Ey insanlar!

müdavim

Üye Sorumlusu
Ey insanlar! Fani, kısa, faidesiz ömrünüzü; baki, uzun, faideli, meyvedar
yapmak ister misiniz? Madem istemek insaniyetin iktizasıdır, Baki-i
Hakiki'nin yoluna sarfediniz. Çünki Baki'ye müteveccih olan şey, bekanın
cilvesine mazhar olur. Madem her insan gayet şiddetli bir surette uzun bir
ömür ister, bekaya aşıktır ve madem bu fani ömrü, baki ömre tebdil eden bir
çare var ve manen çok uzun bir ömür hükmüne geçirmek mümkündür. Elbette
insaniyeti sukut etmemiş bir insan, o çareyi arayacak ve o imkanı bilfiile
çevirmeye çalışacak ve tevfik-i hareket edecek. İşte o çare budur: Allah
için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız. "Lillah,
livechillah, lieclillah" rızası dairesinde hareket ediniz. O vakit sizin
ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer.

(Bediüzzaman Said Nursi - 3. lem'adan)
 

Zuhr

Talebe
“isteme” eylemi insan olmanın gerekliliği, insana yakışan en güzel hal, duamız olmasa ne hükmümüz var ?
isteyince insan olunuyor, insan olmamız istemeyi gerektiriyor. insan ister..

neyi ister?
hiç bir kısıtlama yok. herşeyi ister insan. kendimize baksak bir sürü şey istediğimizi görürüz, maddi manevi bir çok şey, yeme içmeden, sevip saymaya, ev arabadan, iman ilime kadar koca bir yelpaze,
bizim istemediklerimizi ya da isteyemediklerimizi başkaları ister. ve “herşey” istenmiş olur.

bu özelliğimiz varsa, hak yolda sarf edilmek için verilmiş .. malayani işlerde, boş şeylerle harcamak için değil..

bunu her iki durumu yaşayarak çok rahat test edip ispatlayabiliyoruz; boş isteklerimiz bizi daha sonra sıkıntıya sokarken, hak yoldaki isteklerimiz bizi huzura kavuşturuyor.

muhakkak herkes yaşantısı gözden geçirse, böyle deneyimleri olduğunu fark edecektir.. mutlu ve mutsuz olduğu anları incelese, aradaki farkı görebilir ..

ve hak yolda istenene ödül sadece bu dünyada verilmiyor .. sadece huzurlu olmak olmuyor karşılığı, her iki dünyada da karşılık alıyoruz ..

ilginç olan isteklerimizin çok olması yetmezmiş gibi, istediğimiz şeylerin 'bitmemesi'ni de istiyoruz.
para istiyoruz ama elde edip bitirince üzülüyoruz, bilgi istiyoruz, aldıkça daha da çok istiyoruz, sevgi istiyoruz, elde edince daha da çok olsun istiyoruz.


güzel isteklerimizin hiç bitmemesini istiyoruz.. ve en çok yaşamayı istiyoruz, sona yaklaşıp yaşlandıkça hüzünleniyoruz, hiç bitmesin istiyoruz.. ölümle burun buruna gelenlerin anlatımları hep bu yönde değil midir, ölümler bizi hep müteessir etmemişmidir
ölüm ne kadar güzel olursa olsun, yine de biraz daha sonra olsun demiyor muyuz .. öldükten sonra "gerçek hayat başlayacak" "hayatımız devam edecek" düşünceleri bizi teskin etmiyor mu ?
normal bir insan yok olma düşüncesini kaldıramıyor, bitmeyi yok olmayı kabullenemiyor ..

sonsuz olana özlem ..

bunu da ancak sonsuz olan karşılayabiliyor .. sonu olan, bizi nasıl sonsuza ulaştırır ki ?

ve muazzam formül; madem sonsuzu istiyorsun, o zaman gerçekten sonsuz olanı, gerçekten sonsuz olandan iste ..


Elbette insaniyeti sukut etmemiş bir insan, o çareyi arayacak ve o imkanı bilfiile çevirmeye çalışacak ve tevfik-i hareket edecek.

İşte o çare budur: Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız. "Lillah, livechillah, lieclillah" rızası dairesinde hareket ediniz.

O vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer.
 
Üst