"İnsanlara çalıştığı kadar vardır"
Bir Ramazan günü bir kardeşimizin davetiyle iftar etmek için Hocaefendi'yle gittik ve bize gösterilen yere oturduk. Ben biraz daha arka kısımdaydım ama hep gözümün önünde Hocaefendi'yi alıyordum. İftar saati geldi, iftarımızı yaptık. Sonra program gereği o beldenin hocalarından birisi konuşma yaptı. Konuşma yapan hocamız tevekkül konusunda söz söylerken; "Kardeşlerim biz kulların tevekkülü aynen kuşların tevekkülü gibi olsaydı, o zaman Allah rızkımızı ayağımıza getirirdi." Sonra bu konu ile ilgili olarak hadîs-i şerîfi de ekledi: "Cenâb-ı Hakk'a hakkıyla tevekkül etseydiniz, kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de rızıklandırırdı" diyerek sohbetini bitirdi. Sonra Hocaefendi (rh.a) konuşma yapmak üzere kürsüye çıktı. En hassas olduğu ve bu uğurda 35 yılını verdiği, her şeye affının bulunduğu yalnız, Cenâb-ı Hakk'ın emirleri ve Resûlullah Efendimiz (s.a.v)'in sünnet ve hadîslerinin yanlış aktarılmasına ve yorumlanmasına tahammülü olmayan Efendim, önce Allah'a hamd sonra sâlat ü selam ile başlayan konuşmasında şunları söyledi:
"Kardeşlerim elbette ki tevekkülümüz kuşlar gibi olmalıdır. Yalnız şu unutulmamalıdır ki; Allah vesîlesiz bir şey halk etmez, her şey bir vesîleye dayanır. Ama bu Rabbimizin birden halk edemeyeceğini göstermez. Çünkü; O "Ol" deyince her şey olur. O Hâlık'tır. O'nun her şeye gücü yeter. Evet, ama Allah Teâlâ'nın ahkâmı, kanunu budur, vesîle iledir.
Biz kullar kuşların tevekkülünü alıyoruz, iyi de onlar yuvada oturmuyorlar ki, geziyor, dolaşıyor, daldan dala, yurttan yurda göçüyor, öyle rızkını temin ediyor. Buradaki incelik şudur kardeşlerim: Biz kullar ancak vesîlelere sarıldığımız zaman rızkımız bize nasip olacaktır. Yani rızkın gelmesi için çalışacağız, alın teri dökeceğiz, araştıracağız, gezeceğiz. Bu rızkın temini için gereklidir. Eğer beklemekle olsaydı o zaman çalışmamızın bir anlamı olmazdı. Oturalım caddeye ya da evimize; el açalım 'Ya Rabbi rızkımı gönder' diye bekleyelim. Böyle yapmak acizliktir, tembelliktir. Bunun İslâm'da yeri yoktur. Eğer öyle olsaydı Efendimiz (s.a.v) de ticaretle niçin uğraşmış, "Rızkın onda dokuzu ticarettedir" diye buyurmuştur. O ki âlemlere rahmet diye gönderilen elçi ve Rabbimizin Habîbi, eğer öyle olsaydı o zaman Efendimiz (s.a.v) o sıcakta ticaretle uğraşmaz, Rabbine el açar ve beklerdi, çalışmazdı. Kardeşlerim her ne ile karşılarsanız karşılaşın, biz Müslümanların örnek alacağı şahsiyet Hz. Resûlullah (s.a.v)'dir. O nasıl davranmış ve hareket etmişse biz de onun gibi yapmalı ve gayret göstermeliyiz. Rabbimiz bir âyet-i kerîmede; "İnsanlara çalıştığı kadar vardır" (Necm Sûresi) buyurmuştur.
O zaman biz ümmete düşen çalışmak, yorulmak, araştırmaktır. Allah cümlemizin yardımcısı olsun."