Sabah namazının vakti insana neler ilham eder?

Sergerdan

Well-known member
Akşama erdiğinizde ve sabaha kavuştuğunuzda Allah'ı tesbih edin. Göklerde ve yerde olanların hamd ve senâsı Ona mahsustur. Gündüzün sonuna doğru ve öğle vaktine girince de Allah'ı tesbih edip namaz kılın. (Rum Sûresi: 17-18.)

Evet, herbir namazın vakti, mühim bir inkılâb başı olduğu gibi, azîm bir tasarruf-u İlâhînin aynası ve o tasarruf içinde ihsanât-ı külliye-i İlâhiyenin birer ma'kesi olduğundan, Kadîr-i Zülcelâle o vakitlerde daha ziyâde tesbih ve tâzim ve hadsiz nimetlerinin iki vakit ortasında toplanmış yekûnuna karşı şükür ve hamd demek olan namaza emredilmiştir.Şu ince ve derin mânâyı bir parça fehmetmek için "Beş Nükte"yi nefsimle beraber dinlemek lâzım.

Dördüncü Nükte: Nasıl ki, haftalık bir saatin sâniye ve dakika ve saat ve günlerini sayan milleri birbirine bakarlar, birbirinin misâlidirler ve birbirinin hükmünü alırlar. Öyle de, Cenâb-ı Hakkın bir saat-ı kübrâsı olan şu âlem-i dünyanın, sâniyesi hükmünde olan gece ve gündüz deverânı ve dakikaları sayan seneler ve saatleri sayan tabakât-ı ömr-ü insan ve günleri sayan edvâr-ı ömr-ü âlem birbirine bakarlar, birbirinin misâlidirler ve birbirinin hükmündedirler ve birbirini hatırlatırlar.

Meselâ fecir zamanı-tulûa kadar-evvel-i bahar zamanına, hem insanın rahm-ı mâdere düştüğü âvânına, hem semâvât ve arzın altı gün hilkatinden birinci gününe benzer ve hatırlatır ve onlardaki şuûnât-ı İlâhiyeyi ihtar eder.






 

Sergerdan

Well-known member

Mesela sabah namazının vakti tan yerinin ağarmasından güneş doğana kadardır. Tüm dünyayı aydınlatan ve tüm varlıkları ısıtan ve tüm canlıların hayat kaynağı olan güneşin çıkışı üzerine düşünelim. Güneş nasıl bitmez tükenmez bir enerji kaynağı, ne büyük bir nimettir. Yaradan dünyamızdan bir milyon üçyüzbin defa büyük kütleyi bize hizmetkar yapmış.

Dünyamız kendi etrafında ve güneşin etrafında nasıl bir hızla dönüyor ve o kadar hıza rağmen bizi hiç sarsmıyor. Güneşe ve dünyamızın bu muhteşem seyahatine ne kadar muhtacız. Bu ihtiyacımızı yerine getirmek için, her gün saniye şaşırmadan, en küçük bir intizamsızlığa müsaade etmeden bu görevleri ifa eden bu dehşetli kütleleri emrimize veren Rabbimizin sergilediği bu dehşetli inkılap ne kadar ibretli, hayrete ve hayranlığa değer değil mi? Bunların hepsi de nimet olduklarından şükran, minnettarlık ve mahcubiyet hisleri ile karşılanmak gerekmez mi?

Saatimizin saniyeyi gösteren ibresinin dönüşünü gördüğümüz zaman biraz geç de olsa dakika ibresinin de hareket edeceğini, biraz sonra saat ibresinin, bir müddet sonra da gün sayacının döneceğini biliriz. Aynı şekilde, gecenin karanlık örtüsünün kalkmaya başlaması olan günün ağarışı, kışın beyaz örtüsünden sıyrılışı demek olan baharın ilk günlerini hatırlatır. Bahar denilen muhteşem ilahi san’at fuarındaki gözler kamaştıran, akıllara durgunluk veren yaratılış mucizelerini ve serilen muhteşem ziyafet sofralarını göz önüne getirir. Bu büyük inkılap ve nimetlere karşı nasıl bir hürmet ve şükran hisleri taşımamız gerektiğini hatırlatır.

Sonra güneşin doğuşa hazırlanması, baharın uyanmaya başlamasından sonra, insan ömrü içinde insanın anne rahmindeki doğuma hazırlandığı zamana da işaret eder. Rabbimizin bizi bir damlacık sudan nasıl bir muhteşem sanatla inşa ettiğini, ne paha biçilmez alet ve duygularla donattığını düşündürür. Bu akıllara durguluk veren yaratış ve gözleri kamaştıran nimetler insanı secdeye davet etmez mi?

Sonra güneşin doğuşa hazırlanması, baharın uyanması ve insanın doğuma hazırlanmasından başka, kainatın doğuşunun ilk günlerini de hatırlatır, tüm kainatın muhteşem bir kader planıyla muazzam bir kudretin tasarrufuyla varlık sahasına çıkışının ilk anlarını akla getirir.

İşte bunların her biri:

1- Müthiş bir inkılap (yani dudak uçuklatacak bir dönüşüm),

2- Azim bir tasarrufu ilahi (akıllara durgunluk verecek ilahi bir icraat) ve

3- İhsanat-ı külliye-i ilahiyenin (bizi şükran ve minnetle iki büklüm edecek kadar hesapsız nimetler )’dir.

Diğer namaz vakitlerinin de benzer tefekkür manzaraları açtığını Üstad 9. Söz 4. Nüktede hayranlık uyandıracak bir letafetle anlatıyor.


Selam ve dua ile...
Sorularla Risale-i Nur
 

Leyli_Efruz

Well-known member
Meselâ fecir zamanı-tulûa kadar-evvel-i bahar zamanına, hem insanın rahm-ı mâdere düştüğü âvânına, hem semâvât ve arzın altı gün hilkatinden birinci gününe benzer ve hatırlatır ve onlardaki şuûnât-ı İlâhiyeyi ihtar eder.

Allah razı olsun Sergerdan abi.Okudukça feyizleniyoz açtığınız konulardan..
 
Üst