Kim Hasta, Kim Doktor?

Elif_Gibi

Well-known member
Kim hasta, kim doktor?
Kastamonu’da kaldığı günlerdi. Çok ağır hastaydı.
Hastalığının şiddetinden geceleri bir saat ya uyuyor, ya uyuyamıyordu. Sesi de çıkmıyordu.
Ramazan ayıydı. Sahurda ve iftarda yediği bir-iki kaşık yoğurt veya çorbayla orucunu tutuyordu.
Bir gün iftara yakın saatte onu muayene etmek için bir doktor çıkageldi.
Bediüzzaman’ın elini tutmak istedi.
Bediüzzaman, elini doktorun elinden hızla çekiverdi.
– Ben sana hastalığımı muayene ettirmem. Ben hekimlere muhtaç değilim. Hekim Cenab-ı Hak’tır, dedi.
Birden canlanmıştı. Sesi de çıkmaya başlamıştı. Sanki kendisi doktor şeklini almış, doktor ise hasta vaziyetine girmişti.
Doktora Risale-i Nur’dan bir bölüm okudu:
– "Hasta doktor"un derdine deva olacak bir ilaçtı bu...
Yanında bulunan talebeleri Emin ve Mehmed Feyzi, Üstad’ın iyileşmesine sevinmişlerdi, ama nasıl olup da böyle bir anda sağlığına kavuştuğuna hayret ediyorlardı.
Sonra iftar saati geldi, top atıldı.
Doktora:
– Burada iftar et, dedi.
Doktor, mahcup bir şekilde, ezile büzüle:
– Efendim, dedi. Bugün kusur etmişim, oruç tutamadım.
Anlaşılmıştı mesele...
Üstad oruç tutmayan doktora muayene olmak istememiş, şifa doğrudan Allah’tan gelmişti. Manen hasta olan doktora da bir iman dersi verilmişti.


Ömer Faruk Paksu'nun yazısı:
(Bediüzzaman'la Yaşayan Öyküler kitabından)




 
Üst