Bu Kadar Günahlara Karşı Nasıl Mukabele Edilir ?

Huseyni

Müdavim
Risale-i Nur, talebelerinin îmanla kabre girmelerini sağlar

Azîz, sıddık kardeşlerim,
Latîf, manidar ve beşaretli iki hadiseyi beyan ediyorum.

Birincisi: Me'yusane bir hatıradan müjdeli bir ihtar.

Bugünlerde hatırıma geldi ki, hayat-ı içtimaiyeye giren, hangi şeye temas etse, ekseriyetle günahlara maruz kalıyor; her cihetle, günahlar, serbestçe insanı sarıyorlar. "Bu kadar günahlara karşı insanların husûsi ibadati ve takvası nasıl mukabele edebilir?" diye me'yusane düşündüm. Hayat-ı içtimaiyedeki Risale-i Nur Talebelerinin vaziyetlerini tahattur ettim. Risale-i Nur Şakirtleri hakkında, necatlarına ve ehl-i saadet olduklarına dair kuvvetli işârât-ı Kur'âniyeyi ve beşâret-i Aleviye ve Gavsiyeyi düşündüm. Kalben dedimki: "Herbiri bin yerden gelen günahlara karşı bir dil ile nasıl mukabele eder, galebe eder, necat bulur?" diye mütehayyir kaldım. Bu tahayyürüme mukabil ihtar edildi. ki:

Risale-i Nur'un hakîki ve sadık şakirtleri mabeynindeki düstur-u esasî olan

iştirak-i a'mal-i uhreviye kanunuyla ve
samîmi ve sadık tesanüd sırrıyla,
herbir halis ve hakîki şakirt,
bir dil ile değil,
belki kardeşleri adedince dilleriyle ibadet edip istiğfar eder.
Bin taraftan hücum eden günahlara karşı bin dil ile mukabele eder.
İhlâs ve sadakat ve
Sünnet-i Seniyyeye mutabakat ve
hizmet derecesine göre o küllî ubûdiyete sahip olur.


Bu büyük kazancı elden kaçırmamak gerektir. Bazı melaikenin kırk bin dil ile zikrettikleri gibi, halis ve hakîki müttakî bir şakirt dahi kırk bin kardeşinin dilleriyle ibadet eder, necata müstehak olur, inşaallah.

Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî, s.134
 
Üst