İnternet Ahlâkı

Elif_Gibi

Well-known member
İnternet Ahlâkı
Arş. Gör. Muhammed Demirbilek

Ahlâk sözlükte, huylar, insanın iyi veya kötü tavır ve hareketleri şeklinde tanımlanmıştır. Ayrıca insanların doğuştan veya sonradan kazandığı zihni veya ruhi haller anlamlarını da içermektedir. Başka bir ifadeyle o,dinin özü, esası ve ilahi mesajın da en önemli prensiplerinden birisidir.

Düşünmek gerekir, acaba ahlâk insanların davranışlarının çerçevesini oluşturan kelimeler yığını mı, yoksa yaşanan zamanın insanların üzerinde kurduğu otoritenin davranışlar anayasası mıdır? Yoksa o toplum okyanusuna dökülen, debisi yüksek fikir ırmağının arıtma tesisi mi veya beynimizin hareketlerimize verdiği startın şifresi midir?

Öte yandan yaşanan hâdiseleri yorumlarken hayat felsefemizin temel dinamiklerinin dayandığı ahlâkın ne kadarının bize ait olduğu da üzerinde durmaya değer bir husustur. Çoğu zaman davranışlarımızı değerlendirirken veya başkalarının hareketlerini irdelerken tezada düşmekten kendimizi alamayız. Vicdanımızın ayakları bizi ahlâki bir yöne götürürken bizim başka yöne kaymamız söz konusu olabilir. Sormamız gerekir, neden bazen beyin dilimiz ile ağız dilimiz farklı şeyleri mırıldanır? Davranışlarımızı denetleyen vicdan kontrolünün programı hangi veri tabanından beslenir? Fikir dinamiklerimizi oluşturan temel dayanak Yüce Yaratıcı’nın insanlığa sunduğu evrensel mesaj mı yoksa beşeri anlayışlar mıdır?

“Hiçbir ebeveyn, çocuğuna güzel terbiyeden daha değerli bir şey veremez” hadisi de güzel ahlâkın insanlara da çocukken anne ve babalar tarafından verilebilecek en güzel miras olduğuna işaret etmektedir.

Ahlâkîlik insanın şuuraltına yerleşmiştir. İnsanın kendisini ortaya koymasında bu özellik çok önemli bir rol oynar; beklentilerini, hayallerini ve özlemlerini örgüler. Bu suretle onun bütün kontrolü artık bu sistemin elindedir.

ENFORMATİK ORTAMDA AHLÂKÎLİK

Ahlâkîlik enformasyon teknolojilerini kullanırken oluşan elektronik ortamlarda da karşımıza çıkar. Üstelik bu tür ortamlarda kişi her türlü tutarsızlıklarını dışa daha rahat vurabilir. Çünkü o bu tip ortamlarda yüzünü görmediği, sesini kimsenin işitmediği, mimik ve jestlerini fark etmediği, her türlü fiziki hareketlerini saklayabileceği, duygularını rahatlıkla gizleyebileceği elektronik evrende farazi bir gezgin olarak sörf yapmaktadır, uçsuz bucaksız bir okyanusta gezinen küçük bir tekne gibi.

Günlük hayatın akışı içinde fiziksel ortamlarda yani gözümüzle görüp, kulağımızla işittiğimiz çevrelerde görgü kuralları ve ahlâkî nasıl kullanıyorsak, internet gibi farazi ortamlarda da aynı kaidelere riayet etmeliyiz. İnterneti yeni kullanmaya başlamış acemiler veya kötü niyetli kullanıcıların bir kısmının göz ardı ettiği önemli bir kavramdır ahlâk. İnternet uzayında bu kavram artık etkili otoriteler tarafından kabul edilmiştir. Dahası bu ahlaki kurallar internet anayasası ve ağ ahlâkı olarak adlandırılmıştır. Bu ahlâk kurallarına uymak tabii ki mecburi değildir, belki kanunen de bir yaptırımı yoktur, ancak bir şey var ki bu kurallara uymayarak başkalarının haklarına tecavüz edenler günün birinde bu internet gezegeninden dışlanacaklardır. Bu nasıl olacak diyebilirsiniz. Hemen cevap verelim: Bu durumda artık kimse sizin E-postalarınıza cevap vermeyecek, hatta açıp okumayacak, sorunlarınıza çözüm üretmeyecek ve hatta sizi diğer kullanıcılara ihbar ederek tüm internet gezegeninde yalnızlığa itecektir. Öyle ki bazı network idarecileri işi daha ciddiye alarak her türlü mesajlarınızı süzgeçleyip sizi farazi uzay hapishanelerine hapsedebileceklerdir.

“İyi-kötü başkalarına edip eylediklerimiz yarın karşımıza çıkacak şeylerin tohumlandır” hükmü, “kendine nasıl davranılmasını istiyorsan sen de başkalarına öyle davran” klasiğinin gelecek buudlu ifadesini bize en özlü biçimde sunmuştur. Unutmayınız ki, internet uzayında ağımızın diğer ucunda sadece bir bilgisayar var diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü karşı tarafta yalnız bir bilgisayar değil, aynı zamanda sizin gibi bir insan var. Eğer siz böyle düşünmüyorsanız aynı şeyi sizin hakkınızda da düşünenler olacaktır.

Kendisini göremediğiniz, sesini duyamadığınız ve mimiklerini izleyemediğiniz insanlara istediğiniz gibi davranma hakkınız olmamalı, olamaz da. Sanki o kişiyi görüyor, onunla yüz yüzeymiş gibi olduğunuzu farz edip öyle davranmalıyız. Birinin yüzüne karşı söyleyemeyeceğiniz şeyleri farazi uzayın labirentlerine saklanarak söylememeliyiz. Davranışlar milletlere göre farklılık arz eder, her milletin kendine has davranış kuralları vardır. Mesela bir Güney Afrikalı ile bir Japon aynı metin veya tutumdan çok farklı manalar çıkarabilir. Hal ve hareketlerin kazandığı anlam ülkeden ülkeye değişiklikler gösterir. Elektronik olarak irtibatlı olduğumuz şahıs bir milliyete, bir inanca ve bir cinsiyete sahiptir; bunu unutmamalıyız ve karşıdakine saygılı olmalıyız.

Borcunuzu geri alabilirsiniz ama çalınan vaktinizi asla geri alamazsınız. Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu onu kaybedenler bilir. Sizin boş vaktiniz çok olabilir, fakat bu karşınızdaki kişinin de sizin kadar boş zamanı olmasını gerektirmez. İnternet uzayında muhatabımızı lüzumsuz ve yersiz söz ve tutumlarla, gereksiz suallerle meşgul etmek ahlaki bir tutum değildir. Misal olarak aynı mesajı aynı kişiye defalarca göndermek hem vakit kaybı, hem hafıza işgali, hem de bağlantı işlemlerinin ve süresinin optimum kullanılmasını engellediğini unutmamalıyız.

Elektronik ortamda kimse kimseyi görmüyor ve işitmiyor. Hatta dininizi, dilinizi, ırkınızı ve cinsiyetinizi gizleme imkânına sahipsiniz. Bu nedenle kimse size bu özelliklerinizden dolayı önyargıda bulunamaz. Ancak yazılan her kelimenin yargılanacağını da gözden uzak tutmamak gerekir. Sadece ve sadece yazdıklarımızla mevcutuz ve kendimizi ancak kelime ve cümlelerle ifade edebiliriz. Bu bakımdan cümlelerimizin nitelikli, ölçülü ve dengeli olmasına özen göstermeliyiz ki karşımızdaki kişiden de aynı şeyleri beklemeye hakkımız olsun. Fikirlerimizi gayet net, sade ve ahlak kuralları çerçevesinde yazmalıyız.

İnternet uzayında çeşitli problemlerimizi çözebilecek, konusunda uzman birine rastlamamız her zaman imkan dahilindedir. Problemlerimizi bu kişilerle paylaşarak onların tecrübe ve bilgilerinden faydalanabiliriz. Ancak bu tür iletişimlerde sürekli tekrarların karşıdakini de sıkacağını unutmamalıyız. Ayrıca bize gelen fakat cevap veremeyeceğimiz problemleri konunun uzmanı olan bildiklerimize yönlendirerek birbirimize yardımcı olmalıyız.

Bazı ciddi ve önemli gayesi olmayan ağ kullanıcıları başkalarının sistem veya E-posta şifrelerine girerek o şahıs adına üçüncü şahıslara, onun adına hiç hoş olmayan mesajlar göndermeyi marifet sayıyorlar. Bazen o kadar ileri gidiyorlar ki ahlâk sınırını zorlayan mesajları diğer şahıslara göndermekten çekinmiyorlar. Bu da çoğu zaman yanlış anlaşılmalara ve istenmeyen tartışmalara sebebiyet verebiliyor,.Eğer bu tür durumlarla karşılaşırsak hemen gelen E-postayı olduğu gibi geri göndererek mesajın gerçekten E-posta adresinin asıl sahibi tarafından gönderilip gönderilmediğini teyid ettirmeliyiz. Ayrıca şifremizin başkaları tarafından çözüldüğünü fark ettiğimizde hemen yeni bir şifre kullanarak muhtemel suiistimallerin önüne geçmeliyiz.

Başkalarına göndereceğimiz mesajları lüzumsuz ve faydasız bilgi yığınları ile doldurmamalıyız. Mesajlarımızı gerektiği ölçüde, gereken adreslere göndermeyi prensip edinmeliyiz. Aksi halde yapacağımız her türlü tasarruf bizi, ahlaki bir kural olan iktisattan uzak kalmaya, bir ahlak zaafı olarak israfa, emek ve enerji kaybına yol açacaktır.

İnternet’i yeni kullananlar elbet hata yapabilirler. Bu tür bir olayla karşılaştığımızda hemen kızmamalı onlara yol göstererek veya onları kırmadan uyararak hataları en az zararla atlatmayı denemeliyiz.

İnternet evreninde bize sataşanlardan yazı düellosuna girişmek isteyenler olabilir. Bu tür dengesiz hareketlere karşı gayet sakinleştirici cevaplar vererek farazi uzayı gergin ortamlardan uzak tutmaya yardımcı olmalıyız.

Kendimizin ya da başkalarının özel hayatına karşı saygılı olmalıyız. Kendimize veya başkalarına ait özel sırları İnternet ortamlarına aktarmamaya dikkat etmeliyiz. Başkalarına ait mesajlara ulaşmak ve onları okumak hastalığına asla kapılmamalıyız. E-posta mesajlarında başkalarının izni olmadan onlara ait özel bilgileri kullanmamalıyız.

Sonuç olarak İnternet’te bize yapılmasını istemediğimiz davranışları biz de başkalarına yapmamalıyız ve gerçek hayatta nasıl davranmamız gerekiyorsa öyle davranmalıyız. Unutmayalım ki ahlak, hayatımızın bir parçasını değil bütün alanını kaplar.
 

ReþHa2

Well-known member
Sonuç olarak İnternet’te bize yapılmasını istemediğimiz davranışları biz de başkalarına yapmamalıyız ve gerçek hayatta nasıl davranmamız gerekiyorsa öyle davranmalıyız. Unutmayalım ki ahlak, hayatımızın bir parçasını değil bütün alanını kaplar.


çok doğru Allah razı olsun kardeşim
 
Üst