bir gün başını alıp gitmek istersen..Gel yanıma.

mazi

Well-known member
243.jpg
Bir gün başını alıp gitmek istersen, gel yanıma.

===========
Bir gün başını alıp gitmek istersen, gel yanıma. Gel de gör gitmenin beni nereye götürdüğünü… Nargile sefalarının olmadığı, sigaranın çok zor bulunduğu, yakınlarda bir köyde, sessizlikle sohbet edersin. Kendini kasabaya atacağın üç-beş kuruşluk bir araban, ufak bir evin vardır. Birde gönlünde bir isim. O isim ki seni oralara sürükleyen zalimdir. Seni, sessizlikle sohbet ettiren yârindir. Telefonun var ama çekmez, telefon çekse ellerin gitmez.

İlk zamanlar epeyi zorlanacaksın. Canın sıkılacak, için daralacak. Kaçıp gitmek isteyeceksin ama hep bir adımın seni durduracak. Geriye saracaksın yaşadıklarını, bir film karesi ya da kaseti geriye sarar gibi… Hatıraları çam ağaçlarının gölgesinde canlandırırken, yere düşen kozalaklar, yanlışlarını bir bir vuracak başına. Mis gibi kestane kokusu düşecek ensene. Ne kadar hüzünlensen de, hayatın hep bir tarafından tutulur ve yaşanır olduğunu fark edeceksin.

Dünya ile irtibatını sağlayan tek alet olan bilgisayar, zaman geçtikçe çekiciliğini ve ‘Albeni’sini kaybedecek. Ne Messenger yazışmaları, ne forward mailler dikkatini çekecek. Yalnızlık çepçevre sarmaya başlıyor seni. Hüzünlü bir bulut, çiseleyen yağmur damlaları gibi. Ya da rahmetle yağan kar tanelerinin narinliği gibi. İncitmeden dökülecek üstüne, canın yanmayacak ama üşüyeceksin tir tir… Sen üşüdükçe rahmet saracak dört bir yanını…

Sonra belki İstanbul düşer aklına. Şehrin, memleketin olan İstanbul. Hani Sultanahmet’ten ezan sesi yükselen kutlu şehir var ya, işte orası. Aklına düşerse sakın umursama ve özleme. Zalim yârini teslim ettiğin İstanbul, ona en yaraşır şekilde bakacaktır hiç şüphen olmasın. Mevsimler değişecek ve yavaş yavaş üşümemeyi öğreneceksin. Bu elbet zaman alacak. Ama zaten sen sabırlı bir insan değil misin? Beklemeyi seven, bekledikçe özlemini büyüten sensin!

Dert küpü sokakları ve yorgun yollarıyla dolu İstanbul, sevdiğini çepeçevre sarmış dünyanın bütün adiliklerine karşı onu korumayı benimsemiştir. Yeditepe’de yedi ayrı melek, her biri milyona bedel kuvvetle, var gücüyle sevdiğinin koruyor, meraklanma sen. Çözmeye çalış doğayı. Ağacın yeşilini yaprağın damarlarını bir bir incele. Rabbine ulaşmaya bak dualarla. Secdelerde ağla, dinsin yangınlar ve silinsin günahlar. Kutlu bir yolculuktaki bedevi misali. Cahilliğini üzerinden atmaya bak.

Hz. Ali’nin kılıcı gibi keskin olan günahların, isyanın eşiğinde ve hidayetin hemen bitişiğinde. O çizgiyi bulana dek ayrılma o yalnız ve sessiz köyden. ‘Hoşça kal’ bile demeden bıraktığın güzele, güzel bir ‘merhaba’ demek için var gücünle çabala. Kısa ve zor bu hayatta, geçen imtihanlarını önemse ve umursa! Vazgeçme! Bilirsin; delikanlı adama, yani bize vazgeçmek asla yakışmaz. Bize yakışan, her acıyı bilmek, yaşamak ve ibret almaktır.

Boşuna mı demişler, ‘Bir musibet bin nasihatten iyidir.’ Nasihatleri önemse, başına bir musibet gelirse, mutlulukların geldiği yerden olduğunu unutma. Allah seni düşünmeyecek olsaydı yaratır mıydı hiç!

=====alıntıdır====
 

SaYa

Well-known member
Boşuna mı demişler, ‘Bir musibet bin nasihatten iyidir.’ Nasihatleri önemse, başına bir musibet gelirse, mutlulukların geldiği yerden olduğunu unutma. Allah seni düşünmeyecek olsaydı yaratır mıydı hiç!





çok güzel bir paylaşım Allah razı olsun gelişin muhteşem oldu akıncı ;)
 
Üst