Kıyam-et

NaRin1

Member
Kıyamet sözlükteki anlamıyla sadece“kalkmak”, “dirilmek” anlamında değildir.Bu tabir canlı ve cansız bütün yaratıklara şamil umumi bir imha ve yeniden dirilme gibi iki safhalı bir olay olarak bildirilmektedir.Yani bütün canlıların helak oldukları güne kıyamet dendiği gibi, bütün ölülerin tekrar diriltildikleri güne de Kıyamet denir.




Bukelime Kur'an-ı Kerim'de çeşitli türevleri de yakın anlamlardakullanılmıştır. Kıyamet “kıyam” kelimesin-den türemiştir. “Kalkmak,dikilmek, ayaklanmak, doğ-rulmak ve dirilmek” anlamlarına karşılıkgelmektedir.



Yinekıyamet, evrenin düzeninin bozulması, her şeyin altüst olarak yok olması ile ölen tüm insanların ye-niden dirilerek ayağa kalkmasıolayını dile getirir. Bu ifade Kuran'da çok çeşitli isimlerle anılır.Bunların başlıcaları; Yevmü'l-Kıyâme (Kalkış, Diriliş Günü), el-Saa(Saat), Yevmü'l-Ahir (Son Gün), Âhire (Gelecek Hayat), Yevmü'd-Din(Ceza Günü), Yevmü'l-Hesap (Hesap Günü), Yevmü'l-Fasıl (Karar Günü),Yevmü'l-Cem (Toplanma Günü), Yevmü'l-Hulud (Sonsuzluk, SonsuzlaşmaGünü), Yevmü'l-Ba's (Diriliş Günü), Yevmü'l-Haş (Pişmanlık Günü),Yevmü't-Teğabün (Ku-surların Ortaya Çıktığı Gün), Karia (ŞaşırtanFelâket), Naşiye (İnsanı Dehşete Düşüren Felâket), Tamme (Her şeyiKuşatan Felâket), Hakka (Büyük Hakikat) ve Vakıa (Büyük Olay)'dır.




Buisimler Kıyamet'in oluş biçimi ve sonuçlarına iliş-kin çeşitli nitelikve yönlerini açığa çıkarmakta, tanımla-maktadır. İsterseniz sadecekelimeye takılıp kalmaktansa Kıyametin ne olup olmadığını Rabbimizin ifadelerinden, Kuran'dan öğrenelim.



Kur'an kıyamet'in oluş biçimine ilişkin ayrıntılı ve dehşet verici tablolar çizer;
Bunagöre Kıyamet "Sur'a üflenince" (39 Zümer, 68 )başlayacak, kulakları sağır edecek bir ses ve korkunç bir sarsıntı nedeniyle emzikli kadınlar kucaklarındaki çocukları unutacak, hamile kadınlar bebeklerini düşürecek, insanlar sarhoş gibi olacaklardır (22 Hac,12). Gök, erimişmaden gibi, dağlar atılmış yün gibi olacak, kimse dostunu soramayacaktır (70 Meâric, 810). Gök yarıla-cak, yıldızlar dağılıpdökülecek, denizler fışkıracak, ka-birler alt üst edilecektir (82İnfitâr, 15). Gözler dehşetten kamaşacak, ay tutulacak, güneş ve aykararacak, insan-
lar kaçacak sığınacak bir yer bulamayacaktır (75 Kıyame, 612).



Dehşettenon aylık gebe develer bile salıverilecek, yabani hayvanlar bir arayatoplanacak, denizler kaynatılacak, nefisler çiftleşecek, gök sıyrılıpdüşecek, Cehennem alevlendirilecek, Cennet yakın-laştırılacaktır (81Tekvir, 113).



İstersemavi olsun ister beşeri, bütün dinlerin ortak noktalarından biri dekıyametin bir gün mutlaka gele-ceği... "Kıyamet; insanların ayağakalkmaları, onların şuurlanıp bilgilenecekleri anlamını taşımaktadır.Kur-an'a göre gök yarılacak, İncil'e göre ay kızaracak. Tevrat'ta dadünyadaki dengelerin değişeceği yazıyor. Kıyamet için dinlerin ortakadresi gökyüzü olarak gös-teriliyor.
Kıyametne zaman gelecek diye düşünmek yerine ona ne kadar hazırlanabiliyoruz,o gelmeden önce ve ondan sonrası için ne yapıyoruz? Sorularınıkendimize sormalıyız.




"Kıyameti yalnızca dünyanın, evrenin ölümü diye kabul etmemek lazım. Kıyamet,daha özgür bir var oluş biçimine geçmek demektir aslında. Yepyeni birhayata başlamaktır kıyamet. “Kıyamet'in ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. Senin neyine gerek onun zamanını bildirmek. Onun nihayeti ancak Rabbine aittir" (79 Nâziât, 44). "Kıyamet saatinin bilgisi şüphesiz Allah katındadır" (31 Lokman, 34)




Cibril Hadisi olarak bilinen ünlü hadiste, Hz. Pey-gamber (s.a.v.) Hz.Cebrail'in bu konudaki sorusunu "Sorulan sorandan daha bilgilideğildir." diye cevaplayarak kendisinin de kıyamet'in zamanına ilişkin bir bilgiye sahip olmadığını açıklamıştır. (Buhârî, İman, 37).
Bu ayetler ve hadis ışığında olayı ele aldıktan sonra bu kelimeyi bir de başka yönden ele almakta fayda var.




'Kıyam',birçok anlamı olan bir kavram olduğunu söylemiştik. Sözlükte, ayağa kalkmak, ayakta durmak, sabit olmak, bir şeyi gözetlemek gibianlamlara geli-yordu. Kavram olarak 'kıyam', namazda ayakta durmaya,gece namazına kıyam denildiği gibi, haklı veya haksız bütün başkaldırılara da kıyam denilmektedir.




Kıyametibirazda haklı ve haksız başkaldırılar olarak ele alalım. Allah'ınhâkimiyetini bir kenara bırakıp yer-yüzü hâkimiyeti için dalaşandevletler ve bireyler olumsuz bir kıyam ortaya koymaktalar. Mevcut herşeyi tahrip etmek, doğal hayatı ve hayatın vazgeçilmezleri olansünnetullah dediğimiz tabiat kanunlarını, programlarını bozmak, gayrıahlaki hayat felsefeleri ve onun uygulamaları sonucu ahlaki bozulmalar,tüketim çılgınlığı, yerlerin ve göklerin kıyam etmelerine, kıyamet'e davetiye çıkarmaktadırlar. Bu yanlış davranışlar gerek sünnetullahın gerekse Rabbimizin gazabını tahrik etmektedir.




Bu azgınlıkların sonucuna bakarak yer bilimcilerin, silah uzmanlarının,astronomların ve bilim adamlarının tahminlerine dayanılarak dünyayı tehdit edebilecek felaketler şöyle sıralanıyor;
İklim değişikliği
Salgın hastalıklar
Terörizm
Nükleer savaş
Meteor çarpması
Akıllı robotların hâkimiyeti
Kozmik patlama
Süper volkan patlaması
Kara delikler.
Bilimadamları, dünyanın bir kara delik tarafından yutulması olasılığını dagöz ardı etmiyor. Kıyamet'e bir de şöyle yaklaşmamız nasıl olur bilemiyorum;
Şuna inanıyoruz ki, kıyamet kesinlikle, mutlaka gelecek, çünkü her şey fanidir.




“Küllümen aleyha fan” hükmü gereğince mutlaka kıyamette bir gün gelecek.Oturup kıyameti beklemenin hiç kimseye özelliklede biz Müslümanlarahiçbir faydası yok. Nasıl gece namazına kalkmak kıyamsa, gündüz hayatımızda da kıyam halinde olmamız, Rabbimizin doğrularını yeryüzüne yaymak, tüm insanlığa ulaştırmak için, yaşanan ve yaşatılmak istenentüm yanlışlara karşı kıyam etmemiz gerekir. Kıyametin ne zaman kopacağını merak eden sahabeye Allah Rasülünün cevabı kıyametten sonrasına ne hazırladın cevabı bizim için de geçerli değil mi?




Kıyamet,Adem (a.s.) gibi, İbrahim (a.s.) gibi, Musa (a.s.) gibi, Hz. Muhammed(a.s.) gibi, sahabe gibi, Hz. Ömer gibi, ecdat gibi, kıyam edenlerin üzerine değil, asıl kıyamet, haksızlıklar karşısında susanların,rahatını, konforunu, şehvetini, servetini her şeyin üzerinde görenlerin üzerine kopacaktır. Bize düşen kıyametten önce kıyam etmektir.



Gayrı hüküm sana geçti, sür saltanatını, devam et
İstersen vur beni yere, istersen öldürmeye kıyam et
Dağıt çıkınını, hayat: çer-çöp dolu sepet…
Haydi, durma kıyam et, kopmadan kıyamet…





Asıl kıyamet kıyam etmeyenlerin, var oluş nedenine göre bir hayat yaşamayanların, yaşanan zulümlere karşı çıkmayanların üzerine kopacaktır. Dünyanın gidişatından kendisini sorumlu görmeyen Müslümanların!

üstlerine, kulluk duyarlılığını kaybetmişlerin üzerlerine kıyamet değil, daha çok kıyametler kopacaktır.
(alıntıdır)
 
Üst