İslamda flört

nurhadimi

üye Sorumlusu
Flörtten kaçmalıdır! Flört; kız ve erkeğin arkadaşlık kurmasıdır. Gerçekte evlenecek gençlerin böyle bir arkadaşlığa asla ihtiyaçları yoktur. Dinen de caiz olmayan bu arkadaşlığın, birçok mahzurları vardır. Flörtte bir tuzak vardır. Flörtte çok defa, kız, erkek tarafından kandırıldıktan sonra terk edilir. Flört, gençlerde gafilce tecrübelere yol açar. Bu tecrübelerin çoğu, kötü bir macerayla sonuçlanır. Ateşe atılanın yanacağını bilmesi başka, tecrübe için kendini ateşe atması başkadır. Yılan acaba nasıl sokar diye yılanla oynanmaz. Ateşle barut bir arada durmaz.

Flört, akıl-mantık hislerini altüst eder. Flörtün en mühim özelliği de, sık sık arkadaş değiştirmektir. Kızı kandırıp terk eden erkek hain, kandırılan kız da maskara durumuna düşer.

Flörtte çok defa, iffet elden gider. Namuslu müslüman bir kız için bundan büyük felaket olmaz

Flörtle meydana gelen tahrik, gençleri huzursuz, rahatsız ve saldırgan hale getirir.

Flört, birçok gençleri serseri, müsrif ve perişan hale sokar.

Flört, gençler arasında aşağılık kompleksi, kıskançlık, kin, nefret, karamsarlık, düşmanlık, anarşi ve çeşitli ruhi bunalımlar doğurur. Hatta intiharlara sebep olur.

Flört arzusu, tenhada buluşmaya davet eder. Sonunda, birçok gencin başı belaya girer.

Flörtte iş eğlenceye dökülünce, genç erkeğin güveni sarsılır. Önce kızı zorlar, arzusuna kavuşunca da kızı ayıplar, düşük karakterli diye ona hakaret eder. Genelde bu hissi eğlencelerden sonra hep soğukluk olur. Genç erkek, kokladığı çiçekten hemen doyar, sonra başka bir renk, başka bir çiçek arar. Artık bu sahne onu avutmaz, ondaki esrar, onu çeken cazibe, bağ ve düğümler çözülmüştür. O artık başka bir cazibe, daha esrarlı bir düğüm ister, başka bir eğlence kovalar. Onun için bu hususta kız ve kadın, çok hassas olmalıdır.
hem Efendimiz kesin ve çok makul olan ikazinda da demiştir:

'' Yabanci bir kadinla bir erkek iki ikiye, bas basa kalirlarsa üçüncüleri seytandir!''

Evet, biribirine yabanci iki karsi cinsin tenha bir yerde bas basa kalislari; hislerinin isyanina, yaratilista var olan duygularin ayaklanmasina vesile teskil eder. Cinsi hislerin ayaklanmasi ve isyanindan sonraki safhalari ise kimse kestiremez. Nerede baslar, nerelere kadar gider. Zaten toplum hayatindaki pismanliklarin, hatta cinayetlerin ve kötülüklerin büyük çogunlugunun bu ikaza kulak asmayistan, aradaki siniri asip tasmaktan kaynaklandigi da yasanan günlük olaylarla sabittir.

Bunun istisnasi yok mu, her kadin, her erkek böyle mi?

Elbette öyle bir iddiamiz olmaz. Elbette her kaidenin istisnasi olur. Lakin istisnalar hep müstesna kalir, umumi hükmü degistirmez. Bildigim gerçek odur ki kadin kendisini saibe altina sokacak laubaliliklerden uzak kalmali, kolay elde edilen, kolayca da terk edilen eglence metai haline gelmemelidir.

Bilindigi üzere kolay elde edilen seyin kiymeti pek bilinmez, kolayca da terk edilmesinde mahzur düsünülmez. Degerli seyler ise hep zor elde edilir, böylece de kolayca terk edilmezler. Kadin degerlerin en yücesi, itibarini korunmasi lazim gelenlerin de en önde gelenidir. Kadinin bir gün falanin yaninda, öteki günü de filanin kolunda olmasi, bir baska gün ise kimin yaninda olacaginin bilinmez hale düsmesi, onu hayati boyunca itibarsizliga mahkum eder. Bir degerli hayati böylesine degersiz ve itibarsiz hale düsüren seye ise siz ister flört deyin, isterse baska bir sey; ne savunulur ne de sonucu basite alinacak bir dogallik olarak görülebilir.

Yine bir kudsi beyandan ögrenmekteyiz ki sonu evlilige varmayan gayrimesru yakinlasmalardan taraflar öylesine pismanlik duyacak ki ahirette:

– Keske ates parçasi tutsaydim da böyle sonuçlar verecek baslangiçlar yapmasaydim diye feryat edeceklerdir.

Ama bunun faydasi olmayacaktir. Çünkü ok yaydan çikmis, kursun hedefi vurmus; tamiri mümkün olmayan tahribat vaki olmustur. Onun içindir ki dindar ailelerde kadin, kuracagi yuvada mutlu ve huzurlu olmak için geride saibeli bir geçmis birakmamaya çok dikkat eder, vardigi yerde basina kakilacak bir sürü yanlislarin sahibi olmama konusunda büyük titizlik gösterir. Bu dikkat ve titizliginden dolayi da ömür boyu sevinç duyar, itibar sahibi olmanin mutlulugunu yasar.

Kadini tertemiz mutlu bir ailenin kurucusu degil de, günlük zevklerin malzemesi haline getiren erkekler, yahut da kendilerini bu duruma düsürmüs kadinlar elbette konuyu bizim gibi yorumlamayacak, hallerine uygun düsen hayatin savunucusu olacaklardir. Böylelerine bizim ne söyleyecek sözümüz, ne de verecek cevabimiz olur.

Bunları yazdık ama, gençlere bunlar manasız gelir. Çünkü birisine gönlünü kaptıran gence verilecek nasihat, deli saçması kabul edilir. Onun için Peygamber efendimiz, (Sevgi insanı sağır ve kör eder) buyurmuştur. Sağıra ne anlatsanız duymaz. Ne bâriz olayları gösterseniz görmez...


SELAM VE DUA İLE...
 
Üst