Hizmette netice düşünülmez; kemmiyet değil, gayret ve keyfiyet önemlidir

FaKiR

Meþveret Bþk.
Hizmette netice düşünülmez; kemmiyet değil, gayret ve keyfiyet önemlidir

Vazifemiz hizmettir, vazife-i İlâhiyeye karışmamak ve hizmetimizi onun vazifesine binâ etmekle bir nevî tecrübe yapmamak olmakla beraber, kemmiyete değil, keyfiyete bakmak; hem çoktan beri sukût-u ahlâka ve hayat-ı dünyeviyeyi her cihetle hayat-ı uhreviyeye tercih ettirmeye sevk eden dehşetli esbab altında Risâle-i Nur’un şimdiye kadar fütûhâtı ve zındıkların ve dalâletlerin savletlerini kırması ve yüz binler bîçarelerin îmanlarını kurtarması ve herbiri yüze ve bine mukâbil yüzer ve binler hakîki mü’min talebeleri yetiştirmesi Muhbir-i Sâdıkın ihbârını aynen tasdik etmiş ve vukuât ile ispat etmiş ve ediyor, inşaallah daha edecek. Ve öyle kökleşmiş ki, inşaallah hiçbir kuvvet Anadolu’nun sînesinden onu çıkaramaz-tâ âhirzamanda, hayatın geniş dairesinde, asıl sahipleri, yani Mehdî ve şâkirtleri Cenâb-ı Hakkın izniyle gelir, o daireyi genişlettirir ve o tohumlar sünbüllenir; bizler de kabrimizde seyredip Allah’a şükrederiz.
Kastamonu Lâhikası, s. 72

***
Cenâb-ı Hakkın ihsan ve keremiyle sizlerle gâyet kudsî ve gâyet ehemmiyetli ve gâyet kıymettar ve her ehl-i îmâna menfaatli bir hizmette taksimü’1-mesâi kâidesiyle iştirak etmişiz. Tesânüdümüzden hâsıl olan bir şahs-ı mânevînin fevkalâde ehemmiyet ve kıymeti ve üstadlığı ve irşâdı bize kâfidir.
Hem mâdem bu zamanda herşeyin fevkınde hizmet-i îmâniye en ehemmiyetli bir vazifedir; hem, kemmiyet ise keyfiyete nisbeten ehemmiyeti azdır; hem, muvakkat ve mütehavvil siyâset âlemleri ebedî, dâimî, sabit hidemât-ı îmâniyeye nisbeten ehemmiyetsizdir, mikyas olamaz, medâr da olamaz.
Risâle-i Nur’un tâlimâtı dairesinde ve bizlere bahşettiği hizmet noktasında feyizli makamlara kanaat etmeliyiz. Haddinden fazla fevkalâde hüsn-ü zan ve müfritâne âlî makam vermek yerine, fevkalâde sadâkat ve sebat ve müfritâne irtibat ve ihlâs lâzımdır. Onda terakkî etmeliyiz.

Kastamonu Lâhikası, s. 57
 
Üst