Sahabelerin Öğütleri...

Satuk Buðra Han

Well-known member
Öğüt, İslam kültüründe önemli bir yer tutmaktadır. İslam başlı başına bir öğütler manzumesidir. Kur'an ALLAHu Teala’dan insana bir "güzel öğüt"dür. Yine Kur'an "Hayra çağırma, iyiliği emir ve kötülükten sakındırma" ilkelerini getirerek öğüt kavramını müesseseleştirmiştir. Rasulullah (s.a.v.) hayatı, sözleri, hatta sükûtu ile insanlığı eğiten seçilmiş bir öğüt insanıdır
nokta.gif
.


Rasulullah (s.a.v.)'ın eğitiminden geçen Sahabe-i Kiramın örnek yaşantısından süzülüp gelen öğütlerinden bazılarını birlikte okumakta fayda vardır.

Hz. Ömer (r.a)'in Oğluna Öğüdü“

Sana ALLAH'tan korkmanı tavsiye ediyorum. Kim ALLAH'tan korkarsa, ALLAH onu korur. Kim O'na tevekkül ederse ALLAH ona yeterlidir. Kim başkasına borç verirse, ALLAH onu mükâfatlandırır. Kim O'na şükrederse, ALLAH ona daha da çok verir. Takva gözünün önünde dursun. Amelinin direği, kalbinin cilası olsun. Niyeti bulunmayanın ameli, ALLAH için olmayan iyiliğin sevabı, iyilik yapmayanın malı ve eski elbisesi olmayanın, yeni elbisesi yoktur.
şiddetli hesaba çekilmeden önce kendini geniş zamanda hesaba çekmen gerekir. Kim geniş zamanda kendini hesaba çekerse, onun sonu rızaya uygun olur. Kimi de hayatı ve kötülükleri bundan alı koyarsa, sonu zarar ve pişmanlık olur.”


Hazreti Osman (r.a)’ın Vasiyeti:

Hz. Osman vefat edince, özel sandığı açılmış ve bir kâğıtta vasiyeti bulunmuştu. Hz. Osman vasiyetinin sonunda şu mısralarla kendinden sonra gelenlere veciz bir nasihatte bulunuyordu:
"Kişi nefsini ihmal etse de, fakirlik canına tak dese de gönül tokluğu onu başkalarına muhtaç olmaktan vareste kılar, kendisini de güzelleştirir. Bir zorlukla karşılaştığında sabret. Çünkü hiçbir güçlük yoktur ki arkasından bir kolaylık gelmesin. Zamanı kıyaslamayan kaderleri tanıyamaz, gelecek günlerin neler vadettiğini de bilemez.
"şu kimselere hayret ederim:
1. Bütün işlerin ALLAH'ın emri ile olduğunu bildiği halde elden kaçırdığı bir şey için üzülene,

2. Ölümü bildiği halde, gülene,

3. Dünyanın, geçici olduğunu bildiği halde, üstündekilere, dünya malına alâka gösterene.

4. Öldükten sonra dirilecek insanların hesaba çekileceğini bildiği halde mal biriktirene,

5. Cehennemdeki ızdırabı bilerek günah işleyene,

6. Cennet mutluluğunu bilerek istirahat edene ve ALLAH'ı bildiği halde başkasını zikredene hayret ederim
nokta.gif
.”

Hz. Osman (r.a), hakikate ermiş, irfan sahibi kişilerin halini şöyle anlatıyor:
“Kalbinde ALLAH'a karşı derin bir korku ve af ümidi vardır. Dili ile ALLAH'a teşekkürler eder ve ALLAH'ı över. Gözleri hayâ duygusu ile gözyaşları ile perdelidir. Arzusu, dünyaya değer vermeden, sadece ALLAH'ın rızasını kazanmaktır.”

Ebû Ubeyde b. El-Cerrâh (r.a)'ın Askerlerine Öğüdü

Ebû Nuaym, Nimrân b. Ebü'I-Hasan'dan:

"Ebû Ubeyde b. El-Cerrâh (r.a) bir gün askerleri arasında dolaşırken:
- "Nice kimseler vardır ki, elbiselerini temizliyor, fakat dinlerini kirletiyorlar. Nice kimseler vardır ki, kendilerini yüceltiyor, fakat gerçekte alçaltıyorlar. Eski kötülükleri yeni iyiliklerle siliniz. Yemin ederim ki, şayet biriniz, yerle gök arasının dolusu kadar günah işleyip de, ondan Sonra bir tek iyilik yaparsa, onun bu iyiliği günahlarını altında ezinceye kadar yükselecektir," demiştir.





Muâz b. Cebel (r.a)'in Öğütleri


"Bir adam Muâz b. Cebel (r.a)'in yanına geldi. O sırada Muâz b. Cebel'in misafirleri evinden çıkmış vedalaşıyorlardı. Gelen adama:
- Sana iki şey tavsiye edeceğim. Şunu bil ki, dünyadaki payın nerede olursan ol, seni arayıp bulur. Sen dünyadaki payından âhiretteki payına daha çok muhtaçsın. O halde âhiretteki payını, dünyadaki payına tercih et. O kadar ki, bu pay nereye gidersen seninle beraber gelmiş olsun, dedi."
(Ebû Nuaym, Amr b. Meymûn El-Evdî'den)

"Muâz b. Cebel (r.a), aramızda iken kalkıp:
- "Ey Evd oğulları! Ben Resûlullah'ın elçisiyim. Şunu bilin ki, neticede dönüş ALLAH'adır. Ondan sonra ya Cennete ya da Cehennemedir. Bundan sonra bir dönüş yoktur. Ancak hiç ölmeyen cesetler için de, ebedi bir hayat için kalkış vardır," dedi."

Muâz b. Cebel (r.a), oğluna:

- "Oğlum! Namaz kıldığın zaman vedalaşan kimsenin namazı gibi kıl. Bir daha kılacağını sanma. Şunu bil ki, mü'min, birini yaptığı, birini geride bıraktığı iki iyilik arasında ölür," dedi.

Ebû Nuaym, Abdullah b. Seleme'den:

"Bir adam Muâz b. Cebel radıyALLAHu anh'e:

- Bana öğret, dedi.' Muâz:

- Dediğimi yapar mısın? diye sordu. Adam:

- Yapmaya bütün gücümle çalışırım, diye cevap verdi. Muâz:

- Oruç tut, fakat oruçlarına ara ver. Namaz kıl, fakat uykun için vakit ayır. Rızkın için çalış, fakat rızkımı kazanayım derken doğruluktan ayrılma ve Müslüman olarak ölmeye çalış. Mazlumun bedduasından da sakın, dedi."

Ebû Nüaym'dan:

Muâz b. Cebel (r.a) bir konuşmasında:

- "Üç şey vardır ki, kimde bulunursa ALLAH'ın gazabına uğran Sebepsiz yere gülmek. Deliksiz olarak uyumak ve acıkmadan yemek yemek, dedi."

Ebû Nüaym'dan:

"Muaz b. Cebel radıyALLAHu anh bir konuşmasında:

- "Açlık ve sıkıntı fitnesiyle denendiniz, sabrettiniz. Varlık ve bolluk fitnesiyle de deneneceksiniz. Sizler için en çok korktuğum şey, kadınların fitnesidir. Altın ve gümüş bilezikler taktıkları, Şam ve Yemen'in ince süslü elbiselerini giydikleri zaman, zengini yoracaklar, fakiri de bulamadığını bulmaya zorlayacaklar," dedi."

Abdullah b. Mesud (r.a)'un Öğütleri

Ebû Nuaym'dan:

"Abdullah b. Mes'ûd yerinde oturmakta, iken:

- "Hem dünya, hem de âhiret için çalışmayan adamdan hoşlanmam.
İçinizde sabaha kadar leş gibi yerinden kımıldamayan ve sabah oluncada ateş böceği gibi oradan oraya sıçrayan kimseyi görmeyeyim.

Dünyanın durusu gitmiş bulanığı kalmıştır. Ölüm, Müslüman kişi için hediyedir.
Hiç kimsenin hoşlanmadığı ölüm ile fakirlik ne güzel şeylerdir. ALLAH'a yemin ederim ki, zenginlikle fakirlik ikisi de birer nimettirler. Ben hangisiyle imtihan edilsem umursamam. Zenginlikte muhtaçlara yardım, fakirlikte de sabır meziyeti vardır.

Kul, îmanın tepesine çıkmadıkça îmanın hakikatine ulaşamaz. Fakirliği zenginlikten, alçalmayı yükselmekten üstün görmedikçe ve kendisini öven kimseyle yeren kimseyi bir tutmadıkça müslüman, îmanın zirvesine çıkamaz," demiştir."

Ebû Hüreyre'den Nurlu Ögütler


Ebû Hüreyre Hazretleri (r.a.) sahabe-i kiramın büyüklerinden ve alimlerindendir. En çok hadis rivayet eden altı sahabeden birisidir. Ebû Hüreyre'nin öğütlerinin kaynağı Resul-1 Ekrem Efendimizdir. Bunun için bütün öğütlerin içinde genellikle bir hadis-i şerif mevcuttur.

İslâm âdâb ve ahlâk tarihinde ilk "ey oğul" geleneğini müstakil bir kitap halinde başlatan İmam Gazali Hazretleridir. Gazalî'nin "Eyyühe'l-veled" adıyla yayınlanan ve "Ey oğul!" şeklinde tercüme edilen bu eserinin çeşitli baskı ve tercümelerinde Ebû Hüreyre'den bu mânâda öğütler nakledilmektedir. Bu hususta kaynak İmam-ı Gazali Hazretleridir.

ALLAH için iyilik et


Ey oğul!

Sakın iyiliği elden koma. Her kime iyilik edersen, ALLAH için et ki, ALLAH katında makbul olsun.

Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:

"Yâ Ebâ Hüreyre! ALLAH'a Cebrail gibi ibadet etmiş olsan bile, mü'minleri ALLAH için sevmedikçe ve münafıklara ALLAH için buğzetmedikçe kabul etmez."



Misafire ikram et

Ey oğul!

Her ne yaparsan ALLAH için yap, misafire ikram eyle. Zira bu Cennet anahtarıdır.



Peygamberimize salavat getir

Ey oğul!

Kıyamet günü Arşın gölgesinde oturup mahşerin dehşetinden emin olmak istersen, Peygamberimize salavat getirmeye devam et.

Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:

"Yâ Ebâ Hüreyre! Mahşerde Arşın gölgesinde benimle beraber bulunup musafaha etmek istersen, bana günde yüz defa salavat getir. Mahşerde benim havuzumdan içmek istersen, mü'min kardeşinle üç günden fazla küsülü durma. Şarap içenden ve haram yiyenden kendini uzak tut."



İlim tahsil et


Ey oğul!

İlim tahsil etmeye çalış. Elinden geldiği kadar gayret et.

Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur: "Yâ Ebâ Hüreyre! Dünyada vücudun sağken ilim öğren ve ilminle amel eyle ki, öldükten sonra sana fayda versin. İlim maldan hayırlıdır. Mal dünyada kalır. Ellere bırakırsın, âhirette ise hesabını sen verirsin."

Resulullah (a.s.m.) bir hadiste şöyle buyurmuştur: "Beşikten mezara kadar ilim öğrenmeye çalışınız." Yani çocukluktan ihtiyarlığa kadar ilme çalış.



Alış verişte yalan söyleme

Ey oğul!

Alış verişinde yalan söyleyene Hak Taâla rahmet gözüyle bakmaz.

Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuştur: "Cenab-ı Hak yarın kıyamet gününde üç kişiye rahmet gözüyle bakmaz: Birisi, fazla satış yapmak için yalan söyleyen; ikincisi, olur olmaz herşey için yemin eden; üçüncüsü, fazla suyu olduğu halde susuz kimseye su vermeyen adam."
 
Üst