Ey Ölüm

sahici159

Well-known member
Ya Rab!Ölüm gecelerine ‘seb-i arüs’ (asikin masukuna kavustugu gece, vuslat gecesi) dedikleri Mevlana’lar misali ölümü bize senin de sevgilin olan sevgililerimize kavusma vesilesi kil.Ve ey ölüm!Öyle yasayayim ki seni sevenleri, geldiginde bana beni alnimdan sehadetle öpesin!Ölüm! Ön cephesi vahset arka cephesi rahmet olan kelime..Bizi korkutan ölüm müdür sizce?“Eger Imam-i Rabbani Ahmed-i Faruki bugün Hindistan’da hayattadir deseler ve bir davet de olsa, bütün zahmetlere ve tehlikelere katlanarak ziyaretine gidecegim.” der. Bediüzzaman Hazretleri (rh).Ve bugün bize deseler ki “Hz. Yüsuf (as) Misir’a geldi!” Hangi birimiz merak edip de gidip görmek istemeyiz ki, içi güzel disi güzel Hz. Yüsuf’u?! Ve yine dense ki; “Bu yil hac mevsiminde iki cihanin günesi Hz. Muhammed (asm) dünya cesediyle dahi gelip ümmetiyle birlikte hac yapacak!” Heyecan ötesi bir heyecan ile imkansizlikta imkani olusturup ne yapar ne eder katilmak istemez miyiz?! Peki kabrin öbür tarafinda milyonlar Yusuflar ve Ahmed Faruklar ile bekliyorken Resülullah Efendimiz (asm) bizi, ölümün siyah peçesini aralamaktaki cesaretsizligimizin nedir sebebi?Ahiret alemine iman eden her bir akla malümdur ki ölüm; hayat vazifesinden bir terhis, dünya imtihanindaki ubüdiyetten bir paydos, öteki aleme gitmis ahbap ve akrabalara kavusmaya bir vesile, hakiki vatana ve ebedi saadete girmeye bir vasita, s¢k¢nt¢l¢ dünya hayatindan cennet bahçelerine bir davettir.“De ki: Elbette sizin kendisinden kaçtiginiz ölüm, süphesiz sizinle karsilasip bulusacaktir.Sonra gaybi da müsahede edilebileni de bilen Allah’a döndürüleceksiniz;O da size yaptiklarinizi haber verecektir.”(Cuma, Resülullah (sav) söyle buyurdular:«Sizden hiç kimse, maruz kaldigi bir zarar sebebiyle ölümü temenni etmesin. Mutlaka bunu yapmak mecburiyetini hissederse, bari söyle söylesin: Rabbim, hakkimda hayat hayirli ise yasat, ölüm hayirli ise canimi al!»Ölüm ki; müstak oldugumuz ölümsüzlüge açilan bir kapiyken bizi korkutan elbette günahlarimizdan baskasi degildir. Güzelleri en güzele kavusturan ölüm, güzeldir.Zira Rahmet ve saadetin mukaddemesi olan ölüm bütün nimetlerin baslangicidir. Öyleyse kendisi de nimetin ta kendisidir. Sair de ne güzel ifade etmistir. “Hiç güzel olmasaydi, ölür müydü peygamber?”“Allah’tan hayirli uzun ömür isteyiniz!” buyurur Efendimiz (asm). Lakin dünya lezzetlerinden daha çok istifade etmek, çoluk çocugunun mürüvvetini görmek, dünyevi is ve planlari mükemmellestirmek için degildir bu talep. Ölümün istenmeyisinde tek makul sebep vardir. O da Allah’in rizasina vesile olacak daha çok amel yapabilmek ve ölüme hazirlanabilmek adinadir.Yoksa iman nüruyla ebediyete öyle bir vuslat arzusu hasil olmali ki ruhlarimizda, ömrün geçip tükenmesiyle esef almak surada dursun, Niyazi-i Misri’den mülhem bir eda ile; “Bina-yi ömrümün bir tasi daha düstü, rühumun hasretiyle kavruldugu vatan-i aslime biraz daha yaklastim” misralarini ruhlarimiz terennüm edebilmelidir.
 
Üst