Tehir Edilen Cezalar

Huseyni

Müdavim
Tehir Edilen Cezalar

İkinci suâl:
Niçin gâvurların memleketlerinde, bu semâvî tokat, başlarına gelmiyor; bu bîçare Müslümanlara iniyor?


Elcevap:
Büyük hatâlar ve cinâyetler, tehir ile büyük merkezlerde ve küçücük cinâyetler, tâcil ile küçük merkezlerde verildiği gibi; mühim bir hikmete binâen, ehl-i küfrün cinâyetlerinin kısm-ı âzamı, mahkeme-i kübrâ-i haşre tehir edilerek, ehl-i imânın hatâları, kısmen bu dünyada cezası verilir. Haşiye

Haşiye Hem, Rus gibi olanlar, mensuh ve tahrif edilmiş bir dini terk etmekle, hak ve ebedî ve kâbil-i nesh olmayan bir dine ihânet etmek derecesinde gayretullaha dokunmadığından, zemin şimdilik onları bırakıp, bunlara hiddet ediyor.


14. Söz s.158



http://arsiv.zaman.com.tr/1999/08/28/yazarlar/12.html
 

Huseyni

Müdavim
Abdullah Aymaz

Zilzal (2) Umumi musibetin sebebi...

Bir önceki yazımızda Bediüzzaman Hazretleri'nin 1939'daki Erzincan zelzelesi münasebetiyle yazdığı 14. Söz'ün zeylinin girişi üzerinde durmuştuk. Bugün yazının kaldığı yerden tekrar devam ediyoruz...


Sorulara başlanmadan önce şunlar ifade edilmiş: (Manevi ve ehemmiyetli bir canipten, şimdiki zelzele münasebetiyle altı-yedi cüzi suale karşı, yine manevi ihtar yardımıyla cevapları kalbe geldi. Tafsilen yazmak kaç defa niyet ettimse de izin verilmedi. Yalnız icmalen kısacık yazılacak.)

Maalesef "Manevi ve ehemmiyetli bir canipten" ve "izin verilmedi" ifadeleri bizim seviyemizi aşan bir husus... Hakikatı, müşahhas olarak nedir, herhangi bir izah getiremiyorum.

Sonra sorularla meseleye giriliyor:

"Birinci sual: Bu büyük zelzelenin maddi musibetinden daha elim, manevi bir musibet olarak, şu zelzelenin devamından gelen korku ve meyusiyet, ekser halkın, ekser memlekette gece istirahatını selbederek, dehşetli bir azap vermesi nedendir?"

Malum birinci Erzincan zelzelesi 1939'da Ramazan ayında geceleyin meydana geldiği gibi ikinci büyük Erzincan zelzelesi de 1992'de yine Ramazan gecesinde tahakkuk etmişti. Sarsıntıların devam etmesi de uyku ve rahatı selbetmişti.

Bu soruya verilen cevapta deniliyor ki: "Yine manevi cevap: Şöyle denildi ki: Ramazan-ı Şerif'in teravih vaktinde kemal-i neşe ve sürur ile sarhoşçasına gayet heveskarane şarkıları ve bazen kızların sesleriyle, radyo ağzıyla bu mübarek merkez-i İslamiyet'in her köşesinde cazibedarane işittirilmesi, bu korku azabını netice verdi."

Ramazan ayı, ahiret ticareti açısından çok bereketli bir hasat zamanı olması ve bu aydaki sevapların binlere katlanması, bilhassa içindeki Kadir Gecesi'nde 30 bin kata kadar ulaşması itibariyle, Cenabı Hakk'ın katında bu kadar önemli ve değerli bir mübarek aya karşı gösterilen saygısızlığın elbette tokadı da şiddetli olacaktır.

"İkinci sual: Niçin gavurların memleketinde bu semavi tokat başlarına gelmiyor? Bu biçare Müslümanlara iniyor?"

"El cevap: Büyük hatalar ve cinayetler, tehir ile büyük merkezlerde ve küçücük cinayetler ta'cil ile küçük merkezlerde verildiği gibi; mühim bir hikmete binaen, ehl-i küfrün cinayetlerinin kısm-ı azamı, Mahkeme-i Kübra-yı Haşre tehir edilerek, ehl-i imanın hataları kısmen bu dünyada cezası verilir."

Bu soru-cevabın haşiyesinde şöyle bir not var: "Hem Rus gibi olanlar, mensuh ve tahrif edilmiş bir dini terk etmekle, hak ve ebedi ve kabil-i nesh olmayan bir dine ihanet etmek derecesine gayretullaha dokunmadığından, zemin şimdilik onları bırakıp bunlara hiddet ediyor."

"Üçüncü sual: Bazı eşhasın hatasından gelen bu musibet bir derece memlekette umumi şekle girmesinin sebebi nedir?"

"El cevap: Umumi musibet, ekseriyetin hatasından ileri gelmesi cihetiyle, ekser nasın o zalim eşhasın harekatına fiilen veya iltizamen veya iltihaken taraftar olmasıyla manen iştirak eder, musibet-i ammeye sebebiyet verir."

Evet, Sodom ve Gomore'yi mahveden günahlar ve benzerleri bu günlerde belki bazı şahısların organizesi altında yapılıyor; ama medyanın büyük bir kısmı farkına varmadan bunları popüler hale getiriyor, insanların çoğu da bunları tepkisizce okumak ve izlemekle bunları desteklemiş oluyorsa, işte fiilen olmasa bile iltizamen veya iltihaken iştirak etmiş olurlar.

Aynı şekilde devlete ve devlet menfaatlerine rağmen bazıları yanlış yönlendirmelerle bir milleti zorla "Hem Allah'ına hem Peygamberine karşı asi vaziyetine" sokarlarsa yine aynı şeyi yapmış olurlar.

Eğer, "Bizden adam olmaz" felsefesi ve ümitsizliği içine itilen bir milleti, hasbi ve halis hizmetlerle bu vatanın öz evlatları, iğneyle kuyu kazarcasına uğraşa uğraşa "Evet bizden adam olur, hem de dünya çapında adam olur." yüksek anlayışına yücelterek, ümit aşılamış olduğu halde, onları gayet hoyratça ifna etmeye çalışanlara medya gücüyle alet olunmuşsa ve bunları iltizam edercesine külli bir destek varsa, işte bu büyük günaha ekseriyetin bir iltihakı var demektir.


İnşaallah artık intibaha gelir, yanlışlarımızdan döner, kalp kalbe, gönül gönüle el birliği ile bu milletin yaralarını sarmaya çalışırız.
 

hulusi

Well-known member
Hem, Rus gibi olanlar, mensuh ve tahrif edilmiş bir dini terk etmekle, hak ve ebedî ve kâbil-i nesh olmayan bir dine ihânet etmek derecesinde gayretullaha dokunmadığından, zemin şimdilik onları bırakıp, bunlara hiddet ediyor.
maşallah-sübhanallah
Rabbim razı olsun
 

bizar

Well-known member
"Üçüncü sual: Bazı eşhasın hatasından gelen bu musibet bir derece memlekette umumi şekle girmesinin sebebi nedir?"

"El cevap: Umumi musibet, ekseriyetin hatasından ileri gelmesi cihetiyle, ekser nasın o zalim eşhasın harekatına fiilen veya iltizamen veya iltihaken taraftar olmasıyla manen iştirak eder, musibet-i ammeye sebebiyet verir.
 
Üst