abdestli bulunmak...

GÖNÜLSIZIM

Well-known member
Devamlı abdestli bulunmanın fazileti çoktur. Daima abdestli durmaya gayret etmelidir. Abdest alanın bütün küçük günahları affolur.

Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

“Güzelce alınan abdest, imanın yarısıdır.”

“Abdestli bulunan, oruç tutan gibidir.”

“Abdest alıp, 2 rekât namaz kılan, Cennete girmeye lâyık olur.”

“Can alıcı melek gelince, abdestli olan, şehitlik mertebesine kavuşur.”

“Abdest alanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi, günahları dökülür.”

“Ancak [kâmil] mümin, devamlı abdestli durabilir.”

“Abdestli yatan, gece vefât ederse şehit olur.”

“Abdestli yatan; gece ibâdet eden, gündüz oruç tutan gibidir.”

“Abdestli olmaya devam edene, Allahü teâlâ şunları ihsan eder:

1-Melekler yanından ayrılmaz.

2-Devamlı sevap yazarlar.

3-Bütün âzâları tesbih eder.

4-Uyuyunca melekler, insan ve cin şerrinden korur.

5-Can vermesi kolaylaşır.

6-Abdestli iken Allahü teâlânın emniyetinde bulunur.

7-İftitah tekbirini kaçırmaz.”

Allahü teâlâ, Hazret-i Mûsâ’ya buyurdu ki:

“Yâ Mûsâ! Sana bir musîbet gelince abdestsiz isen, kusuru kendinde bul!”
 

müdavim

Üye Sorumlusu
Hz. Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor: "Resûlullah (s.a.v) buyurdular ki:"Mü'min -veya müslüman- bir kul abdest aldı mı yüzünü yıkayınca, gözüyle bakarak işlediği bütün günahlar su ile -veya suyun son damlasıyla- yüzünden dökülür iner, ellerini yıkayınca elleriyle işlediği hatalar su ile birlikte -veya suyun son damlasıyla- ellerinden dökülür iner. Ayaklarını yıkayınca da ayaklarıyla giderek işlediği bütün günahları su ile -veya suyun son damlasıyla- dökülür iner. (Öyle ki abdest tamamlanınca) günahlarından arınmış olarak tertemiz çıkar." (Müslim, Tahâret 32, (244); Muvatta, Tahâret 31, (1, 32); Tirmizi, Tahâret 2)

Hz. Osman (r.a) anlatıyor: "Resülullah (s.a.v) buyurdular ki: "Kim abdest alır ve abdestini güzel yaparsa hataları vücudundan tırnak diplerine varıncaya kadar çıkar dökülür.'' Bir başka rivâyette şöyle gelmiştir: "Hz. Osman (R.a) abdest aldı ve dedi ki: "Ben Resülullah (S.a.v)'ın şu benim abdestim gibi abdest aldığını, sonra da şöyle söylediğini gördüm: "Kim bu şekilde abdest alırsa geçmiş günahları affedilir, namazı ve mescide kadar yürümesi de nafile (ibadet) olur." (Buhari, Vudü 25; Müslim, Tahâret 8, 229)

Amr İbnu Abese es-Sülemi (r.a) anlatıyor: "Resülullah (S.a.v) buyurdular ki: "Sizden kim abdest suyunu hazırlar, mazmaza ve istinşakta bulunur (ağzına ve burnuna su çeker) ve sümkürürse, mutlaka yüzünden, ağzından, burnundan hataları dökülür. Sonra Allah'ın emrettiği şekilde yüzünü yıkarsa, sakalın(ın bittiği mahallin) etrafından su ile birlikte yüzü ile işlediği günahlar dökülür. Sonra dirseklere kadar kollarını yıkayınca, ellerinin günahları su ile birlikte parmak uçlarından dökülür gider. Sonra başını meshedince, başının günahları saçın etrafından su ile birlikte akar gider. Sonra topuklarına kadar ayaklarını yıkayınca, ayaklarının günahları, parmak uçlarından su ile birlikte akar gider. Sonra kalkıp namaz kılar, Allah'a hamd ve senâda bulunur, O'na layık şekilde tazimini gösterir ve kalbinden Allah'tan başkasını(n korku ve muhabbetini) çıkarırsa, annesinden doğduğu gündeki gibi bütün günahlarından arınır." (Müslim, Müsâfirin 294, 832)

Ebu Ümâme el-Bâhili (r.a) anlatıyor: "Amr İbnu Abese (r.a)'ı dinledim, diyordu ki: "Resülullah (S.a.v)'a: "Abdest nasıl alınır?'' diye sordum. Şöyle açıkladı: "Abdest mi? Abdest alınca şöyle yaparsın: Önce iki avucunu tertemiz yıkarsın. Sonra yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yıkarsın. Başını meshedersin, sonra da topuklarına kadar ayaklarını yıkarsın. (Bunları tamamladın mı) bütün günahlarından arınmış olursun. Bir de yüzünü Aziz ve Celil olan Allah için (secdeye) koyarsan, anandan doğduğun gün gibi, hatalarından çıkmış olursun.'' (Müslim, Müsâfırin 294, (832); Nesâi, Tahâret 108, (1, 91, 92).

Humrân Mevlâ Osman anlatıyor: "Hz. Osman (r.a) su istemişti. (Getirdim. Aldı ve) üç kere ellerine dökerek yıkadı. Sonra sağ elini kaba sokup mazmaza ve istinşakta bulundu (ağzına ve burnuna su alıp yıkadı). Sonra üç kere yüzünü, arkasından da dirseklerine kadar üç kere ellerini yıkadı. Sonra başına meshetti, sonra da topuklarına kadar ayaklarını üçer sefer yıkadı ve: "Ben Resülullah (s.a.v)'ı, şu abdestim gibi abdest alırken gördüm. Abdesti bitince de şöyle demişti: "Kim şu abdestim gibi abdest alır, arkasından iki rek'at namaz kılar ve namazda kendi kendine (dünyevi bir şey) konuşmazsa geçmiş günahları affedilir." (Buhari, Vudü 24, 28, Savm 27 Müslim, Taharet 3, 4, (226) Ebu Dâvud, Tahâret 50, (106) Nesâi, Tahâret 27, 2 8, 93)

Ebu Davud'un İbnu Müleyke'den kaydettiği bir başka rivâyette şöyle gelmiştir: "Hz. Osman (r.a)'tan abdest hakkında (nasıl alınacağı) sorulmuştu. Hemen su istedi ve derhal bir abdest kabı getirildi. Kaptan önce sağ eli üzerine su döktü (ve onu yıkadı), sonra sağ elini kaba batırdı, üç kere mazmaza, üç kere istinşakta bulundu. (önceki hadiste geçtiği üzere zikretti. Hadisde şu ziyade var): "Sonra elini daldırıp su aldı ve başına, kulaklarına meshetti, kulakların iç ve dışlarını birer kere meshetti.” (Ebu Dâvud, Tahâret 50, (10

Abdu Hayr anlatıyor: "Hz. AIi (R.a) bize geldi ve namaz kıldı. (Namazdan sonra abdest) suyu istedi. "Suyu ne yapacak, namazı kıldı ya! Herhalde bize öğretmek istiyor!" dedik. İçinde su olan bir kapla bir leğen getirildi. Kaptan sağ eline su döktü: Üç defa ellerini yıkadı. Sonra üç kere mazmaza ve istinşakta bulundu. Mazmaza ve istinşakı su aldığı eliyle yaptı. Sonra üç kere yüzünü yıkadı, sağ elini üç kere yıkadı, üç kere sol elini yıkadı. Sonra elini kaba batırdı, bir kere başını meshetti. Sonra üç kere sağ ayağını yıkadı, üç kere sol ayağını yıkadı. Sonra: "Resülullah (S.a.v)'ın abdestini bilmek kimin hoşuna giderse, işte o böyledir!" dedi." (Ebu Dâvud, Tahâret 50, (111); Tirmizi, Tahâret 37, (4 Nesâi, Tahâret 75)

Nesâi'nin bir diğer rivâyeti şöyledir: ".. Başını meshetti.'' -Şû'be, bir defasında alnından başının gerisine kadar (eliyle) işâret etti- sonra dedi ki: "Ellerini tekrar geri getirip getirmediğini bilmiyorum.'' (Nesâi, Tahâret 76).
 
Üst