Risale-i nurdan dipnotlar

sarýklý genç

Active member
RİSALE-İ NURDAN DİPNOTLAR

[FONT=&quot]
Kur’an-ı Hakîmin eczahane-i kudsiyesinde, umum dertlerinize şifa verecek ilâçlar vardır. 26. Lem’a – 267
[/FONT][FONT=&quot]
Bir farz, bin sünnete müreccah olduğu gibi: bir sünnet-i seniyye dahi, bin âdâb-ı tasavvufa müreccahtır. 29. Mektub – 454[/FONT][FONT=&quot]

Kur'an: Akıllara istikamet ve nur ve hayata hayat ve saadet veriyor.Söz - 446
[/FONT][FONT=&quot]
Bir saatin sanatkârı nasıl saatini çevirir, açar, gösterir, tarif eder; Kur'an dahi, elinde kâinatı tutmuş öyle yapıyor. Mektubat – 190[/FONT][FONT=&quot]

Kur'an, bitmez ve tükenmez bir hazinedir. Mektubat – 388

Kur'an'ın zincirini muhkem tut. [/FONT][FONT=&quot]Onun sözüne kulak ver. Başkaları seni aldatmasın. Nurun ilk kapısı – 143

Kur'anın bir kısmı, bir kısmını tefsir eder. İşarat-ül İ'caz – 26

Kur'an güneşi dahi her tarafı ziyasıyla aydınlatmıştır. B. Mesnevi – 350

[/FONT][FONT=&quot]Saadet-i beşeriye dünyada adalet ile olabilir. Adalet ise doğrudan doğruya Kur'anın gösterdiği yol ile olabilir. Hutbe-i Şamiye – 79[/FONT][FONT=&quot]

[/FONT][FONT=&quot]İmanı kurtarmak ve Kur'ana hizmet için, Mekke'de olsam da buraya gelmek lâzımdı. Çünkü, en ziyâde burada ihtiyaç var. Emirdag 1 – 195[/FONT][FONT=&quot]

Ne vakit nefsimi kurtarmak, yalnız âhiretimi düşünmek fikri bana galebe etti. Hizmet-i Kur'aniyede muvakkat fütur geldi: aks-i maksadımla tokat yedim. 10. Lem’a – 41

Hizmet-i Kur'aniyede bulunana: ya dünya ona küsmeli veya o dünyaya küsmeli. [/FONT][FONT=&quot]Tâ ihlas ile, ciddiyet ile hizmet-i Kur'aniyede bulunsun. 10. Lem’a – 42

Hakaik-i Kur'aniye nurdur, ziyadır. Tasannu, temelluk, tezellül zulmetleriyle birleşemiyor. 10. Lem’a – 44

Nurlar, âdi şahsımdan değil, Kur'an güneşinin menbaından nurları alıyor. Emir 1: 228

Eğer Eûzü billahi mineşşeytanirracîm deyip, Kur'ana ve Habib-i Rahman'a tabi isen: o vakit semavat ve arz ve mevcudat, herkesin derecesine nisbeten, senin derecene göre senin firakından müteessir olup manen ağlarlar. 13.Lem’a: 86-87

[/FONT][FONT=&quot]Kur'an hakikî bir şakirdine cennet-i ebediyeyi dahi gaye-i maksad yaptırmadığı halde: bu zâil fâni dünyayı ona gaye-i maksad hiç yapar mı? 17. Lem’a: 118-119[/FONT][FONT=&quot]

Nimet-i İlahiyeyi tahdis suretinde, şükretmek niyetiyle diyorum ki: Cenab-ı Hak fazl u keremiyle, ulûm-u imaniye ve Kur'aniyeye çalışmak ve fehmetmek faziletini ihsan etmiştir. Bediüzzaman 22. Lem’a: 171

[/FONT][FONT=&quot]Âyât-ı Kur'aniyede öyle bir câmiiyet var ki, her derde deva, her hacete gıda olabilir. 25.Söz: 398[/FONT][FONT=&quot]

Evet, Kur'anda kâinat Sânii'nin pek ciddî ve hakikî ve ulvî ve hak olarak konuşması ve konuşturması görünüyor. Taklidi îma edecek hiçbir emare bulunmuyor. 25. Söz: 404

Beşerin âsâr ve kanunları, beşer gibi ihtiyar oluyor, değişiyor, tebdil ediliyor. Fakat Kur'anın hükümleri ve kanunları, o kadar sabit ve rasihtir ki, asırlar geçtikçe daha ziyade kuvvetini gösteriyor. 25. Söz: 407

Sanem-perestliği şiddetle Kur'an men'ettiği gibi, sanem-perestliğin bir nevi taklidi olan suret-perestliği de men'eder. 25. Söz: 410

[/FONT][FONT=&quot]Kur'andan tereşşuh etmeyen ve Kur'anın malı olmayan ins ve cinnin bütün güzel sözleri toplansa, Kur'anı tanzir edemez. 25. Söz: 411-412[/FONT][FONT=&quot]

Kur'an, kulûbe kut ve gıda ve ukûle kuvvet ve gınadır ve ruha mâ ve ziya ve nüfusa deva ve şifa olduğundan usandırmaz. 25. Söz: 378

Kur'an bir hutbe-i ezeliyedir. Hem muhtelif, tabaka tabaka olarak asırlar üzerinde ve arkasında oturup dizilmiş bütün benî-Âdeme hitab ediyor, ders veriyor. [/FONT][FONT=&quot]25. Söz: 395

[/FONT][FONT=&quot]Nasıl gündüzün ziyası Güneş'ten geldim der. Kur'an dahi, Ben, Hâlık-ı Âlem'in beyanıyım ve kelâmıyım der. 25. Söz: 397[/FONT][FONT=&quot]

Tılsım-ı kâinatı keşfedip âlemi ışıklandıran beyan-ı Kur'an, Şems-i Ezelî'den başka kimin nuru olabilir? 25. Söz: 397

(Allah), Madem ki, yapar ve bilir: elbette konuşur. Madem konuşur, elbette konuşmasına yakışan Kur'andır. 25. Söz: 398

Elbette Kur'an-ı Hakîm'in eczahane-i kudsiyesinde, umum dertlerinize şifa verecek ilâçları vardır. Eğer iman ile ona müracaat edip ve ibadetle o ilâçları istimal etseniz, belinizde ve başınızdaki o ihtiyarlığın ve gamların ağır yükleri gayet hafifleşecektir. 26. Lem’a: 247

Evet Kur'an Güneş'ten Güneş için bahsetmiyor. Belki onu ışıklandıran zât için bahsediyor. 25. Söz: 378

(Kur’an), binler defa tekrar edilse usandırmıyor, belki lezzet veriyor. 25. Söz: 378

(Kur’an), Küçük basit bir çocuğun hâfızasına ağır gelmiyor, hıfzedebilir. 25. Söz: 378

(Kur’an), En hastalıklı, az bir sözden müteezzi olan bir kulağa nâhoş gelmiyor, hoş geliyor. 25. Söz: 378

(Kur’an), Sekeratta olanın damağına şerbet gibi oluyor. Zemzeme-i Kur'an onun kulağında ve dimağında, aynen ağzında ve damağında mâ-i zemzem gibi leziz geliyor. 25. Söz: 378

Kur'anın misli yoktur ve olamaz ve hiçbir şey bu mu'cize-i ekberin yerini tutamaz13. Söz: 155

Hizmet-i Kur'an'da çalışalım, yorulalım, yol alalım. Barla: 156

Yalnız bütün vaktimi ve hayatımı, hakaik-i imaniye ve Kur'aniyeye hasr ve vakfetmişim. 16. Mektub: 71

Risaleler Kur'andan alındığı için kut ve gıda hükmündedir. Barla: 366
[/FONT][FONT=&quot]
Bu âhirzaman çok çalkalanıyor, bu fitne-i âhirzaman acib şeyler doğuracağını ihsas ediyor. Barla: 339[/FONT][FONT=&quot]

Kur'an içinde binler Kur'an bulunur ki, herbir meşreb sahibine birisini verir. 13. Söz: 138

Kur'anı tefsir edecek, yine Kur'an ve hadîs-i sahihtir. Muhakemat: 19

Biz başımıza geleceği düşünmekle mükellef değiliz, hizmet-i Kur'aniye ile mükellefiz. T: 543

[/FONT][FONT=&quot]Biz, Rabb-i Rahîmimizin daima inayeti altındayız. Ölsek şehidiz, kalırsak Kur'anın hizmetkârıyız. T: 543[/FONT][FONT=&quot]

Vazifemiz ihlas ile iman ve Kur'ana hizmet etmektir. Amma bizi muvaffak etmek ve halka kabul ettirmek ve muarızları kaçırmak ise, o vazife-i İlahiyedir. E2: 55-56

[/FONT][FONT=&quot]]Binden bir-iki adam sizden kabul etse, yine sarsılmamak gerektir. Bazan bir-iki adam, bine mukabil geliyor. E2: 56[/FONT][FONT=&quot]



[/FONT][FONT=&quot]Ben bir hizmetkârım, çekirdek gibi çürüdüm gittim. Risale-i Nur ise, Kur'an-ı Hakîm'in tefsiridir, manasıdır. E2: 133[/FONT][FONT=&quot]

[/FONT][FONT=&quot]Evet dünyanın mahiyeti anlaşıldıktan sonra, elbette hayat-ı ebediyeden başka beşeriyetin o inkisar-ı hayal yarasını tedavi edecek, Kur'andan başka yoktur. E1: 241[/FONT][FONT=&quot]

Kur'anın en sarih ve en kat'î emri olan Salât gibi feraizi imtisal etmeniz lâzımdır. Tâ onun feyzi böyle hârika suretinde üstünüzde tevali ve devam etsin. Ms: 99

[/FONT][FONT=&quot]Ey cirmi ve cismi küçük ve cürmü ve zulmü büyük ve ayb ve zenbi azîm bîçare insan! Kâinatın hiddetinden, mahlukatın nefretinden, mevcudatın öfkesinden kurtulmak istersen, işte kurtulmanın çaresi: Kur'an-ı Hakîm'in daire-i kudsiyesine girmektir ve Kur'anın mübelliği olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın Sünnet-i Seniyesine ittibadır. Gir ve tabi ol! 13.L: 84[/FONT][FONT=&quot]

Kur'an, kendi şakirdlerinin ruhuna öyle bir inbisat ve ulviyet verir ki: doksan dokuz taneli tesbihe bedel, doksan dokuz Esma-i İlahiyenin cilvelerini gösteren doksan dokuz âlemlerin zerratını, birer tesbih taneleri olarak şakirdlerinin ellerine verir. "Evradlarınızı bununla okuyunuz." der. 17.L: 119

Kur'an-ı Kerim'in bir meziyeti şudur ki: Bütün ulema ve ehl-i meşreb gibi herkes hidayeti için, şifası için müteaddid surelerden ayrı ayrı âyetleri ahzedebilir. Ms: 141

[/FONT][FONT=&quot]Bilirsiniz ki: Kur'an bu metin din-i azîmin esasatını ve İslâmiyetin erkânını tesis ettiği gibi, içtimaat-ı beşeriyeyi tebdil eden bir kitabdır. Ms: 231[/FONT][FONT=&quot]

[/FONT][FONT=&quot]Felsefe hakikattan udûl etmiş, kâinata mana-yı ismiyle bakarak, kâinatı kâinat hesabına istihdam ediyor. Kur'an ise, Haktan hak ile nâzil olmuş, hakikata gidiyor. Mevcudata mana-yı harfiyle bakarak Hâlıkının hesabına istihdam ediyor. Ms: 232[/FONT][FONT=&quot]“

Kur’an-ı Hakim’den alınan marifet, huzur-u daimîyi vermekle beraber, ne kâinatı mahkûm-u adem (yokluğa mahkûm) eder, ne de nisyan-ı mutlakla (kesin bir unutmayla) hapseder. Belki başıbozukluktan çıkarıp, Cenab-ı Hak namına istihdam eder (kullanır). Her şey mir’at-ı marifet (Allah’ı bilme aynası) olur.”

(Kur'an-ı Kerîm) kâinat sahifesinde yazılan san’at-ı İlahiyenin nakışları ve kudretin hilkat mu’cizeleri ve kozmoğrafyacıları hayrette bırakan nizam ve intizamla, mana-yı harfiyle Sâni’ ve Nazzam-ı Hakikî’ye istidlal keyfiyetini öğretmek için nâzil olan bir kitabdır. İ:118

[/FONT]
 
Üst