Bediüzzaman'ın Cevabı...

GuL-i YaReN

Well-known member
Risale-i Nur`u anlamıyorlar.
Yahut anlamak istemiyorlar.
Beni skolastik bataklığı içine saplanmış bir medrese hocası zannediyorlar.
Ben bütün müsbet ilimlerle, asrı hazır fen ve felsefe ile meşgul oldum.
Bu hususta en derin meseleleri hallettim.
Hatta bu hususta da bazı eserler telif eyledim.
Fakat ben öyle mantık oyunları bilmiyorum.
Felsefe düzenbazlıklarına da kulak vermem.
Ben cemiyetin iç hayatını, manevi varlığını, vicdan ve imanını terennüm ediyorum.
Yalnız Kur`an`ın tesis ettiği tevhid ve iman esasları üzerinde işliyorum. Ki İslam cemiyetinin ana direği budur.
Bu sarsıldığı gün cemiyet yoktur.

``Bana`Sen şuna buna niçin sataştın?` diyorlar.
Farkında değilim.
Karşımda müthiş bir yangın var; imanım tutuşmuş yanıyor.
O yangını söndürmeğe, imanımı kurtarmaya koşuyorum.
Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış. Ne ehemmiyeti var?
O müthiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi?
Dar düşünceler! Dar görüşler!

`Hapishanelerde defalarca zehirlendim:`Beni nefsini kurtarmayı düşünen hodgam bir adam mı zannediyorlar?
Ben cemiyetin imanını kurtarmak yolunda dünyamı feda ettim.
Seksen küsur senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum. Bütün ömrüm harp meydanlarında, esaret zindanlarında, yahut memleket hapishanelerinde, memleket mahkemelerinde geçti.
Çekmediğim cefa, görmediğim eza kalmadı.
Divan-ı harplerde bir cani gibi muamele gördüm.
Bir serseri gibi memleket memleket sürgüne yollandım.
Memleket zindanlarında aylarca görüşmekten men edildim.
Defalarca zehirlendim.
Türlü türlü hakaretlere maruz kaldım.
Zaman oldu ki hayattan bin ziyade ölümü tercih ettim.
Eğer dinim intihardan beni men etmeseydi belki bugün Said topraklar altında çürümüş gitmişti.
``Benim fıtratım zillet ve hakaret tahammül etmez.
İzzat ve şehamet-i İslamiye beni bu halde bulunmaktan şiddetle men eder. Böyle bir vaziyete düşünce karşımda kim olursa olsun, isterse en zalim bir cebbar, en hunhar bir düşman kumandanı olsa bile asla çekinmem.
Zulmünü, hurharlığını onun suratına çarparım.
Beni zindana atar, yahud idam sehpasına götürür.
Hiç ehemmiyeti yoktur.
Nitekim öyle oldu. Bunların hepsini gördüm.
Birkaç dakika daha o hunhar kumandanın kalbi, vicdanı zulümkarlığa dayanabilseydi Said bugün asılmış masumlar zümresine iltihak etmiş olacaktı.
``İşte benim bütün hayatım böyle zahmet ve meşakkatle, felaket ve musibetle geçti.

Cemiyetin imanı, saadet ve selameti yolunda böyle nefsimi, dünyamı feda ettim.
Helal olsun.Onlara beddua bile etmiyorum...

``Ölmekle yalnız kendimi kurtaracaktım.
Fakat hayatta kalıp da zahmet ve meşakkatlere tahammül ile binlerce insanın imanının kurtulmasına hizmet ettim.
ALLAH`a bin kere hamd olsun.
`Türk cemiyetinin imanına bin Said feda olsun
`Ben cemiyetin iman selameti yolunda ahiretimi de feda ettim.

Gözümde ne cennet sevdası var, ne cehennem korkusu.
Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun.
Kur`an`ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa cenneti istemem.
Orası da bana zindan olur.
Milletimizin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım.
Çünkü vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur.


Alıntı​
__________________
 
Üst