Feragati

Nûrolog

Well-known member
Ustad'in mümtaz şahsiyeti, nurdan bir hale halinde sarmakta olan üstün meziyetlerinden, ahlak ve kemalatından bahsedelim.

Malûm ya, her şahsiyeti, muhtelif ve muayyen meziyetler çerçeveler. Binaenaleyh, Üstadın şahsiyetini tekvin eden başlıca sıfatlar şunlardır:


Feragati

Bir dava sahibinin ve bilhassa ıslahatçının muvaffakiyet şartlarının en mühimmi feragattir. Zîra gözler ve gönüller bu mühim noktayı en ince bir hassasiyetle tetkik ve takibe meyyaldirler. Üstadın bütün hayatı ise, baştan başa feragatin şaheser misalleriyle dolup taşmaktadır.

Allame Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi merhumdan, feragate ait şöyle bir söz işitmiştim: "İslam, bugün öyle mücahidler ister ki, dünyasını değil, ahiretini dahi feda etmeye hazır olacak."

Büyük adamdan sadır olan bu büyük sözü tamamen kavrayamadığım için, mutasavvıfların istiğrak hallerinde söyledikleri esrarlı sözlere benzeterek, herkese söylememiş ve olur olmaz yerlerde de açmamıştım. Vaktaki aynı sözü Bediüzzaman'ın ateşler saçan heyecanlı ifadelerinde de okuyunca, anladım ki, büyüklere göre feragatin ölçüsü de büyüyor.

Evet, İslam için bu kadar acıklı bir feragate katlanmaya razı olan mücahidleri, Erhamürrahimîn olan Allah-ı Zülkerîm Teala ve Tekaddes Hazretleri bırakır mı? O fedai kulunu lütuf ve kereminden, inayet ve merhametinden mahrum etmek şanına (hâşâ) yakışır mı?

İşte, Bediüzzaman, bu müstesna tecellînin en parlak misalidir. Bütün ömrü boyunca mücerred yaşadı. Dünyanın bütün meşrû lezzetlerinden tamamen mahrum kaldı. Bir yuva kurmak ve orada mesut bir aile hayatı geçirmek sevdasına düşmeye vakit ve fırsat bulamadı. Fakat, Cenab-ı Hak, kendisine öyle şeyler ihsan etti ki, fanî kalemlerle tarif olunamayacak kadar muazzam ve muhteşemdir.

Bugün, dünyada hangi bir aile reisi manen Bediüzzaman Hazretleri kadar mesuttur? Hangi bir baba, milyonlarla evlada sahip olmuştur? Hem de nasıl evlatlar!. Ve hangi bir üstad, bu kadar talebe yetiştirebilmiştir?

Bu kudsî ve rûhî rabıta (Biiznillahi Teala) dünyalar durdukça duracak ve nurdan bir sel halinde ebediyetlere kadar akıp gidecektir. Çünkü, bu İlahî dava, Kur'an-ı Kerîmin nur deryasında tebellür eden bir varlık olduğu gibi, Kur'an'dan doğmuş ve Kur'an'la beraber yaşayacaktır.

Tarihçe-i Hayat | Önsöz | 14
 

Nûrolog

Well-known member
Bir dava sahibinin ve bilhassa ıslahatçının muvaffakiyet şartlarının en mühimmi feragattir.

deniyor. Peki nedir bu "feragat"?

Feragat, arapca "feraga" kokunden gelir ve mana itibari ile de "birseyden vazgecmek" i ifade eder. "Feraga" nin cogulu olan "feragat" da "bircok seyden,haklarindan vazgecmek" anlamina gelmektedir.

Oyle ise bir dava sahibinin basari sirri kendi haklarindan vazgecmekmis. Aksi oldugu takdirde basari elde edilemez cunku nefsi dusunceler on plana cikabilir. Boyle oldugunda da hizmet sahih olamaz.

Ustad Hz. bu manada bizlere cok guzel bir ornektir ifade edildigi uzere:

"İslam, bugün öyle mücahidler ister ki, dünyasını değil, ahiretini dahi feda etmeye hazır olacak."

Yukaridaki ifadeye bir ornek olarak Ustad Hz. nin bir sozunu ekleyeyim:

"Sonra, ben, cemiyetin îman selâmeti yolunda âhiretimi de fedâ ettim. Gözümde ne Cennet sevdâsı var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin îmânı nâmına bir Said değil, bin Said fedâ olsun. Kur'ân'ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmânını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya râzıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül gülistân olur."

Tarihçe-i Hayat | Sekizinci Kısım : Isparta Hayatı | 544


Degil dunyalik istekler iste goruyoruz ki Cennet dahi gozunde yok.

Rabbimiz bizlere micinik de olsa feragat ihsan buyursun.
 
Üst