Sahi sizce sevgi neydi?

Leyli_Efruz

Well-known member
‘’De ki:Eğer Allah’ı seviyorsanız bana tabi olun ki, Allah’ta sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın’’
(Ali İmran,31)

Dilimden dökülen ayetler, kalbime soru işareti olarak geri dönüyorlardı.Bu ayette Rabbim kendisine giden sevgi yolunun rotasını çiziyordu adeta.Muhabbetullaha giden yol,Habibullahtan(s.a.v)geçiyordu.Günahlarımın bağışlanması, Rabbimin beni sevmesi O’na itaat ve sevgiden geçiyordu.Peki ben bu sevginin neresindeyim?

Sevgi neydi?

İkametğahı kalp olan bu duyguyu tanıyor muydum? Lafa gelse her şeyi seviyordum.Annemi,babamı,arabamı,mavi gömleğimi,kuşu,böceği…Bunların yanında Resullullah’ı(s.av)ve Allah’ı da sevdiğimi de söylüyordum.İkisi aynı sevgi miydi?Hayır hayır sevgi bu olmamalıydı.İbrahim Etheme denildiği gibi’’bir kalp de iki sevgi olmaz’’Olmaz da, muhabbetine engel olanı kalbimden al Ya Rab deme gücü bende var mıydı ? Feda etmeye,vefa göstermeye,itaat etmeye hepsinden önemlisi sevmeye hazır mıydım?

Sevgi neydi?

Sevgi, Ebubekir idi…

Sevgili ne yana baksa Onu görürdü .Malını,canını,evladını sevdiği uğrunda feda etmişti.Mağaradaydınız.Örümcek ve güvercinin sizi korumak için perdedar olduğu mağarada.Dizlerinde Sevgili(s.a.v)uykuya dalmıştı.Mağaranın deliğinden çıkan yılanı görünce ayağınla engel olmuştun.Sevgiliye zarar gelmesin diye kendini feda ettiğinde yılan ayağını ısırmış,canını yakmıştı.Olsun.Ona zarar gelmesindense canın yanması evlaydı.Can yanınca göz yaşarırdı.Seninde gözünde akan yaş Sevgilinin yanağına düşmüş Onu uyandırmıştı.

Sevgi neydi?

Sevgi, Ebubekir’in gözünden süzülen yaştı…

Sevgi, Musab bin Umeyr idi…

Mekke’nin genç, yakışıklı delikanlısı.Yollara çıktığında Onu görmek için kızların yarıştığı Musab.Annesinin bir tanesi,ipekler içinde olan Musab.Gün geldi Sevgiliyle tanıştın.Bu nasıl bir muhabbetti ki şan ,şöhret,mal ve hatta anne bile bu sevgiye feda ediliyordu.Medineye giden ilk muallim.Cihat meydanlarında kükreyen bir arslan.’’Beni ananızdan,babanızdan ve canınızdan fazla sevmedikçe iman etmiş olmazsınız’’düsturuyla son sermayesini veren Musab.Sağ kolunu kopardıklarında sancağı sol eline alan,sol kolunu kopardıklarında sancağı ağzıyla tutan Musab.Resullullahın sancağı yere düşmemeliydi.Başını gövdenden ayırdıklarında bilmiyorlardı ki Musab, Habibullah sevgisinden Muhabbetullah makamına yelken açmıştı.

Sahi sevgi neydi? İpek elbiseleri, sıcak yatakları sevdası için terk ettiğinde, öldüğünde bir kefene muhtaç olmaktı…

Sevgi, Hubayb Bin Adiy idi…

Resullullah’a arkadaş olan Hubeyb gibi ne emredersen baş göz üstüne demekti. Sevgili Taife git dediğin de’’ orada düşmanlarımın var,bana zarar verirler’’demeden yola koyulmaktı.Hain ruhlu insanlara esir düşmek,darağacını boylamaktı.Sevgi,yağlı ilmek boynundayken Hubeybin Sevgiliye gönderdiği son selamdı.Sevgilinin de Taif den gelen bu selamı doğrularak’’ve aleyküm selam Hubeyb’’ diyerek almasıydı.

Sevgi, Sümeyra idi…

Uhud savaşı sırasında Peygamber Efendimizin (s.a.v)öldü şaiyasını duyunca yola dökülmekti. Uhuda yaklaştığında Sümeyra ‘’babam burada öldü’’dediklerinde ‘’Eyne Resullullah ‘’diyordu.Biraz ilerde iki oğlunda burada şehit oldu dediklerinde Resulullah nerede diyordu gene.Kocasını cesedi bile onu durdurmaya yetmemişti.Nihayet aradığını gerçek yakınını bulmuştu.Sevgiliyi görünce’’bundan sonra her musibet benim için hoştur Ey Allahın Resulü’’demişti.Bu nasıl bir sevgi,nasıl bir muhabbetti.

Sevgi, Sümeyra gibi kolu kanadı kırıldığında’’Eyne Resulullah'' demekti…

Sevgi, Selahattin Eyyüb idi.

Sevgilinin izinden gitmek, sarayda yaşamayı,gülmeyi kendine haram etmekti.Gülmenin,tebessüm etmenin faziletini anlatan hatibe’’söyler misin hocam Allah Resulünün miraca çıktığı mescit işgal altındayken ben nasıl gülerim’’demekti.
Sevgi emaneti koruyamadık endişesiyle ömrü çadırda geçirmekti.

Sevgi, Nabi idi…

Sevgi edep idi. Ona duyduğu sevgiyle iki büklüm olmaktı. Hacca giden Nabi,kervan Medine’ye yaklaştığında paşalardan birinin ayaklarını uzatarak oturduğunu görünce ikaz cihetinde şu beyti okur:

‘’Sakın terk-i edebden kuy-ı Mahbub-ı Hüdadır bu
Nazargah-ı ilahidir Makamı Mustafadır bu ‘’

Medine’ye girdiklerinde sabah ezanı vaktidir. Minareden Türkçe bir kaside yankılanmaktay dı. Nabi’nin okuduğu bu beyti kimse bilmiyordu ki.Camiye vardıklarında işin sırrını müezzine sorarlar.Müezzin ‘’bu gece rüyama Peygamber Efendimiz(s.a.v) geldi ve bana ümmetimden Nabi adlı bir şair geliyor beni ziyarete onu bu şiirle karşıla buyurdu ve bu beyitleri bana öğretti’’der.

Sevgi, edep ile girdiğin kapıdan ihsanla çıkmaktı.

Biz neden beceremiyoruz böylesi sevgileri. İman, marifetullah, muhabbetullah makamları neden bizden bu kadar uzak.Allah’ım sana yalvarıyorum.Bu kalbi bu dünyada bırakma.Ya Rab,kirlettiğim bu kalbi gözyaşlarıyla yıkasam,tövbe lambasıyla aydınlatsam tekrar misafir olur musun bana?Allah’ım senin sevgini,seni sevenlerin sevgisini esirgeme benden.Kişi sevdiği ile birliktedir,buyuruyor Efendimiz(s.a.v).Onun hürmetine sevgi yolunda yürürken yalnız bırakma beni Allah’ım…

Sahi sizce sevgi neydi?
 

Ruh

Well-known member
Ya insanın canı yanınca böyle harikalar yaratıyor işte...
Vallahi kim yazmıs ise mubaregin yazdıgı cumleler cumle değil inci inci...
Maaşallah barekallah. Yazarın kalemine saglık ekleyeninde eline koluna...
 

Turab3

Well-known member
sahici sevgi insanların sözlerinde kaplerinde güzel sözleridir...bilmediklerini dillerinden taşıyıp ahkam kesmeleri değil..ruh kardeşim anladınız inşallah...
 

Turab3

Well-known member
o dedğiniz yüzssüz kelimesini de size iade ediyorum ruh kerdeşim...eyvallah valla..hergün biraz daha hayret ediyoruum insanlara...
 

Ruh

Well-known member
:) Kalbimi kırıyorsunuz Turab kardeş...
İleriye gittiğimin farkındayım daha 3 gunde tanıdıgım bir kardeş için fazlasıyla ileri gittim evet bu yuzden hakkınızı helal etmenizi temenni ederim ve sunu da belirtmek isterim ki ne kadar kaba bir kelime sarf etmişisem de niyetim tamamen samimaneydi...
Konuyu ekleyen arkadaş da benim ev arkadaşımdır fazla samimi olmaktan ileri gelen birbirimize kullandıgımız belki dısardan bakınca yadırganacak bunun gibi bircok kelimemiz vardır...
Özür dilerim. Hakkınızı helal ediniz...

Vesselam veddua...
 
Üst