Ancak Sana İbadet Eder, Ancak Senden Yardım Dileriz...

Huseyni

Müdavim
“Allah’ım ancak Sana ibadet eder, ancak Senden yardım dileriz.” (Fatiha: 1/5)


Sana sadece ben değil, yaşadığım mahallede, şehirde, ülkede ve dünyada bütün mü’minler olarak, Senin birliğine inanan insanlar olarak hepimiz ibadet eder ve hepimiz Senden yardım dileriz. Çünkü Senden başka ibadete lâyık olan yoktur. Biz müşriklerin tahtadan, topraktan yaptıkları putlara asla ibadet etmeyiz. Onların önünde secdeye kapanmayız, onları Sana ulaşmak için aracı kılmayız. Çünkü onlar, insanların elleriyle yaptıkları kör, sağır, şuursuz, akılsız varlıklardır ve onların verdikleri isimlerden ibarettir. Çünkü onlar çağrıldıkları zaman kimseyi duymazlar. Hiç kimsenin ihtiyaçlarına cevap veremezler, belâları def edemezler, hatta kendilerini bile korumaktan acizdirler. Bu yüzden biz insanların uydurdukları putlara değil, ancak Sana ibadet ederiz, ancak Senden yardım dileriz.

Ya Rabbi, biz senin huzurundayız. Nefislerimize, kötü arzularımıza, şeytanın isteklerine, kötü arkadaşların çağrılarına, mallarımıza, mülklerimize değil, sadece Sana ibadet ederiz. Onlardan değil ancak Senden yardım dileriz. Hergün yüzümüze gülümseyerek doğan güneş, geceleri dünyayı aydınlatan, bize takvimcilik yapan ay ve karanlık, gecelerde bize göz kırpan yıldızlar ibadet edilmeye lâyık değildir. Çünkü Hz. İbrahim’in (as) dediği gibi onların hepsi kaybolup gidiyor, batıyor. Kaybolup gidenler, zâil olanlar “mabud” ve “mahbub” olamazlar. Batıp gidenler ancak Sana ibadet edenler olabilirler. Bu yüzden onların hiçbirine değil, yalnız Sanadır kulluğumuz.

Çünkü;
Sensin bizi yoktan var eden.
Sensin bizi bir damla sudan insan olarak yaratan.
Sensin bizi en mükemmel âzâlarla donatan.
Sensin bize düşünecek akıl, sevecek, hissedecek kalp veren.
Sensin bizi seven, bize şefkat eden.
Sensin bize nimetleri ihsan eden.
Sensin bize rızıkları veren.
Sensin bize mevsimleri erzak dolu vagonlar yapıp gönderen.
Sensin bize dağları hazineli direkler yapan.
Sensin bize havayı, suyu, denizi, nehiri hizmet ettiren.

Biliyoruz ki, Sen, biz insanları ve yarattığın bütün mahlûkları seviyorsun da, bu şekilde sayısız nimet ve ihsanlarla sevgini gösteriyorsun. Bunun için biz de Sana inanıyor, Seni bütün isim ve sıfatlarınla tanıyor, Sana olan sevgimizi sana ibadet ederek gösteriyoruz. Bunun için yardım diliyoruz Senden. Esirgeme yardımını bizlerden.

Sana ibadet eden, sadece dünyadaki mü’minler olarak bizler değiliz. Yoktan var ettiğin kâinat büyük bir mescid. Bütün varlık grupları hâl dilleriyle bizimle birlikte Sana kulluk yapıyor, Senden yardım diliyorlar. Güneş Senin emrini tutarak ibadet ediyor. Dünyayı ve içindekileri ısıtmak, onlara ışık göndermek, yemekleri pişirmek için Senin nurundan ve nârından medet istiyor. Çeşit çeşit bitkiler, Senin verdiğin görevleri yaparak Sana ibadet ediyorlar. Tohumlar ağaç, çiçekler meyve olmak, Senin türlü türlü isimlerini yansıtmak için ancak Senden yardım diliyorlar. Senin yardımın olmasa, ne çekirdekler filiz verir, ne yumurtalar civciv, ne de çiçekler meyve olur. Sen hiçbir şeye muhtaç değilsin, ama bizler yarattığın bütün varlıklar olarak Sana muhtacız. Muhtacız Senin sonsuz sevgine, kuşatıcı rahmetine. Muhtacız Senin nihayetsiz şefkatine, parçalanmaz kudretine. Bizler aciz, zayıf ve muhtaç varlıklarız. Senin yardımın olmasa bir an bile yeryüzünde yaşayamayız. Sana muhtaç olduğumuzu bize bildirdiğin, hissettirdiğin için de Sana şükrediyoruz. Esirgeme yardımını üzerimizden. Amin.


Yrd. Doç. Dr. Atİlla YARGICI
Ramazan/Yeniasya
31.08.2009
 

Huseyni

Müdavim
Sensin kuşları uçuran, rızıklarına koşturan!


Ya Rabbi, biz bütün mü’minler, bütün varlık gruplarıyla Sana ibadet edip Senden yardım dilediğimiz gibi, vücudumuzdaki hücrelerle, kuvvetlerle, duygularla da ancak Sana kulluk yaparız, ancak Senden yardım dileriz.

Vücudumuzdaki hücreler, kanımızdaki alyuvar ve akyuvarlar, senin onlara verdiğin direktifleri yerine getirerek Sana ibadet ediyorlar. Yoksa bizde ne akyuvarları, ne de alyuvarları idare edecek, güç, ilim yok.

Senin yardımın olmasa, Senin yol göstermen olmasa, yediğimiz bir lokma ekmekten, bir domatesten, bir havuçtan, bir patlıcandan o hücreler nasıl olur da bir göz, bir kulak, bir diş, bir saç, bir ağız yapabilirler?
Nasıl olur da bu azalara gerekli erzakı taşırken şaşırmazlar?
Senin yardımın olmasa nasıl duyar kulağımız, nasıl konuşur dilimiz, nasıl görür gözümüz, nasıl çarpar kalbimiz, nasıl tutar elimiz, ayağımız?
Senin yardımın olmasa nasıl düşünür aklımız?
Senin yardımın olmasa nasıl güler yüzümüz, nasıl ağlar gözümüz?

Bu yüzden ancak Sana kulluk yapar, ancak Senden yardım dileriz. Gözümüz görüyor, kulağımız duyuyor, dişimiz kesiyor, dilimiz tat alıyorsa, hepsi Senin yardımınla, gücünle, kuvvetinle olmaktadır. Bu yüzden onların hepsi hâl dilleriyle, “Ancak Sana ibadet eder, ancak Senden yardım dileriz” diyorlar.

Sayısız tohumları yeşerten,
ağaçlara yaprak, çiçeklere meyve veren Sensin.
Sensin neşeli kuşları uçuran, uçurup da rızıklarına koşturan.
Sensin gonca gülü açtıran, mest edici kokuları etrafa saçtıran.
Aciz yavrulara ummadıkları yerden ihtiyaçlarını gönderen, deniz dibindeki balıkları besleyip büyüten Sensin.
Sensin hastalara şifa veren Şâfî.
Sensin dertlilerin dermanı.
Sensin kimsesizlerin sahibi.
Sensin gariplerin, yoksulların sığınağı.
Sensin dünyayı döndüren, insanı da dünyaya bindirip gezdiren.
Sensin hayatı bahşeden.

Her şey ancak Sana kulluk ediyor, ancak Senden yardım diliyor ve alıyor. Biz de bütün varlıkların iradeleri dışında yaptıkları kulluklara, Senin dilediğin gibi “irademizle” katılıyor, ancak Senden yardım diliyoruz. Bizi kapından geri çevirme. Bize rahmetinle, sonsuz şefkatinle muâmele et.

Ya Rabbi.
Bizi kulluk bilincine erdir.
Sana son nefesimize kadar hiçbir şeyi ortak koşmadan ibadet etmeyi ve gerçek özgürlüğü yaşamayı bizlere nasip et.
Biz Senin rahmetinin eşiğindeyiz,
Senin kapına yüz sürüyoruz.
Sırtımızda zor taşıdığımız günahlar var. Esirgeme yardımını bizlerden.

Sensin bize medet verecek,
Sensin bizi ateşten koruyacak,
Sensin bize Cemâlini gösterecek,
Sensin bize affınla kereminle muâmele edecek.

Bizi bağışla, bize merhamet et. Çünkü biz ancak Sana kulluk yapar, ancak Senden yardım dileriz.
Allahım, Sen bizlere, Peygamberimiz’in (asm) buyurduğu,
“Fa’büd Rabbeke keenneke terahü, feinlemterâhü feinnehu yerake”, (Rabbine görüyormuşçasına ibadet et. Sen onu görmüyorsan da O seni görüyor” (Buhari, İman, 37) hadisin hükmüne göre,
Sana Seni görüyormuşçasına ibadet etmeyi nasip et.
Senin bizi gördüğünü ve bizi gözetlediğini bizlere unutturma.
Bizi, Seni unutan, Senin de onları unuttuğun kullarından eyleme.
Seni hatırlayan, Senin de onları hatırladığın kullarından eyle.
Unutkanlığımızı hatırlamaya tebdil etmekle esirgeme yardımını bizlerden. Âmin.


Yrd. Doç. Dr. Atİlla YARGICI
Ramazan/Yeniasya
01.09.2009
 
Üst