Bunlar ne demek?
- Konbuyu başlatan Tarihci
- Başlangıç tarihi
Sayın forum sakinleri,
Heme ost ve Heme ezost ne demektir kimlere aittir?
delikanlı olun google den bakmadan yazın
iyide bilmediğim bir şey googleye bakmadan nasıl bulcam ben en iyisi bakayım merakımı gidereyim ama buraya yazmayayım bilen varsa googleye bakmadan o yazsın hakkını yemeyeyim
Sayın forum sakinleri,
Heme ost ve Heme ezost ne demektir kimlere aittir?
delikanlı olun google den bakmadan yazın
ben kardeşlerde merak uyansın bi baksınlar diye hemen açıklamak istemedim.
evet, bu konu baya derin bir konu olduğundan sadece yüzeysel bir iki cümle söyleyeceğim.
Heme ost -- İbn i Arabi nin görüşüdür, Herşey O'dur demektir. yani eşyanın varlığını kabul etmez herşeyi Allah ın varlığının içinde olarak kabul eder, teşbihte veya lisanda hata olmasın, herşey Allah ın kendi ruhundan gücünden yarattığıdır, Her eşya yani yaratılmış her şey Allah ın yansımalarıdır demektir. Meşhur vahdeti vucud düşncesi de burdan kaynaklanmıştır.
Heme ezost -- İmam Rabbani nin görüşüdür. Herşey O'ndandır demektir. Bu görüşte yaratılan eşya ayrı olarak vardır ve yaratılan herşeyi Allah yaratmıştır, dolayısıyla herşey O'ndandır..
Bediüzzaman, başta Muhyiddin-i Arabi olmak üzere onun yolunda gidenlerin ehl-i velayet, ehl-i hak ve hakikat olduğunu kabul etmekle beraber, bunların, kitap ve sünneti mihenk yapan veraset-i nübüvvet ehli olan asfiyaya nazaran daha nakıs(eksik), ihatasız ve daha uzun bir yolda ilerlediklerini, dolayısıyla çeşitli muhatara ile yüz yüze olduklarını belirtir. (Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, s. 83).
Vahdeti vucud hakkında üstad:
"Vahdet-i vücud" meşrebinin yüksek bir makam olmadığını ifade eden Bediüzzaman, "Vahdet-i Vücud"a, sahabeler ve dört halife döneminde görülmediği, Kur'an ve Sünnet ölçülerine göre tam uymadığı için, "dar", "hususi" bir meşreb olarak yaklaşır.
Bediüzzaman, açık ve net bir şekilde yaratan ve yaratılan ikiliğini kabul etmekte, Ehl-i vahdetü'l-vücudun dedikleri gibi mevcudatı evham ve hayalât olarak görmemektedir. Eşya vardır, bu görünen eşya Cenab-ı Hakk'ın eseridir, onun isimlerine ayinelik yapmaktadır. Yaratan-yaratılan ilişkisinde, Bediüzzaman "Heme ost"u (Her şey o dur) değil, "Heme ezost" (Her şey onda/ondandır; o icad ediyor) hükmünü kabul eder. Ona göre, ancak Cenab-ı Hakk'ın vücuduna nispeten zayıf, kararsız bir gölge gibi bir varlığa sahip olsa da, eşyanın gerçekliği hayal ve vehim değildir. (Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, s. 84-85.)
evet, bu konu baya derin bir konu olduğundan sadece yüzeysel bir iki cümle söyleyeceğim.
Heme ost -- İbn i Arabi nin görüşüdür, Herşey O'dur demektir. yani eşyanın varlığını kabul etmez herşeyi Allah ın varlığının içinde olarak kabul eder, teşbihte veya lisanda hata olmasın, herşey Allah ın kendi ruhundan gücünden yarattığıdır, Her eşya yani yaratılmış her şey Allah ın yansımalarıdır demektir. Meşhur vahdeti vucud düşncesi de burdan kaynaklanmıştır.
Heme ezost -- İmam Rabbani nin görüşüdür. Herşey O'ndandır demektir. Bu görüşte yaratılan eşya ayrı olarak vardır ve yaratılan herşeyi Allah yaratmıştır, dolayısıyla herşey O'ndandır..
Bediüzzaman, başta Muhyiddin-i Arabi olmak üzere onun yolunda gidenlerin ehl-i velayet, ehl-i hak ve hakikat olduğunu kabul etmekle beraber, bunların, kitap ve sünneti mihenk yapan veraset-i nübüvvet ehli olan asfiyaya nazaran daha nakıs(eksik), ihatasız ve daha uzun bir yolda ilerlediklerini, dolayısıyla çeşitli muhatara ile yüz yüze olduklarını belirtir. (Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, s. 83).
Vahdeti vucud hakkında üstad:
"Vahdet-i vücud" meşrebinin yüksek bir makam olmadığını ifade eden Bediüzzaman, "Vahdet-i Vücud"a, sahabeler ve dört halife döneminde görülmediği, Kur'an ve Sünnet ölçülerine göre tam uymadığı için, "dar", "hususi" bir meşreb olarak yaklaşır.
Bediüzzaman, açık ve net bir şekilde yaratan ve yaratılan ikiliğini kabul etmekte, Ehl-i vahdetü'l-vücudun dedikleri gibi mevcudatı evham ve hayalât olarak görmemektedir. Eşya vardır, bu görünen eşya Cenab-ı Hakk'ın eseridir, onun isimlerine ayinelik yapmaktadır. Yaratan-yaratılan ilişkisinde, Bediüzzaman "Heme ost"u (Her şey o dur) değil, "Heme ezost" (Her şey onda/ondandır; o icad ediyor) hükmünü kabul eder. Ona göre, ancak Cenab-ı Hakk'ın vücuduna nispeten zayıf, kararsız bir gölge gibi bir varlığa sahip olsa da, eşyanın gerçekliği hayal ve vehim değildir. (Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, s. 84-85.)
heme ezost evet..fakat heme ost biraz yanlış bir tabir gibi...hristiyanlıktaki düşünce sistemine yakın sanki..
yani heme ost Herşey O'dur dersek bizde oyuz gibi tuhaf bir noktaya çıkar ve insan psikolojisini yanlışa götürür...o zaman zaten günaha meyilli insan rahatlamazmı ve demezmi ben nasılsa O'yum...cezalandırma konusunaysa hiç girmiyorum..velhasıl ibni arabi'nin tabiri yoruma açık vede tehlikeli gibi...
imamı Rabbani'nin tabiri doğrusudur...herşey O'ndandır...
yani heme ost Herşey O'dur dersek bizde oyuz gibi tuhaf bir noktaya çıkar ve insan psikolojisini yanlışa götürür...o zaman zaten günaha meyilli insan rahatlamazmı ve demezmi ben nasılsa O'yum...cezalandırma konusunaysa hiç girmiyorum..velhasıl ibni arabi'nin tabiri yoruma açık vede tehlikeli gibi...
imamı Rabbani'nin tabiri doğrusudur...herşey O'ndandır...
yahu ebrar koooca Muhiddin ibn Arabi nin görüşünü elinin tersiyle çöpe attın gittin..
muhiddin in eserini de bu gun dünyada anlayabilen 4 kişi var biri de japonun biri, orda heme ostla kastedilen tecelli kavramı, muhiddin kendi zamanında yanlış anlaşılmıştı bak hala yanlış anlaşılıyor ezost hangi dil yahu.. hallacı mansurun , beyazıdı bestaminin ve yine bir çok islam buyuğunun seyru sulukte takıldığı fenafillah makamı aslında... allahın varlığında fani olup cismin erimesi.çayın içinde eriyip yokolan şeker gibi.. imamı rabbanı mektubatında genişçe yer vermiş bu konuya..
Heme ost -- İbn i Arabi nin görüşüdür, Herşey O'dur demektir. yani eşyanın varlığını kabul etmez herşeyi Allah ın varlığının içinde olarak kabul eder, teşbihte veya lisanda hata olmasın, herşey Allah ın kendi ruhundan gücünden yarattığıdır, Her eşya yani yaratılmış her şey Allah ın yansımalarıdır demektir. Meşhur vahdeti vucud düşncesi de burdan kaynaklanmıştır.
Heme ezost -- İmam Rabbani nin görüşüdür. Herşey O'ndandır demektir. Bu görüşte yaratılan eşya ayrı olarak vardır ve yaratılan herşeyi Allah yaratmıştır, dolayısıyla herşey O'ndandır..
Allah c.c razı olsun.Üzülerek söylüyorum ki bilmiyordum açıkçası
Heme ezost -- İmam Rabbani nin görüşüdür. Herşey O'ndandır demektir. Bu görüşte yaratılan eşya ayrı olarak vardır ve yaratılan herşeyi Allah yaratmıştır, dolayısıyla herşey O'ndandır..
Allah c.c razı olsun.Üzülerek söylüyorum ki bilmiyordum açıkçası
Yeltegiyan
Elfidam
tasavvufta vahdet-i vücüd ve vahdeti mevcut kavramları tartışılmıştır aslolan vahdeti vucüd tur yani herşey O'ndandırken bazıları vahdet-i mevcut u yani hersey O'dur düşüncesini savunmuştur. hallacı mansur muhyiddin arabi gibi tasavvuf alimleri bu noktada yanlış anlaşılmıştır onlar öyle bir noktaya varmışlardır ki O'ndan başka birşey bilmezler perdeler aralanmıştır onlar için keşf tamamlanmıştır. oysa onların görüşü de herşey O'dur dan ziyade herşey O'ndandr dır. fakat bu farklı zümrelerce yanlış yorumlanmıştır ki herşey O demek bizi şirke sürükleyebilir Allah korusun.
hatırladıklarımın bir kısmı tarihçi haklı tasavvufi konular tartışmaya ve açılmaya çok elverişli değildir ehlinden dinlemek kadar harika birşey yok nasip olur inş. ilahiyat dersleri içinde en çok haz aldığım ders tasavvuf ama bu yıl ki hocamız biraz kırık bakalım hayırlısı.......
hatırladıklarımın bir kısmı tarihçi haklı tasavvufi konular tartışmaya ve açılmaya çok elverişli değildir ehlinden dinlemek kadar harika birşey yok nasip olur inş. ilahiyat dersleri içinde en çok haz aldığım ders tasavvuf ama bu yıl ki hocamız biraz kırık
bakalım hayırlısı.......yahu ebrar koooca Muhiddin ibn Arabi nin görüşünü elinin tersiyle çöpe attın gittin..
hayır yanlış anlama yokki...siz beni anlamadınız..
tabiki oradaki kastı ;biraz okuyan insan dinini bilen kişi anlar..
fakat bilinçsiz müslüman için tehlikeli bir kavram diyorum...
yoksa her zerremiz Ondandır...onun sevgisindendir...
yalnız iyi bilmeyen insan bunu çok farklı alır...çok farklı yorumlar..
yoksa ben neyi kasdettiğini elbetteki anlıyorum..ve yanlış yorumlamıyorum..,
anlatmak istediğim farklıydı..anlaşılmadım sanırım...selamlar...