Vird ve Zikir Üzerine Sohbetler

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Cevap: yardım edebilirmisiniz

Vird, günlük vazife demektir.
Her gün belli miktar yapılan zikre de vird denir.
Bu zikir belli miktar Kur’an okumak, salavat getirmek ve tövbe- istiğfar etmek de olabilir.
Vird kalp için günlük ilaç hükmündedir. Kalbin gafletten uyanması ve şifa bulması için her gün bu ilacın alınması gerekmektedir. Vird, beş vakit namaz gibi müslümanın hayatına girmelidir. Büyükler ‘virdi olmayanın varidi olmaz’demişlerdir. Eşref Ali Tanevi, Hadislerle Tasavvuf, 88.


Varid, manevi feyiz ve ilahi hediyeler demektir. Vird, hak yolcusunun ana sermayesidir. Vird Allah dostlarının sırrı kabul edilmiştir. O sırra ve Allah dostluğuna ulaşmanın yolu virddir.

Gafletle de olsa vird çekilmelidir. Gafletle çekilen zikir, hiç çekmeyip terk etmekten daha hayırlı ve kazançlıdır. Çünkü insan farkında olmasa da vücudu o anda Allah’ın zikri ile meşgul olur.

Vird dersi yirmi dört saat içinde yapılabilir, ancak zikrin en faziletli vakti sabah ve akşam vakitleridir. Vird dersi için mekruh bir vakit yoktur. Ancak virdle meşguliyet, farz ibadetleri geciktirmemelidir.

Bütün zamanlar zikir için yaratılmıştır. Allahu Teala’yı sevenler O’nu çok zikrederler. Yüce Rabbimiz: “Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin”(Enfal, 45; Ahzab, 41; Cuma, 10) gibi benzer ayetlerle müminlerden devamlı zikir istiyor.

Bu zikirlerin sabah-akşam her vakte yayılmasını emrediyor. Kendisini çokça zikreden erkeklere ve kadınlara mağfiret ve büyük bir mükafat hazırladığını müjdeliyor. (Ahzap, 35)

İslam alimleri Allah’ı çokça zikreden kimselerden olmak için önce beş vakit namazın hakkıyla kılınması gerektiğini söylemişledir.

Büyük müfessir İbnu Abbas (r.a) şöyle der:

“Allahu Teala, farz kıldığı her ibadete bir vakit ve bir miktar tayin etmiştir. Kulun bir özrü olup da bu farzı yapamadığında kendisini mazur görmüştür. Ancak zikir böyle değildir.

Allahu Teala, zikir için belli bir miktar ve zaman belirtmeden: “Ey iman edenler! Allah’ı ayakta, otururken ve yanınız üzeri yatarken çokça zikrediniz” emrini vermiştir. Zikri terk etmek için aklın baştan gidip kulun deli olması dışında hiçbir özrü kabul etmemiştir. Bu ayette Yüce Allah sanki şöyle diyor:

“Ey müminler! Gece, gündüz, karada, denizde, mukim iken, seferde, zengin ve fakirlik hallerinizde, sıhhat ve hastalık durumlarında, gizli, açık her halde Allah’ı zikredin. Onu sabah akşam tesbih edin. Böyle yaparsanız, Allah size rahmet eder, melekler de sizin için dua ve istiğfar ederler.”(İbnu Ebi Hatim, Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, IX, 3138. Riyad, 1998; Suyuti, ed-Dürrü’l-Mensur, VI, 618-619.)

Allah Rasülü (s.a.v), ümmetinin zikir delisi olmasını istiyor ve şöyle emrediyor:

“Yüce Allah’ı o kadar çok zikredin ki, insanlar size deli desinler.”(Ahmed, Müsned, Müsned, III, 68; Hakim, Müstedrek, I, 499; İbnu Hıbban, Sahih, No:817, Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, X, 75.)

Demek ki, Yüce Allah’ın velisi olmak için zikrin delisi olmak gerekiyor. İnsanların deli demesi, zikir ehlinin ileri seviyedeki itaat, cömertlik, mertlik ve iyilik sahibi olmasından kaynaklanıyor.

Çünkü gerçek zikir ehlinin kalbi, Yüce Allah ile öyle bir huzur bulmuş ve kuvvet kazanmıştır ki, her şeyden çok sevdiği ve zikrettiği Yüce Mevla’sı yolunda canını, malını, bütün imkanlarını ortaya koyar. Gerçek aşık, kendisi için değil, sevgilisi için yaşar.Kendini değil onu düşünür.

Böyle bir kimseyi görenler, kendileri ile kıyas ederler, hiçbir şekilde onlara benzemediğini görünce ona deli derler. Halbuki gerçek akıllı odur, deli ise diğerleri...

KAYNAKLARIYLA TASAVVUF -1-

Dr. Dilaver SELVİ

SEMERKAND
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Cevap: yardım edebilirmisiniz

MÜRİD VİRDİNİ HER GÜN HİÇ AKSATMADAN YAPMALI

Rusya’da meşâyıhımızı ziyaret ettik. İhvanlarımızdan Kaptan efendi’ye,Şah’ı Nakşibend (ks) zuhuratında şöyle tembihte bulunmuş.Biz nakşi tarikatına mensup olan her ihvanın kütüğü vardır.İhvanlarımızın Teheccüde kalkıp kalkmadıklarından,derslerini yapıp yapmadıklarından,haberdar ediliyoruz.

İnsan ayıplar işler ve zanneder ki kimsenin haberi yok.Halbuki yüzü kara.Efendi babam Edirne kapıdaki mezarlıkta metfundur.Zannediyor usunuz bizden haberdar değil?yukarıya kötü bildirmeyelim iyi bildirelim.

Bunca senedir akâid,tefsir,hadis,tasavvuf ilimlerini öğrendiniz.Nice hakikatlerden haberdar oldunuz.Zayi olmamaya bakın,dikkatli olun.İneği sağarsın kap dolunca dikkatli olmazsan hayvan bir tekme atar devirdin gitti.Devirmemeye gayret edelim.

Hasta kimse de sıhhatli kimse de.Hastadan hasta zikir,sıhhatli kimseden ,sıhhatli kimsenin yapması gereken zikir istenir.Mevlâ Teâlâ çetinlik (zorluk) yapmadı.Çok zorlandığınızda Mevlâ Teâlâ mazur tutar,atmaz sizi.

Bir gün de yaşasak,tarikatla yaşayalım inşaallah.

Tarikat dersi bir gün bırakılsa,80 gün manevi ilerleyişten geri atılır.Ya bir ay,altı ay bırakılırsa ne olur.Bazısı ders alıyor,sonrada “ ben ders aldım yapmadım” diyor.Buna ben ne diyeyim?Bu kimsenin aklı yok,aklı var gibi gezer insanlar arasında.Tarikata girerken her gün yapacağınıza söz verdiniz.Mahmud’a değil Allah’a (c.c) söz verdiniz.
Nefsiniz “Tarikatı yapamıyorum,rabıta yapmak,zikretmek ağır geliyor bana vs.” der.Bedenimiz halılar,minderler üzerinde oturur,çaylar kahveler,pamuk gibi ekmekler,daha neler,neler yer içer.Halbuki Zikrullah da ruhun gıdasıdır.Hem de en tatlı gıdasıdır.

Kıymetli meşâyihden Abdullah Şirazi (ks) şöyle anlatır:
Resûlullah s.a.v ‘i rüyamda gördüm, “Kim ki Allah’a giden bir yol bildi,onda yürüdü,sonrada o yoldan döndü ise,Allah Teâlâ ona âlemde kimsye yapmadığı azapla azap eder.”buyuruyordu.

Bundan ne anlaşıldı? Bir kimse Hakk Teâlâ’nın yoluna tarikata girerse,onu sevse,sonra onu sebepsiz gevşetirse Allah ona dünyada kimsye etmediği azabı eder.

Tarikat dersi alıp sonrada,”yapamadım” diyenler var.Yapamadın ama kendi ocağını ocağını yuvanı yıktın. Mahmut ne yapsın? Tarikat dersi almak istediğinde vermeyeceğim mi deseydi?
Tarikata girmekten maksat ruhu Müslüman etmektir.Bu alış verişe gevşeklik etmek caiz olurmıu?Ölünceye kadar buna dikkat etmeli.Tarikat dersini bir gün yapmayıp bırakmak sebebiyle,mürid manevi derecesinden 80 gün geriye atılır.Kalbine soğukluk verilir.Peki bu cazayı insan kendine yaklaştırırmı?

Dersini bırakan edepsize tabi soğukluk gelir.Biz bundan sakındırmak için ilk ders alırken bütün ihvanlarımıza “bir gün bırakırsanız,80 gün maneviyattan geri bırakılırsınız” diye tembih ediyoruz.Dersi bırakan kendi kusurunu koymuyorda ortaya,suçu Mevlâ Teâlâ’ya atıyor. Sopa ister ama onunla da olmaz.Öyle olsa bana sopa vurun derim.Allah hidayet,keskin akıl versin.
Bir gün bırakılan 80 gün maneviyattan geri bırakılıyor,ya bir,iki,üç ay bırakan onun suçu hiç ölçülmez. Oynuyor muyuz? Bu yolla? Bu yol oyuncak yolumu?

MAHMUT EFENDİ HAZRETLERİ(USTAOSMANOĞLU) (K.S.)
(Alıntı)
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Cevap: yardım edebilirmisiniz

Gavsı Sani Hz.leri Zikir Sohbeti


Zikir kalbin gıdası zikirdir. Günahlar ise, şeytanın gıdasıdır. Kalbini diriltmek ve beslemek isteyen kimse Yüce Allah’ın zikrini çok yapmalıdır. Günah işleyenler, kalplerini zayıflatıp şeytanı kuvvetlendirmiş olurlar. Şeytanı kuvvetli olanın dini zayıf olur. Onun için haramlardan uzak durmalıdır

-Zikre devam ediniz, virde önem veriniz. Çünkü kalbin tek ilacı zikirdir. Kur?an okumak, salâvat çekmek, hizmet etmek sevaptır; fakat bunlar kalbe ilaç olmaz, nefsin çirkin sıfatlarını değiştirmez. Nefsi ancak zikir terbiye eder.?

-Zikir kalbin gıdasıdır; gıdasını almayan kalp zayıflar, sonra ölür.
Kalp ancak zikir ile beslenir, kuvvetlenir, tatlanır, manen hayat bulur. Haramlar ve işlenen günahlar ise, şeytanın gıdasıdır. İşlenen günahlar, insanın kalbini zayıflatır; onun düşmanı olan nefsi ve şeytanı kuvvetlendirir. Bu nedenle, insanın içinde kalp, nefis ve şeytan devamlı mücadele hâlindedir. Rabbü?l-Alemin:

/(Dikkat edin, uyanık olun; kalpler ancak Allah?ın zikriyle huzur bulur,)* buyurmuştur.? Ra’d 28

-Yüce Allah’i zikre devam ediniz.Zikir çekerken uyanik olunuz.Allah zikrini kalbinizin içine yerlestiriniz. Zikir kalbe yerlesince siz istemesenizde kalp Yüce Allah’i zikreder.Midenizi düsünün;o,siz istemesiniz de kendi isini görür.Siz uyurken bile işine devam eder.Içine zikir yerleşen kalp de böyledir.”

–Zikr cekmeyen sofi avamdir. Naksi listesine sadece zikir* ceken sofiler yazilir.

*Nefis nefy isbat ile müslüman olur.
*Sofiler bize dünya sikayeti ediyorlar.Ama bir sofi gelip zikr ile soru sormuyor.
*Dünya dertleri hep gafletten geliyor. Zikri sürekli cekin,günahlara meyl etmeyin. Yoksa zikr uzar gider.”

-Gavs hz.lerine bir sofi gelip “Zikrimi cekemiyorum “deyince mübarek celalleniyor.

Mübarek* yok hastayim,yok yapamiyorum gibi dertlerin zikre mani olmadigini buyurmus ve her türlüsünün gafletten meydana geldigini buyurmus. Illaki zikri cekmek gerektigini buyurmustur.

Gavs sani yine (zikr cekmeyen rabita yapmayan kisiyi tanimadiklarini) buyurmustur

Gavs - ı Sânî Hazretleri, Divan’daki görevlilere ve korumalara buyurmuşlar;

“Virdinizi çekmezseniz, 100 sene de hizmet etseniz; işe yaramaz.”

- Hatme,rabıta ve vird bizim yolumuzun esaslarıdır. bunlardan birini yapan
kapımızın önündedir.İkisini yapanın eli elimizdedir.Üçünü yapanın eli cebimizdedir ne isterse alsın.”

Gavs-i Sani (k.s) virdi şöyle anlatmış:

Düşünün sobayı nasıl ki soba yanar sonra sobayı temızlemesseniz ne olur
bilirmisiniz der sobayı yakmaya kalkarsanız soba tıkanır dumanı gerı teper
o zaman buğulursunuz zehirlenir ölürsünüz Gavs (k.s) devam edıyor virdi
cekmesenız kalbe Allah cc nuru gelmez Allahın nurunun gelmedigi kalp ne
olur olur Allah cc anmayan kalp olur ve Allah’ın nuru Kalbine girmez o zaman
kalbe seytanın vesvesesı girer Allahı unutmaya kadar gider, virdınızı çekin
gafletsız dıyor sonra gavs-ı Sani hz. gıdın hesap verın gorevlılere der.

Gavs-ı Sani Hz.lerinin vird üzerine yaptığı sohbetin bir kısmını

-”Siz hastasınız ve bir doktora gittiniz.Doktor sizin hastalığınıza iyi gelecek bir ilaç tavsiye etti.

Bu ilacı alırsanız iyileşeceksiniz.Ancak ilacı almıyorsunuz ve hastalık da geçmiyor.

Vird kalbin ilacıdır, eğer gafletsiz çekilirse lezzet alınır ve derdinize derman olur. Vird gaflet ile çekilirse bitmek bilmez.İnsan bir an önce kalkmak ister, sıkıntı basar.

Allah dan başka bir şeyi vird esnasında düşünmek gafletdir.Gaflet ise şeytandandır.
Bu yolu bitirmek lazımdır”

Şöyle bir soru soruldu;

-”Efendim, biz virdi gafletsiz çekmek istiyoruz ama olmuyor”.

Cevaben buyurdular ki;

-”Çok çalışmak lazımdır, virde başlandığında bir kerede çekmek gerekir. Vird esnasında sadece Allah’ı düşünmek gerekir”

Gavs’ımızın Sohbeti
*
*Şah-ı Nakşibend Hz. (ksa) bir gün vird çekiyordu. Bir ses işitti.

Ses dedi; ey kulum ben senden razıyım. Geçmiş günahlarını ve gelecek günahlarını affettim. Yeter artık vird çekme dedi.

Şah-ı Nakşibend (ksa) Hz.leri dikkat etti, ses tek noktadan geliyordu. Baktı sağından, solundan, arkadan, önden, alttan ve üstten gelmiyor. Sadece tek bir noktadan geliyordu.

Şah-ı Nakşibend (ksa) Hz.leri Şeriat ilmine vurdu, dedi ey iblis sen şeytansın,

şeytan; nerden anladın, şeytan olduğumu, Şah-ı Nakşibend (ksa) Hz.leri dedi;

(Benim Rabbimin sesi her yönden ve aynı anda gelir.) seninki tek bir noktadan geliyor.

Sağ elini yukarı kaldırıp, elindeki vird tesbihini bir vurdu, şeytanın arşını kırdı, tuz budak etti, ilmi sayesinde. İlim nurdur, ışıktır. Onun için herkes ilim yapacak, okuyacak, öğrenecek. Bir taksinin her şeyi olsa farı olmazsa yol gidemez. İşte insanda da ilim olmazsa her yer karanlıktır. Kısa zamanda tepe takla gider. İşte Şah-ı Nakşi bend (ksa) Hz.leri denilmesindeki sebep budur.

İlmiyle şeytanın levhini kırmasından sonra, Allahu-Teala Azimüşan Şah-ı Nakşibend (ksa) Hz.lerinin kalp kulağına, Ey kulum ilmin ile öyle bir sed çektinki, iblis bu seti kıyamete kadar aşamaz.

Gavs?ımız açıkladı; Şahı, en ulu yüksek, Nakşi gizli, Bend set, yani maneviyattan yapılmış gizli aşılmayan yüce, ulu sed anlamına gelir. Bu sed Allah (cc ) Seddidir.
 
Üst