* Biz kapısının eşiğinde duracağız. Sebatla bekleyeceğiz. Mutlaka bir gün bir vesileyle açılır. Şayet kapı yine açılmazsa o kapıda sesi ünsiyet etmiş birisinin sesiyle o kapıyı çalar, sesleniriz. Tabir caiz ise askeriyedeki protokoller gibi. Misal; Veysel Karanî, Abdülkadir-i Geylanî Hazretleri gibi sesleri beğenilmiş zatların münacatları ile o kapıyı çalacağız.
* Muhabbet habbeyi de deler, kubbeyi de deler. Biz, bir zamanlar Üstad'ın, üslubunu dahi almıştık. O'nun ihlâsına, sadakatine, feyzine konuşmasına muhabbet ederdik.
* Zikir kalbden masivayı çıkarır. Masivayı çıkarınca Cenab-ı Hakk tecelli eder. Vefatından sonra tasarrufu devam edenlerden biri de Üstadımızdır. Onu görmek isteyenler satırların arasında görebilirler.
* Sevdiklerini birer birer atıp, dönüp arkana da bakmıyorsan korkma Allah'a vasıl olursun. Bu yolda mahrumiyet yoktur. Nefsin bütün sevdiklerinden geçmek şart.
* Eğirdir' den Barla' ya yağmur altında Üstad' ı ziyarete gittim. Eğirdir' e döndüğümde dedim; Hayret ben hâlâ yaşıyor muyum? Hâlâ dünyada mıyım? Barla' da Mustafa Çavuş, Şamlı Hafız Tevfik ve ben bulunuyorduk. Üstad buyurdu ki: Şimdi Gavs-ı A'zam gelip üzerinizde uçarak 'Said'i dinlemeyin' dese, siz ne yaparsınız? Biz dedik ki: "Seni dinleriz." Buyurdular ki: "Benim de sizden istediğim cevap buydu."
* Bir gün rüyamda alay komutanına tekmil verecektim. Baktım ki Üstad alay komutanının makamında oturuyor. Bana dedi ki "Her gün seninle iki defa görüşeceğim." Bu rü'yanın te'vilini Üstad'a sorduğumda buyurdular ki: "Sabahlan seni yanımda hazır edeceğim, akşamlan da ben senin derslerine geleceğim." Bundan dolayıdır ki, zaman zaman aksam derslerinde uyanık olmanızı, aramızda hürmet gösterilmesi icab eden birinin varlığını söylemişimdir ki işte o zat Üstad'dır. Her akşam dersimize teşrif eder.
* Muhabbet habbeyi de deler, kubbeyi de deler. Biz, bir zamanlar Üstad'ın, üslubunu dahi almıştık. O'nun ihlâsına, sadakatine, feyzine konuşmasına muhabbet ederdik.
* Zikir kalbden masivayı çıkarır. Masivayı çıkarınca Cenab-ı Hakk tecelli eder. Vefatından sonra tasarrufu devam edenlerden biri de Üstadımızdır. Onu görmek isteyenler satırların arasında görebilirler.
* Sevdiklerini birer birer atıp, dönüp arkana da bakmıyorsan korkma Allah'a vasıl olursun. Bu yolda mahrumiyet yoktur. Nefsin bütün sevdiklerinden geçmek şart.
* Eğirdir' den Barla' ya yağmur altında Üstad' ı ziyarete gittim. Eğirdir' e döndüğümde dedim; Hayret ben hâlâ yaşıyor muyum? Hâlâ dünyada mıyım? Barla' da Mustafa Çavuş, Şamlı Hafız Tevfik ve ben bulunuyorduk. Üstad buyurdu ki: Şimdi Gavs-ı A'zam gelip üzerinizde uçarak 'Said'i dinlemeyin' dese, siz ne yaparsınız? Biz dedik ki: "Seni dinleriz." Buyurdular ki: "Benim de sizden istediğim cevap buydu."
* Bir gün rüyamda alay komutanına tekmil verecektim. Baktım ki Üstad alay komutanının makamında oturuyor. Bana dedi ki "Her gün seninle iki defa görüşeceğim." Bu rü'yanın te'vilini Üstad'a sorduğumda buyurdular ki: "Sabahlan seni yanımda hazır edeceğim, akşamlan da ben senin derslerine geleceğim." Bundan dolayıdır ki, zaman zaman aksam derslerinde uyanık olmanızı, aramızda hürmet gösterilmesi icab eden birinin varlığını söylemişimdir ki işte o zat Üstad'dır. Her akşam dersimize teşrif eder.