kazanmayi kendine en buyuk bir hedef edinmisse, tek gayesi osa o kazanamanin huznunu acaba neyle telafi edecek?
Iste orada insan umit arzu ettigi seyi elde edemeyince, endise edip korktugu seyle yuz yuze gelince (kendini neyle teselli edecek) bir teselli ediyece ihtiyaç duyacaktir. O hakikat iman hakikatidir iste.
 
Imanli insan derki:
Evet ben bunu kaybetmis olabilirim fakat sabredersem umidimi kaybetmezsem Allah'in izni ile, Kudreti sonsuza dayanirsam, O'nun rahmeti merhameti sonsuz Imanla bu kayba gogus gerersem kazançli çikarim.
Eger çalismalarima karsi, boyle bir sonuç almissam bu benim hakkimda hayirli olandir der. Hayirli olan buydu Rabbim boyle takdir buyurdu der. Seneye çalisip belki daha iyi bir yere girer.
Bakin burada: -Allah için sabir var,
- Hayr benim hakkimda, Allah'in taktir ettigi seydir deyip, Allah'a tevekkul etme var, teslim olma var.
-Her ne olmussa o hayir olmustur Kader açisinda bakma var ve bu bakis açisi insanin ruhunu muthis bir teselli verir
________________________________________
Simdi iman olmazsa tevekkul teslim olmazsa o talebe, hayatta en buyuk hedef haline getirdigi seye ulasamaya , kendini nasil teselli edecek hayata nasil tutunacak, umidi nerden alicak?yeniden çalisma gayretini kendinde nasil bulacak.
ayni sey herseyini kaybetmis bir is adami, tuccar içinde geçerli.

Imanli olan herseyi kazanmis demektir
 
.
Allah için bunu kabullenirse, yeniden Allah der yollara duserse bu ibadet olur_otelerde mukafatin olur- buralardaki mukafatin yeise dusmemektir. Hayata tutunursun.Imanda kaynaklanan bu sabir mulazasiyla hayata tutunacak yeniden ailesine donup sevinc neseyi paylasacak.

Iman cesaretin kaynagi , umidin, sabrin kaynagi

Imani olmayan bir insan, kendisinden daha askin bir gucun olduguna inanmayan bir insan, zayif kaldigi anda koca bir cinar gibi yikilacak, ayaga kalmamiyacak
 
(intihar ornek)

Ama, mumin bir bela ve musibet gelse bile,
Ya Allah Bismillah der, ve dogrulur,
Sabredersem Allah cc mukafatini verir, sukr edersem yine Allah cc mukafatimi verir.
Herseyimi kaybetsem bile Allah'tan umit kesilmez deyip yoluna yoluna devam eder

Kuran-i Kerim, musibetleri kazanca çevirmenin yolunu gosteriyor
"Malumdurki , zararsiz yol zararli yola tercih edilir"
Yani imanli yolun hiç bir zarari yok, takvali bir insan dusunun kaybettigi birsey varmi yok

Ama imansiz biri dunyayi sadece heveslerine gore yasamis bir insan, Allah in nehy ettiklerini yapan bir insan,
hem dunya hem ahiret adina sadece sadece kayiplari vardir.
Bu karsilastirmayi yapmak lazim,

Hani, Hz. Ali (r.a) ye nisbet ederler, derki : Ben inaniyorumki Allah var, ve ibadetu taatla O'nun hosnutlugunu kazanacagim ve bu benim icin dunyada da huzurlu yasamanin kaynagi oluyor.Benim bir kaybim yok diyor.
Ve kafire donup diyorki: "Senin ne kazancin var" Senin kaybin cook.
Ve devam ediyor diyorki: Ötelerde farzet ki cennet yok, ebedilik yok, yine benim bir kaybim olmaz
Ama sen dunyadada kaybediyorsun.
 
"Halbuki, meselemiz olan ubûdiyet yolu, zararsız olmakla beraber, ondan dokuz ihtimalle bir saadet-i ebediye hazinesi vardır. Fısk ve sefahet yolu ise hattâ fâsıkın itirafıyla dahi menfaatsiz olduğu halde, ondan dokuz ihtimalle şekavet-i ebediye helâketi bulunduğu, icmâ ve tevatür derecesinde hadsiz ehl-i ihtisasın ve müşahedenin şehadetiyle sabittir ve ehl-i zevkin ve keşfin ihbaratıyla muhakkaktır."

fisk=gunah ve sefahat yolu, "fasikin itirafiyla menfaatsiz oldu" diyor,
simdi, helal dairesi keyfe kafidir, helal dairenin disina cikan fâsıktir , onun itirafiyla dahi boyle bir hayat menfaatsizdir.

Mesela , içki içmis, aile saadetini kaybetmis, isini gucunu kaybetmis, alkolizmin pencesine dusmus hangi insan hayatindan memnundur.
Hangi hirsiz hayatindan cok memnundur.Vicdanina bir danissin
hic bir hirsizin esi , cocuklari övünerek babam hirsiz diyebilirmi.
Her insanla roportaj yapsaniz, hirsizlik yapan bir insani kim tasdik edebilir.kimse.
Evrensel bir degerdir, Allahin nehy ettiklerini yapmama insanin fitratina islemistir ilk once.
Allahin nehy ettigi hersey insanin aleyhine olan seydir, insana saadeti bulduran seydir.
Dolayisiyla helal dairesi keyfe kafidir.
 
Elhasıl, âhiret gibi dünya saadeti dahi ibadette ve Allah’a asker olmaktadır. Öyle ise biz daima "Elhamdü lillâhi ale’t-tâati ve’t-tevfîk"(=Bize taat ve muvaffakiyet nasip eden Allah’a hamd olsun.) 1 demeliyiz ve Müslüman olduğumuza şükretmeliyiz
 
"Bize taat ve muvaffakiyet nasip eden Allah’a hamd olsun"

Bu duada da ince bir nukte var, hakiki uhuvvete , kulluga muvaffak olmakta kolay degil,
Ey insan, sen bunu kendinden zannetme, buda Allahin sana ihsani ve ikramidir
O'ndan sana verilen bir basaridir,
Dolayisiyla bunu kendinden bilme,
Bir ibadetu taata muvaffak oluyorsan eger bunuda Allah tan bil ve sukr et

sübhaneke La Ilmelena İlla maallemtena, inneke entel alımül hakim
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Allah razi olsun çok güzel bir paylaşim olmuş.risalei nuru okurken çok anladiğimi söyleyemem.ama vesile olmanuzla 3.sözü iyi anldim.paylaşimlarinizin devamini bekliyorum,özellikle dönemimize ihtiyaç olan konularda
ecmain olsun kardes, bu sekilde açiklamalari konulari takip etmek isterseniz, Risale sohbetleri alt kategorisinde bulabilirsiniz,
Selam ve dua ile...
 
Üst