Huseyni
Müdavim
Nur Âleminin Bir Anahtarının
bir Haşiyesi
bir Haşiyesi
birgün hareket etmekte olan, hiçbir telle bağlı bulunmayan
bir otomobilde bulunan radyo ile, uzakta bir mevlid-i şerif
dinliyorduk. O iki Nurcu üniversitelilere dedim:
Nurda dahi, hayat, vücut gibi doğrudan doğruya kudret-i
İlâhiyenin perdesiz tecellîsi bedahetle göründüğüne bir delil
budur ki:
Şimdi bu makinecikteki tırnak kadar bir hava, mânevî az
bir nur, yalnız bu mevlidden gelen kelimeleri dinler, söyler
değil, belki binler, milyonlar kelimeleri aynı anda dinler,
söyler ki, binler istasyondaki ayrı ayrı kelimeleri şimdiki
işittiğimiz kelimeler gibi işitir ve işittirebilir, bize söyleyebilir.
Demek en cüz'î, en küllî olur.
Hem o küçücük, parçacık hava, küre-i hava kadar vazife görür.
En küçük, en büyük küre-i hava kadar büyür.