Rabb'imizin rahmetinden mahrum bırakan hallerimiz!

mihrimah

Well-known member
Bu konu, herkes için çok önemli olmasına rağmen maalesef insanların çoğu gerektiği kadar bunu düşünmemektedir. Hatta insan kendini, Allah'ın rahmetinden mahrum bırakan halleri terk etme yerine, alışkanlık haline getirip devam ettirme temayülündedir.

Böylece kendilerini zor durumda bırakan hallerinden dolayı insanlar yanında itibar göremez hale bile gelmekte, huzursuz bir hayat yaşayarak kendi kendilerini cezalandırmış bile olmaktalar.

İşte bu kötü düşünce ve davranışların bazılarını burada kısaca dikkate vereceğiz. Her insan, bu konuları ve bu halleri düşünmeli, dikkatle değerlendirmeli, kendini korumak için devamlı tedbirler almalı, tekrar etmemek için de ciddi gayret göstermelidir.

Sahibini Rabb'imizin rahmetinden mahrum bırakan kötü düşünce ve davranışlardan bazıları:

1- Gurur ve kibir: İnsanlarla muhatap olurken kendini üstün, muhataplarını da küçük görme hali insanı, Allah'ın rahmetinden mahrum bırakan hallerin en başında gelmektedir.

2- Zulüm: Gücünün yettiği insanlara zulmetmek, zulmederek yaşamayı alışkanlık haline getirmek.

3- Kıskanmak: Allah'ın başkalarına nasip ettiği nimetlerden rahatsız olmak, her türlü değerli nimetlere kendini layık görmek.

4- Nankörlük: Allah'ın kendisine nasip ettiği nimetleri küçümsemek, şükür gerektirecek büyüklükte nimet olarak görmemek.

5- Düşmanlık: Kin, intikam ve nefret duygularıyla bakmak, bu duygularını tatmin için hep fırsat kollamak.

6- Hırs: Hırsı, bir ahlâk haline getirmek, hemen her konuda rahatsızlık verecek derecede hırs içinde olmak. Sahip olduklarına kanaat etme sevinci duymamak..

7- İsraf: Hayatını israf içinde yaşamak, çevreye israflı bir hayat yaşama örneği vermek.

8- İnat: Kendini nazara vermek için hep zıtlaşmayı esas almak, bunu da zevk alarak yapmak.

9- Anlaşma ve sözleşmelerine riayet etmeyi vazgeçilmez dürüstlüğü olarak bilmemek, menfaati gerektirdiği takdirde sözünde durmamaktan çekinmemek.

10- Aile büyüklerine ve yakınlarına karşı mükellefiyetlerini yerine getirmeyip mağduriyetlerine sebep olacak derecede ilgisizlikte bulunmak.

11- Hep kusur ve yanlışları araştırmak, bulduğu yanlışları da lezzetle anlatmak.

12- Münakaşadan, iddialaşmaktan, itham ve tenkitten hep zevk almak, bunları kendi başarısı gibi görmek, göstermek.

13- Halinden devamlı şekilde şikâyetçi olmak. Şikâyet ederek yaşamayı alışkanlık haline getirmek.

14- İnsanlar arasında laf götürüp getirmek, fertlerin ve ailelerin münasebetlerini bozacak konuşmalar yapmayı alışkanlık haline getirmek.

15- Gıybet: Dedikodu şeklindeki konuşmaları bir huy haline getirmek. Bu huyundan hep lezzet almak, gıybeti hayatının vazgeçilmezi haline getirmek.

Saydığımız bu kötü alışkanlıklar, insanı Allah'ın rahmetinden mahrum bırakan hal ve hareketlerin başında gelmektedir. Bu sebeple hemen herkes davranışlarını gözden geçirmeli, İlahi rahmetten mahrum bırakan hallerden kendini koruma gayretinde olmalı, tutum ve davranışlarını hep düzeltme mücadelesi içinde bulunmalıdır.

Sizin de aynı fikirde olduğunuzu düşünüyorum. İnşallah yanılmıyorumdur.


AHMED ŞAHİN
Zaman
10 Haziran 2009, Çarşamba
 

müdavim

Üye Sorumlusu
Duanın kabul edilmesi için bazı şartlar vardır. Duanın kabul edileceğinden şüphe etmemeli, şartlarına riayet edilip edilmediğinden şüphe etmelidir. Gereken şartlara riayet etmeden duanın kabul edilmesini beklemek uygun olmaz.

Önce çalışmak, sonra dua dinin esası!

Kabul edilir ancak, çalışanın duası!

Duanın kabul edilmesi için gereken şartlardan bir kısmı şöyle:

1- Haram lokmadan sakınmalıdır!

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Haramdan sakının! Midesine haram lokma girenin kırk gün duası kabul olmaz.) [Taberani]

Sad bin Ebi Vakkas hazretleri dedi ki: Ya Resulallah, dua buyur da, Allahü teâlâ, benim her duamı kabul etsin!

Cevabında buyurdu ki:

(Duanızın kabul olması için helâl lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp dua ederler. Böyle dua nasıl kabul olunur?) [Şir’a]

Yine buyurdu ki:

(Duanın kabul olması için iki şey gerekir. Duayı ihlâs ile yapmalıdır. Yediği ve giydiği helâldan olmalıdır. Müminin odasında, haramdan bir iplik varsa, bu odada yaptığı dua kabul olmaz.) [Tergibüs-salât]

2- İtikadı düzgün olmalıdır.

Sapıkların, mezhepsizlerin, duaları kabul olmaz. Hadis-i şerifte, (Bid’at ehlinin duası ve ibadetleri kabul olmaz) buyuruldu. (İbni Mace)

Âyet-i kerimenin, duanın tesir edebilmesi için, okuyan ve okunan kimsenin buna inanması ve okuyanın itikadının düzgün olması, Allah rızası için okuması, kul hakkından sakınması, haram yememesi ve karşılığında ücret istememesi şarttır.

3- Uyanık kalble ve kabul edileceğine inanarak dua etmelidir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Allahü teâlâya, kabul edileceğine tam inanarak dua ediniz! Biliniz ki, Allahü teâlâ gafil bir kalb ile yapılan duayı kabul etmez.) [Şir’a]

4- Dualarım niçin kabul olmuyor dememelidir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Allahü teâlâ, duanızı kabul eder. Dua ettim, hâlâ duam kabul olmadı diye acele etmeyiniz! Allah’tan çok isteyiniz! Çünkü kerem sahibinden istiyorsunuz.) [Buhari]

İstenilen şeyin olmaması, duanın kabul olmadığını göstermez. Onun için duaya devam etmelidir! Duanın kabulünün gecikmesinin başka sebepleri de vardır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Mümin dua edince, Allahü teâlâ, Cebraile, “Ben onu seviyorum, isteğini hemen yerine getirme!” Facir, [günahkâr] dua edince de “Ben onun sesini sevmiyorum. İsteğini hemen yerine getir” buyurur.) [İbni Neccar]

Şu halde, duanın kabulünün gecikmesi zararlı değildir.

5- Bela gelmeden önce çok dua etmelidir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Sıkıntılı iken duasının kabul edilmesini isteyen, refah zamanında çok dua etsin!) [Tirmizi]

Ebu İshak hazretlerinden dua istediler. Dua etti. Duasının kabul edildiğini gören bir talebesi, (Efendim, bu duayı bana da öğretin, ihtiyaç halinde ben de edeyim) dedi. Buyurdu ki: (Duamın kabul edilmesinin sebebi, otuz yıldır kıldığım namazlar, ettiğim dualar ve haram lokmadan sakınmamdır.)

6- Duaya hamd ve salevatla başlamalıdır.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Ey namaz kılan, acele ettin. Namaz kıldıktan sonra dua ederken önce Allahü teâlâya layık olduğu şekilde hamd et, sonra bana salevat getir, sonra dua et!) [Tirmizi]

7- Yalvararak dua etmelidir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Gafil olan kalb ile yapılan dua makbul değildir.) [Tirmizi]

Hz. Davud zamanında kuraklık oldu. Halk dua etmek için aralarından üç âlimi seçtiler.

Âlimlerden biri şöyle dua etti: (Ya Rabbi, Kitabında kendimize zulmedenleri affetmemizi bildirdin. İşte biz, nefslerimize zulmettik. Senden af diliyoruz. Bizi affet!)

İkinci âlimin duası da şöyle: (Ya Rabbi, Kitabında köleleri, azat etmemizi bildirdin. İşte biz kul olarak huzurundayız. Bizleri azat eyle!)

Üçüncü âlim de şöyle dua etti: (Ya Rabbi, Kitabında, kapımıza gelen saili kovmamamızı, yüz çevirmememizi bildirdin. İşte biz de sail olarak huzurundayız. Senden rahmet istiyoruz. Bizi boş çevirme!)

Duaları kabul olarak rahmet yağdı.

8- Sebeplere yapışmadan istemek kuru bir temennidir.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Çalışmadan dua eden, silahsız harbe giden gibidir.) [Deylemi]

9- Günah işlemeyen dil ile dua etmelidir.

Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâya günah işlemeyen dil ile dua edin) buyurdu. Böyle bir dilin nasıl bulunacağı sual edilince, (Birbirinize dua edin! Çünkü ne sen onun, ne de o senin dilinle günah işlemiştir) buyurdu. [Tergibüs-salât]

10- İsm-i azam ve esma-i hüsna ile dua etmelidir.
 

GuLSerbeti

Well-known member
Sahibini Rabb'imizin rahmetinden mahrum bırakan kötü düşünce ve davranışlardan bazıları:

1- Gurur ve kibir: İnsanlarla muhatap olurken kendini üstün, muhataplarını da küçük görme hali insanı, Allah'ın rahmetinden mahrum bırakan hallerin en başında gelmektedir.

2- Zulüm: Gücünün yettiği insanlara zulmetmek, zulmederek yaşamayı alışkanlık haline getirmek.

3- Kıskanmak: Allah'ın başkalarına nasip ettiği nimetlerden rahatsız olmak, her türlü değerli nimetlere kendini layık görmek.

4- Nankörlük: Allah'ın kendisine nasip ettiği nimetleri küçümsemek, şükür gerektirecek büyüklükte nimet olarak görmemek.

5- Düşmanlık: Kin, intikam ve nefret duygularıyla bakmak, bu duygularını tatmin için hep fırsat kollamak.

6- Hırs: Hırsı, bir ahlâk haline getirmek, hemen her konuda rahatsızlık verecek derecede hırs içinde olmak. Sahip olduklarına kanaat etme sevinci duymamak..

7- İsraf: Hayatını israf içinde yaşamak, çevreye israflı bir hayat yaşama örneği vermek.

8- İnat: Kendini nazara vermek için hep zıtlaşmayı esas almak, bunu da zevk alarak yapmak.

9- Anlaşma ve sözleşmelerine riayet etmeyi vazgeçilmez dürüstlüğü olarak bilmemek, menfaati gerektirdiği takdirde sözünde durmamaktan çekinmemek.

10- Aile büyüklerine ve yakınlarına karşı mükellefiyetlerini yerine getirmeyip mağduriyetlerine sebep olacak derecede ilgisizlikte bulunmak.

11- Hep kusur ve yanlışları araştırmak, bulduğu yanlışları da lezzetle anlatmak.

12- Münakaşadan, iddialaşmaktan, itham ve tenkitten hep zevk almak, bunları kendi başarısı gibi görmek, göstermek.

13- Halinden devamlı şekilde şikâyetçi olmak. Şikâyet ederek yaşamayı alışkanlık haline getirmek.

14- İnsanlar arasında laf götürüp getirmek, fertlerin ve ailelerin münasebetlerini bozacak konuşmalar yapmayı alışkanlık haline getirmek.

15- Gıybet: Dedikodu şeklindeki konuşmaları bir huy haline getirmek. Bu huyundan hep lezzet almak, gıybeti hayatının vazgeçilmezi haline getirmek.


O engin şefkatten ve Merhametten ümit kesmek kimin Haddine... Ama Rabbimiz Adil..kimsenin hakkını kimsede bırakmaz.... Rabbimiz muhafaza etsin... Kendine acımayana acımak gerçek şefkat olmayacağı, Zarara rıza gösterene merhamet olunmayacağı Hakikatlerinin acıklamaları olmuş bu bahis... Rabbimiz cümlesinden muhafaza edip bizleri Nefsine zulmeden zümresinden eylemesin.. Aminnnnnn...

Paylaşım için Allah razı olsun...
 
Üst