YA RABBİ BEN PiŞMANIM

Livza

Well-known member
Böyle bir tövbe, ayni zamanda o Yüce Elçi'nin bir müjdesi: “Günahlarina tövbe eden kisi, hiç günah islememis gibidir.”

Evet isin sirri pismanlikla tövbe imis.

Meger ne güzelmis kalbin derinliklerinden kopup gelen su sözler... :


Mükemmellik sadece Allah'a mahsus. Beser ise sasar.

Beserin de hepsi bir degil. Bazisi bazen sasar, bazisi daha çok.

Sasmak, yani hata etmek, her seyi mahveden, telafisi imkansiz bir eksiklik degil insan için, insan olmanin bir tabiati.

Fakat normal olmayan, hos görülemeyecek olan, hatada israrli olmak. Sasmayi, hataya düsmeyi hal edinmek. Bir elbise gibi giyinmek. Beser olma durumunu zaaflarina, hatalarina kalkan edinmek.

Iste bu durum beser olmaya yakisan, yarasan bir hal degil. Zira hatada israrla insanlik haysiyeti tehlikeye girer. Kisinin izzeti nefsi yaralanir, serefi düser.

Oysa insan, serefli yaratildi. Ona serefini Yaradani verdi. Ona “esref-i mahlukat” dedi.

Bu durumda beserin en önemli görevi, kendisine bahsedilen bu serefi korumak degil midir? Öyledir, öyle olmalidir.

Hatalara ragmen “serefli” kalmak çok mu zor? Degil elbette. Yolu ögretilmis. Tarihin en basindan beri insanliga rehber kilinmis kutlu elçiler tarafindan.

Çok kolaymis meger. Yolun asli hataya pisman olmak imis.

Pisman olmak sadece insana özgü. O halde çok insanî, tamamen insanî.

Önce hatalari hata kabul etmek. Yakismadigini, insanlik serefiyle uyusmadigini idrak etmek.

Sonra yaptigina pisman olmak.

Sonra bir daha yapmamaya karar vermek, azmetmek...

Nihayet güzel bir dönüsle dönmek. Dogruya, dogru istikamete... Hep dogruya gitmek, yani dosdogru olmak...

Iste böyle bir pismanlik, böyle bir dönüs, bu dört adimlik dönüs, kesin bir dönüstür. Makbul bir dönüstür. Bu dönüsün adi “nasuh tövbesi”dir.

Böyle bir tövbe her seyden önce Cenab -i Mevlâmiz'in bize bir emri: “Ey inananlar, tövbe-i nasuh ile Allah'a dönün...” (Tahrim, 8)

Böyle bir tövbe, ayni zamanda o Yüce Elçi'nin bir müjdesi: “Günahlarina tövbe eden kisi, hiç günah islememis gibidir.”

Evet isin sirri pismanlikla tövbe imis.

Meger ne güzelmis kalbin derinliklerinden kopup gelen su sözler: “Ya Rabbi ben pismanim. Yapmis oldugum bütün günahlardan... Keske yapmasaydim...”

Bu bir dönüs. Kendi özüne dönüs. Varolus sebebine, asaletine... Insanliga...

Nice bin hatadan arinmaya...

Egri- bügrüden dosdogruya..

Bu dönüs çok ciddi bir dönüs. Hayatin dönüsü.

Bu dönüse sahitler lazim.

Hatalar gizliydi, ama dönüse sahitler lazim.

Onlar hazir, hep bu ani beklediler:

Müminler sahit. Ruhanîler sahit. Rabbanîler sahit. Melekler sahit. Allah sahit...

ARIF GEZER
 

Ali Said

Well-known member
(Bir kimse, bir günah işler, sonra pişman olursa, bu pişmanlığı, günahına keffaret olur. Ya'ni afvına sebep olur.)


(Günahı olan kimse, tevbe ve istiğfar eder, sonra bu günahı tekrar yapar, sonra yine tevbe ve istiğfar eder, üçüncüyü yine yapar ve tevbe ederse, dördüncü olarak yapınca büyük günah yazılır.)


(Bir zerrecik (ya'ni çok az) bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibâdetleri toplamından daha iyidir.)
 
Üst