Kadının Kaş Aldırması - Erkeğin Sakalını Kazıması

bardak

Well-known member
Kaş Aldırmak:
Peygamberimiz (s.a.v.)'in lânetine kaş aldıran ve alanlar da dâhildir. (Ebû-Dâvûd)


Kaş aldırmak, kaşın kıllarını yolarak iyice inceltmek ve kaşı yukarıya almak suretiyle yapılmaktadır. Bu, hilkati değiştirme mahiyetindedir. Ancak kadının yüzünde biten kılları aldırması ve kocasının izniyle (İmam Nebevi de caiz görenler arasındadır. İbn Hacer, Fethu'l-Bari Kahire, 1959, C. XII, s. 500.) Bir hanımın kendini beyine karşı cazip duruma getirmesi müstehabdır. Beyini yabancıların cazibesinden korumuş olma hikmeti de vardır.

Fıkıh âlimleri yüzünde sakal ve bıyık biten kadının onları gidermesinin caiz olacağını; ancak kaşları inceltmenin, tabi şeklinden çıkarmanın, caiz olmadığını belirtirler. Çünkü kaş ve kirpik birer aza mesabesindedir. Aslında olmayıp sonradan biten yüzdeki kıllar ise bu sınıfa girmediğinden, kadının bunları gidermesin de bir mahzur görülmemektedir. Fıkıh kitaplarına baktığımızda şu hükmü görmekteyiz:

Kadını çirkinleştiren yüzdeki tüyler alınır. Erkeklerde görülen sakal, bıyık gibi şeylerin kadınlarda görülmesi halinde; alınması caizdir.

“İbn-i Abidin, sakal ve bıyığın kadında fıtrat olmadığını, bu sebeple (eğer çıkarsa) kesilmesinin (müstehab) olacağını beyan etmiştir!

“…Yüzden tüyü izale etmek haramdır. Ancak kadının sakal ve bıyıkları çıkarsa, kesmesi haram olmaz. Bilakis müstehaptır.”


Sakalı Kazımak:
Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin sahih hadislerinde sakalların tabii halleri üzere terk edilmesi ve uzatılması emredilmektedir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:
“Abdullah İbn-i Ömer (R.A)’den rivayete göre Nebi (S.A.V.): Bıyıkları tıraş edin, sakalları bırakın buyurmuştur.”
“On şey vardır ki bunlar fıtrattandır: Bıyığı kesmek, sakalı uzatmak, misvak kullanmak, burna su çekmek, tırnak kesmek, mafsallarını yıkamak, koltuk altını yolmak, kasıkları tıraş etmek ve suyla taharetlenmek, istinca.”

Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz sakalsız elçilerden tiksinirdi. Bir seferinde, huzuruna çıkan Yemen elçilerinin sakalsız hallerini görünce tiksinmiş ve yüzünü çevirmiştir.

Sakalı kazımak dört mezhebe göre haramdır
bir tutam yani 4 parmak bırakmak sünnettir
bir tutamdan az bırakmak ise mekruhtur
bir tutamdan kısa olursa en azından haram işlenmiş olunmaz yani jiletle alınmazsa
imkânı olan sakal bırakmak zorundadır
çünkü erkek fıtrat gereği kadından sakalla ayrılmıştır
kadın ise sakalsız yaratılmıştır
kadının yüzünde çıkan tüyleri gidermesi müstehabtır fakat kaşlarını inceltmesi caiz değildir.
Sakalı kesmek misle yapmak uzvu kesmek gibidir yani kulağı burnu kesmek gibidir.
Ayrıca fıtrata müdahale etmek yaratılışı değiştirmek ve beğenmemek gibidir. Yaratılışı beğenmemek ise insanı küfre götürür.
Bir uzvu eksik veya sakatsa o uzva ameliyat ve estetik sağlık için caiz olur fakat keyfi yere bir uzvu değiştirmek caiz değildir
Efendimiz s.a.v. bir hadisi şeriflerinde kadının erkeğe
erkeğin kadına benzemesini lanetlemiştir. Bu yüzden kadın sakalsız erkek sakallı olduğu için erkek sakalını kesince kadına benzemiş olur ve bu caiz değildir.
Aynı şekilde kadınında erkek kıyafetleri giymesi, pantolon giymesi ve saçını kısaltması caiz değildir.
Sakalla ilgili Fetvaya göre Efendimiz s.a.v. sakalını hiç kesmemiştir, diğer bütün peygamberlerde sakallı idiler, Efendimizin bu sünnetini sahabe-i kiram efendilerimizde terk etmediği için, müçtehit âlimlerimiz sakal bırakmayı ümmetin bütün erkeklerine vaciptir hükmünü vermişlerdir bazı alimlerce farzdır diyenlerde vardır

Efendimiz s.a.v. kim ahir zamanda fitne zamanda benim terk edilmiş bir sünnetimi ihya eder (yaşatırsa) ona 100 şehit sevabı verilir buyurmuştur.
 

NurYolcusu

Well-known member
s.a kardeşlerim peki benim iki kaşımın ortasında çıkan kılları aldırmam caizmidir acaba??? yani çok muallakta kalıyorum bu konuda!!! hani kaşların diger taraflarına dokunmamak kaydıyla kaşların birleştigi yerde epey bi uzuyor kıllar. onları aldırmak caizmidir????
 

Sirac

Well-known member
Şeytanı karıştırmayalım işin içine de;

"sûri güzellik" revaçda olduğundan bu yana bence bu tasa başladı âlemimizde..

Allah'ın yarattığı, çok da göze batmayan hâlllerde bile hanımlarımız tasa etmeye başladı bu işleri..

Nasıl olsa "bir yerlerden" buluruz fetvâyı..

Bakın ben alanların tümünü değil, kendine "tasa" edenleri anlayamıyorum bu son 20 yılda..

Birine fetvâ ile verilmiş bir izni, önüne gelen tatbik edebilir mi..?


Maalesef ki "edenler" imiz çok..(!)

Yüzün peçesi olmadığı halde, sima güzelliğinin ziyâdesine çalışıyoruz..

Peki ya "Sûri güzellik"..?
 

bardak

Well-known member
erkekler içinde başka konularda bu geçerli..;) sadece bayanlar için değil yani...
İnandığımız gibi yaşamaya değilde,yaşadığımız gibi inanmaya başlandı işte kardeşim...İstediğimiz şeylere dinende bi açıklama yapıştırıveriyoruz hemen...
 

iyinesil

Well-known member
Soru
Kadınlar için kaş almak, kaşları yolmak, yüzdeki kılları gidermek, kaşların arasında ve kenarlarında biten kılları almak caiz midir?

Değerli Kardeşimiz;

Cenab-ı Hak her insanı ayrı bir güzellikte yaratmıştır. Birlik mührünün açıkça okunduğu insan simasındaki güzellik, fıtrî ve tabiî olanıdır. Bunu muhafaza etmek, sahip olduğu özellik ve güzelliklere şükredip, Allah'ın uygun görüp ihsan ettiği kadarına razı olmak kulluğun bir derecesi ve işaretidir.

Bunun için hayatî ve zarurî bir maslahat yoksa, vücutta bulunan mevcut durumu değiştirmeye gitmemek lâzımdır. Çünkü böyle rast gele yapılan bir tasarruf insanı ağır bir mes'uliyet altına sokabilir.

Bir zaruret yokken insan bedeni üzerinde yapılan değişiklikleri şiddetle yasaklayan Peygamberimiz (a.s.m.), başına ilâve saç takana, cildine dövme yapana ve yaptırana, güzelleştirmek maksadıyla dişini inceltip seyrekleştirene, kaş ve kirpiklerini yolan kadınlara, Allah'ın yarattıklarını değiştirdikleri için ilahi rahmetten uzak kalmış olacaklarını bildirmiş ve ikazda bulunmuştur.

Fıkıh alimleri bu hadisten hareket ederek yüzünde sakal ve bıyık biten kadının onları gidermesinin caiz olacağını; ancak kaşları inceltmenin, tabi şeklinden çıkarmanın, kirpikleri düzeltmenin veya takma kirpik kullanmanın caiz olmadığını belirtirler. Çünkü diş, kaş ve kirpik birer aza mesabesindedir. Aslında olmayıp sonradan biten yüzdeki kıllar ise bu sınıfa girmediğinden, kadının bunları gidermesin de bir mahzur görülmemektedir. Aynı şekilde kadının bacağındaki kılları gidermesinde de bir mahzur yoktur. Çünkü bu kaş gibi bir uzuv mesabesin de değildir.

Fıkıh kitaplarına baktığımızda şu hükmü görmekteyiz:

– Kadını çirkinleştiren yüzdeki tüyler alınır. Erkeklerde görülen sakal, bıyık gibi şeylerin kadınlarda görülmesi halinde; alınması câizdir.

“İbn-i Âbidin, sakal ve bıyığın kadında fıtrat olmadığını, bu sebeple (eğer çıkarsa) kesilmesinin (müstehab) olacağını beyan etmiştir!

Bu kılları gidermenin en uygun yolu tıraş olmak değil, ağda, pudra veya benzeri tıbbî şeylerle yolmaktır.” ( Kadın İlmihali, Mürşide Uysal, s. 370)

Anlaşılan odur ki, dindar hanımın kendini beyine karşı cazip duruma getirmesi müstehabdır. Beyini yabancıların cazibesinden korumuş olma hikmeti de vardır bunda.

Kaşların arasında ya da kaşların kenarlarında biten kıllara gelince:

“Normal kadın kaşının bir şekli (normal sayılan şekilleri) vardır. Bunların dışına çıkan, göze sakil (çirkin) gelen, sahibini çirkin gösteren ve bu yüzden onu rahatsız eden fazla kıllar alınabilir. Normal kaşları, modaya uyarak inceltmek, yerlerini değiştirmek... caiz görülmemiştir.” (Prof. Dr. Hayreddin Karaman)

Kadınların yüzlerindeki kılları yolması, kaşlarını inceltmesi, kirpiklerini uzatması konusunun şer'i hükmü İslam alimlerini bir hayli meşgul etmiştir. Hz. Peygamber'in (sas) bu konu ile ilgili bir hadisinde; "Allah yüz tüylerini yolan ve yolduran kadına lanet etsin." (Buhari, 'Libas', 84; Müslim, 'Libas', 120) buyurmuş olması, bu ifadenin hangi fiilleri kapsadığı İslam hukukçuları arasında tartışma konusu olmuştur.

Alimlerin çoğuna göre; kadının kocasına güzel gözükmek için ve onun izni ile yüzünde, kadınlara mahsus olmayan tüylerin (sakal, bıyık tüyleri) bitmesi halinde bunları alması, güzelleşmek için makyaj yapması, kaşlarının etrafındaki dağınık tüyleri (iki kaş arası, etrafı) alması caiz olup, hadisteki yasak, kadının dışarı çıkmak için, yabancılar için yüz kıllarını yolması ve kaşlarını alması ile ilgilidir.

Malikiler ve bir grup alim ise, bunu yaratılışı değiştirme olarak değerlendirdiğinden hiçbir şekilde caiz görmemekte veya mekruh saymaktadır.

Sonuç olarak, hadiste yasaklanan kıl koparmayı, herhangi bir hastalık veya illet sebebiyle kadının yüzünde sonradan biten ve yüzünü çirkinleştiren yüz kıllarını (sakal, bıyık kılları) koparma değil de, başkalarına güzel görünmek maksadıyla kaşları inceltmek veya yukarı kaldırmak için kaş kıllarını yolmak, almak olarak anlamak daha doğrudur.

İnsan, Allah'a inandığı, inanması ölçüsünde Rabb'inin kendisine emanet ettiği vücudundan ötürü saygılı olması, nimetlerine şükürle karşılık vermesi gereğindendir. Bunun için Müslüman hanımın, Allah'ın (cc) yüzüne verdiği güzelliği bozmadan muhafaza etmesi esere olan saygısının, ruh ve gönül huzurunun manevi ışıltısını yüzüne aksettirerek güzelliğine güzellik katabilmesi ise, eserin sahibi Yüce Allah'a olan sevgisinin ifadesidir. (Dr. Jale Şimşek)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör
 

Sirac

Well-known member
Alimlerin çoğuna göre; kadının kocasına güzel gözükmek için ve onun izni ile yüzünde, kadınlara mahsus olmayan tüylerin (sakal, bıyık tüyleri) bitmesi halinde bunları alması, güzelleşmek için makyaj yapması, kaşlarının etrafındaki dağınık tüyleri (iki kaş arası, etrafı) alması caiz olup, hadisteki yasak, kadının dışarı çıkmak için, yabancılar için yüz kıllarını yolması ve kaşlarını alması ile ilgilidir.


Bu kısım câizdir, fakat bu güzellik peçesiz yüzle başkalarına da izhar olunuyorsa câiz midir..?

Bir de bu var..!
 

iyinesil

Well-known member
şöyle düşünüyorum..
işlerin hayırlı olanı orta olanıdır buyurmuş efendimiz.günümüz müslümanları olarak ifrat ve tefrit noktasında gel-git yaşıyoruz..ya hep veya hiç noktasındayız..oysa asrın idrakine söyletmeliyiz islamı diyenleri anlamak lazım.bizim meselemiz kanaatimce hayatın bütün alanlarında kalbi ve dolayısıyla ameliyle mümin olanların yer alması aksiyoner bir duruş sergilemesidir...
ezcümle;1-bayan kardeşlerimiz dini sahada (özellikle fıkıh alanında )kendini geliştirmeli(kaç tane bayan ismi sayabilirsiniz tarihte fakihe ve müfessire olarak).
2-ifrat ve tefritten uzak efendimizin sünnet-i seniyyesine uygun bir yaşantıyı hayatına tatbik noktasında olan biz müminler için "bu yaşantı mümkün değil "görüntüsünü vermekten ictinab etmek gerekir... vesselam
 

nurhayat

Well-known member
benim kizim ilk okula gidiyor ve asiri biyiklarinda töylenme var arkadaslari alay ediyor kizim okula gitmek istemiyordu bizde tüyleri aldirdik baska caremiz kalmadi bu konuda beni bigilendirirmisiniz lütfen.
 

iyinesil

Well-known member
kardeşim bir siteden iktibas ettiğimiz yazıyı tekrar dikkatli okursanız bunun caiz olduğunu görürsünüz..Kaldı ki çocuğun psikolojisi için doğrusunu yapmışsınız allahu alem bissavab..
 

Sirac

Well-known member
kardeşim bir siteden iktibas ettiğimiz yazıyı tekrar dikkatli okursanız bunun caiz olduğunu görürsünüz..Kaldı ki çocuğun psikolojisi için doğrusunu yapmışsınız allahu alem bissavab..


İşte bu sınırı tesbit edecek bir ölçü olmalı..

O ölçü, gerekirse işin ehline giderek "simâen" görünerek câiziyet alınmalı..(!)

Yoksa böyle uzaktan suâllerle neye cevaz verildiği sınırı belli olmaz..

Herkes de tatbik eder..

Hey gidi nerde bizim eski Kadılarımız..(?)
 
Üst