Beraat gecesi

mihrimah

Well-known member
وَالْكِتَابِ
الْمُبينِاِنَّااَنْزَلْنَاهُفىلَيْلَةٍمُبَارَكَةٍاِنَّاكُنَّامُنْذِرينَ


Duhan / 2-3. Apaçık olan Kitab'a andolsun ki, Biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır.
رَحْمَةً


مِنْرَبِّكَاِنَّهُهُوَالسَّميعُالْعَليمُ

Duhan / 6.Senin Rabb'inin acıması gereği olarak (gönderdiyimiz elçilere o gece emirlerimizi bir bir açıklar,vahiylerimizi bildiririz) .Doğrusu o işitendir ,bilendir.
HADİS...

* Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şaban ayının onbeşinci gecesi olduğu zaman gecesinde namaz kılın, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Allah Teala hazretleri o gün, güneşin batmasıyla, dünya semasına iner ve şöyle der: "Bana istiğfar eden yok mu mağfiret etsem! Benden rızık isteyen yok mu rızık versem, belaya maruz kalan yok mu afiyet versem... Şöyle olan yok mu, böyle olan yok mu?" Bu hal fecrin sökmesine kadar devam eder."
* Hz. Üsâme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü dedim, Şâban ayında tuttuğun kadar başka aylarda oruç tuttuğunu göremiyorum (sebebi nedir?)'' diye sordum. Şu cevabı verdi: "Bu, Receb'le Ramazan arasında insanların gaflet ettikleri bir aydır. Halbuki O, amellerin Rabbülâlemin'e yükseltildiği bir aydır. Ben, oruçlu olduğum halde amelimin yükseltilmesini istiyorum."
TEFSİR...

وَالْكِتَابِ


الْمُبينِاِنَّااَنْزَلْنَاهُفىلَيْلَةٍمُبَارَكَةٍاِنَّاكُنَّامُنْذِرينَ

Duhan / 2-3. Apaçık olan Kitab'a andolsun ki, Biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır.
"Hâ-mîm", Rahmân'ın Muhammed'in ruhunda tecelli eden ledünnî, ilâhî rahmetinin icmalî bir remzidir. Hem de o apaçık kitaba and olsun.
MÜBİN beyanı güzel, ifadesi parlak, apaçık kitap bir bakıma levh-i mahfuz olabilirse de Kur'ân olması zamir itibarıyla daha açık, daha uygundr. Ki biz onu mübarek bir gecede indirdik. Çoğu tefsir bilginlerinin görüşüne göre, bu mübarek gece, "Kadir" gecesidir. İkrime ve daha bazıları ise Şaban'ın yarısı gecesi demişlerdir. Keşşaf tefsirinde der ki, âyette geçen "Mübarek gece" kadir gecesidir. Bir de denildi ki, Şaban'ın yarısı gecesidir ki bunun dört adı vardır. "Mübarek gece", "Berae gecesi" "Sakk gecesi", "Rahmet gecesi". Ve denildi ki bununla kadir gecesi arasında kırk gün vardır. Berae ve Sakk gecesi denilmesi hakkında da denilmiştir ki, haraç tamamen alındığı zaman beraetlerini (temize çıkmalarını) dile getiren bir sakk (bir sened) yazıldığı gibi, Allah Teâlâ da bu gece mümin kullarına beraet yazar. Ve denilmiştir ki bu gecede beş özellik vardır:
1- Tefrik-i külli emrin hakim (her hikmetli işin ayrılması)
2- Bu gecedeki ibadetin fazileti: Resulullah (s.a.v.) buyurmuştur ki, "Her kim bu gece yüz rekat namaz kılarsa yüce Allah ona yüz melek gönderir. Otuzu ona cenneti müjdeler, otuzu ona cehennem azabından teminat verir. Otuzu da ondan dünya afetlerini savarlar, O'nu da ondan şeytanın tuzaklarını hilelerini savarlar."
3- Rahmet iner, Resulullah (s.a.v.) buyurmuştur ki: "Yüce Allah bu gece ümmetine öyle rahmet eder ki Kelb kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca."
4- Mağfiret meydana gelir. Yine Resulullah (s.a.v.) buyurmuştur ki "Yüce Allah bu gece bütün müslümanlara mağfiret buyurur ancak kâhin, sihirbaz, yahut müşahin (çok kin güden) veya içkiye düşkün olan, yahut ana-babasını inciten, veya zinaya ısrarla devam eden müstesna."
5- Bu gecede Resulullah (s.a.v.)a şefaatın tamamı verilmiştir. Çünkü Resulullah Şaban'ın on üçüncü gecesi ümmeti hakkında şefaat niyaz etti üçte biri verildi. On dördüncü gecesi niyaz etti üçte ikisi verildi. On beşinci gecesi niyaz etti, hepsi verildi. Ancak Allah'tan devenin kaçması gibi kaçanlar başka.
Bir de bu gece zemzem suyunun açık bir biçimde artması ilâhî âdetlerdendir. Bununla birlikte çoğunluğun görüşü bu mübarek geceden maksadın kadir gecesi olmasıdır. Çünkü, "Gerçekten biz onu kadir gecesinde indirdik." (Kadr, 97/1) buyurulmuştur. Bir de, "Her hikmetli iş nezdimizden bir emr ile o zaman ayrılır. (Duhan, 44/4) ifadesi, "Ondan melekler ve ruh Rablerinin izniyle herbir iş için iner de iner. (Kadr, 97/4) ifadesine uygundur. Bir de, "Ramazan ayıdır ki Kur'ân onda indirilmiştir." (Bakara 2/185) buyurulmuştur. Ve çoğunluğun görüşüne göre Kadir gecesi Ramazan'dadır. Eğer dersen: Kur'ânın bu gecede indirilmesinin mânâsı nedir? Derim ki; Şöyle dediler: Yedinci semadan dünya semasına bir cümle olarak (toptan) Levh'te dünya semasına indirildi, ve Cebrail (a.s.) sefereye (yazıcı meleklere) imlâ etti, sonra da Peygamber'e yirmiüç senede kısım kısım indiriyordu. Keşşaf'ın Kur'ân'ın inişi hakkındaki bu son beyanı, bu gecenin Berat gecesi olduğunu söyleyenlerin görüşüne uygun düşmüş oluyor. Çünkü Kadir gecesinde ilk kez Peygamber'e indirilmeye başlanmıştır. Onun için Kâdî ve Ebu's-Suud şöyle demişlerdir: "İlk defa o gece indirilmeye başlandı. Veya o gece cümleten (toptan) Levh'ten dünya semasına indirildi ve Cebrail (a.s.) sefereye (yazıcı meleklere) imlâ etti, sonra da Peygamber'e yirmi üç senede kısım kısım indiriyordu."<D>
Fahruddin Razî de şöyle kaydetmiştir: Rivayet olunur ki: Atıyye-i Harûrî, İbnü Abbas hazretlerinden "Gerçekten biz onu kadir gecesinde indirdik." (Kadr, 97/1) ifadesi ile "Gerçekten biz onu mübarek bir gecede indirdik." (Duhan, 44/3) ifadesini şöyle sordu: Yüce Allah Kur'ân'ı ayların hepsinde indirmiş iken bu nasıl sahih olur? İbnü Abbas (r.a.) hazretleri de dedi ki: Ey İbnü Esved! Ben helak olsam da bu nefsinde kalsa cevabını da bulamazsan helak olacaktın. Kur'ân cümleten (toptan) Levh-i mahfuzdan Beyti Ma'mura indi ki o dünya semasıdır. Sonra onun arkasından olayların çeşitlerine göre, durumdan duruma nazil oldu.
Demek ki, Kur'ân'ın bir toptan inişi, bir de kısım kısım inişi vardır. Toptan inmesi bir defada olmuştur. Buna daha çok "İnzal" deyimi uygundur. Kısım kısım inmesi de Peygamber'e azar azar yirmi üç senede olmuştur. Buna da "Tenzil" deyimi uygundur. Bunların aynı mânâda kullanıldıkları yadırganmadığı gibi, "tenzil"in her necmi (kısım kısım inmesi) ayrıca düşünüldüğü zaman yine "inzal" denilmek uygun olacağından birinin bir gecede birinin de diğer gecede olması iki rivayetin uzlaştırılmasına daha uygun gelecektir. Şu halde "mübarek gece"nin "berat gecesi" olması, "Gerçekten biz onu kadir gecesi indirdik." (Kadr 97/1) buyurulmasına aykırı olmayacaktır.
MÜBAREKE, hayrı çok demektir. Çünkü Yüce Allah bu gecede kullarının menfaatlerine ait işler hazırlar ki yalnız Kur'ân'ın inzali olsa yine yeterdi. Amma niçin gece indirildi. Çünkü biz münzir idik, yani inzar yapıyorduk, inzar edecek uyarıcı bir peygamber gönderiyorduk. Demek ki Peygamber'in inzarı sıdk ile yapılması için ilk önce onu kendi nefsinde duyması hikmetin gereği idi.
NÜKTELER...
MÜBAREK GECELERİMİZ KANDİLLER
Zaman ve mekânlar bütün kıymet ve kutsiyetini, hakikatte Allah'ın dilemesinden alırlar. Bu İlâhî dileme ise varlıklar için binbir maslahat ve hikmetler içerir. Ayrıca o zaman dilimlerinde gerçekleşen mühim olaylar ve o mekânları dolduran kıymettar mekînler de, içinde bulundukları zaman ve mekâna değer kazandırmışlardır. İslâm'da mübarek zaman dilimlerinin kudsiyeti de meşiet-i İlâhî'den geldiği için, Müslümanlara sonsuz feyz ü bereketin nüzulü için birer vesile olmaktadırlar. Mübarek ay, gün ve geceler, İslâm'ın şeairindendir; hususi kıymetleri ve kerametleri vardır. Kâinat, semavat, feza-yı âlem ve bütün varlıklar1 bu kutlu zaman dilimlerine hürmet etmektedir.2 Âyet veya hadîslerin, kutsallığını tespit ettiği ve Mü'minlerin de yüzyıllardan beridir kutladığı bu mübarek ay, gün ve geceler, senenin içine dağılmış vaziyette bulunmaktadır. Sevgili Peygamberimiz (sas)'in hicretini esas alan ay takvimine göre Recep, Şaban ve Ramazan ayları öncelikli olan kutsal aylardır. İslâm toplumunda bu aylara Şühûr-u Selâse (Üç Aylar) denilmiştir. Eşhürü'l-Hurum (Haram Aylar) ise Muharrem (ki senenin ilk ayıdır), Zilkade, Zilhicce ve Recep aylarıdır. Mübarek günlere gelince: Hicrî Yılbaşı, Aşûre Günü, Arafe Günü, Ramazan ve Kurban Bayramları, Cuma Günleridir. Bu yazıda kutlu zaman dilimleri içinden yalnızca kandil geceleri üzerinde durulacaktır.
Mevlid kandili hariç diğer kandillerin hepsi Üç aylar içindedir ki bunlara dört Leyâli-i Mübareke (Müberek Geceler) denilir. Regâib ve Mi'rac kandilleri Receb ayında, Berâat kandili Şaban ayında, Kadir gecesi de Ramazan ayındadır. Mevlid-i Nebi ise Ramazan'dan beş ay sonraki Rebiü'l-evvel ayındadır.
"Üç ayların kendilerine mahsus bir tadı bir şivesi vardır ki, onları yılın diğer aylarından ayırır.. her ayın güzellik ve nefâsetinin zahirî duygularımızla hissedilip yaşanmasına mukabil, bu müstesna zaman dilimi kalple ve bâtınî duygularla yaşanır... Üç ayların başlangıcı, kamer birkaç gün önce zuhur etse de, rağbetlere açık inayetle tüllenen bir perşembe akşamı 'merhaba' der ve bir mızrap gibi gönüllerimize iner. Ulu günlere ve daha bir ulu güne akort olmaya teşne duygularımızı ilk defa uyarıp coşturan 'Regâib' bir ses ve enstrüman denemesi gibidir. Yirmi küsur gün sonra gelecek olan Mi'rac ise, tam hazırlanmış ve gerilime geçmiş ruhlar için âdeta, semavî düşüncelerle, gök kapılarının gıcırtılarıyla ve uhrevîlik esintileriyle gelir. Berâat bu tembihlerle uyanmış ve tetikte bekleyen sinelere kurtuluş muştularıyla seslenir. Kadir Gecesi'ne gelince, bu kadirşinas insanları, tasavvurlar üstü ve ancak bir aylık bir cehd ile elde edilebilecek feyiz ve bereketle kucaklar ve onları afv u mağfiret meltemleriyle sarar."
BERÂAT KANDİLİ
Üç ayların ikincisi olan Şaban ayının on beşinci gecesidir. Berâat gecesinde, beşerin kader programı nev'inden bir İlâhî icraat yapıldığı için, bu gece Kadir gecesi kudsiyetindedir; ve bütün senenin bir çekirdeği hükmündedir.42 Bu gece mahlukatın bir sene içindeki rızıklarına, zengin veya fakir, aziz veya zelil olacaklarına, ihya veya imate edileceklerine, ecellerine ve hacıların adetlerine dair Allah tarafından meleklere malumat verileceği beyan olunmaktadır.
Beraet, "iki şey arasında ilişki olmaması; kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması" anlamına gelir. Sahih hadîslerin beyanına göre: Şaban ayının on beşinci gecesi tevbe eden mü'minler, Allah'ın afv ü mağfireti ile günahlarından ve dolayısıyla Cehennem'den berâat edecekler, kurtulacaklardır. Şaban'ın ortasındaki geceye Berâat isminin dışında; mâ'nen verimli, feyizli, bereketli ve kutsi bir gece olduğu için Mübarek Gece; iyi değerlendirildiği takdirde günahlardan arınma ve suçlardan temize çıkma imkânı taraf-ı İlâhî'den verildiği için Sâk (Berâat, Ferman, Kurtuluş Belgesi) Gecesi; Lutf u ihsanı aşkın, afv ü merhameti engin olan Allah'ın ikram ve iltifatlarına erişildiği için de Rahmet Gecesi de denilmiştir.
Berâat gecesinin mübarekiyet ve hususiyeti hakkında sahih hadîs-i şerîflerden bir-ikisi şöyledir: "Allah Tealâ, Şaban ayının onbeşinci (Berâat) gecesinde -rahmetiyle- dünya semasına iner, orada tecelli eder ve Kelb Kabîlesi'nin koyunlarının tüyleri sayısından daha çok sayıda günahkârı affeder." Başka bir rivayete göre de Hz. Peygamber: "Şaban'ın ortasındaki (Berâat kandili) geceyi ibadetle ihya ediniz, gündüzünde de oruç tutunuz. Allah Tealâ o akşam güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, 'Yok mu benden af isteyen, onu affedeyim. Yok mu benden rızık isteyen, ona rızık vereyim. Yok mu bir musibete uğrayan, ona afiyet vereyim. Yok mu şöyle, yok mu böyle!' der." buyurmuştur. Bir diğer hadîste ise, Berâat kandilinde yapılacak duaların geri çevrilmeyeceği müjdesi verilmiştir.
Bir kısım âlimlerin, kıblenin Kudüs'teki Mescid-i Aksa'dan Mekke'deki Kabe-i Muazzama istikametine çevrilmesinin Hicret'in ikinci yılında Berâat gecesinde vuku bulduğunu kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır.
Bazı müfessirler "Biz Onu (Kur'ân'ı) kutlu bir gecede indirdik. Çünkü biz haktan yüz çevirenleri uyarırız. O öyle bir gecedir ki, her hikmetli iş, tarafımızdan bir emir ile o zaman yazılıp belirlenir."48 âyetinde belirtilen gecenin Berâat gecesi olduğunu söylemişlerdir. İslâm âlimlerinin çoğunluğuna göre ise bu gece Kadir gecesidir. Çünkü diğer âyetlerde Kur'ân'ın Ramazan ayında49 ve Kadir gecesinde50 indiği açıkça bildirilmektedir. Bu takdirde Kur'ân'ın tamamının Berâat gecesi Levh-i Mahfuz'dan dünya semasına indiği, Kadir gecesinde de görevli kâtipler tarafından istinsah edilip, âyetlerin Cebrail tarafından Efendimiz (sas)'e peyderpey indirilmeye başlandığı şeklinde bir yorum ortaya çıkmaktadır ki bazı müfessirler bu görüşü benimsemişlerdir.
Bazı âlimlere göre: Berâat gecesi, emirlerin Levh-i Mahfuz'dan istinsahına başlanır, kâtip melekler bu geceden, gelecek seneye müsaadif ayın geceye kadar olacak olan vak'aları yazar ve bu işler, Kadir gecesi bitirilir. Rızıklarla alâkalı defter Mikail (as)'e; harpler, zelzeleler, saikalar, çöküntülerle ilgili defter Cebrail (as)'e; amellerle alakalı defter, dünya göğünün sahibi ve büyük melek olan İsrafil (as)'e; musibetlere ait nüsha da Azrail (as)'e teslim olunur.52 Rasûlulllah (sas): "Allah Tealâ tüm şeyleri Berâat gecesinde takdir eder. Kadir gecesi gelince de bu şeyleri sahiplerine teslim eder." buyurmuştur. Berâat gecesinde eceller ve rızıklar; Kadir gecesinde ise hayır, bereket ve selametle alâkalı işler takdir edilir. Kadir gecesinde sayesinde dinin güç-kuvvet bulduğu şeylerin takdir edildiği; Berâat gecesinde ise, o yıl ölecek olanların isimlerinin kaydedilip ölüm meleğinin teslim edildiği de söylenmiştir.
İslâm kaynaklarında Berâat gecesinde beş hasletin varlığından bahsedilmektedir: 1- Her önemli işin bu gecede hikmetli bir şekilde ayrımı ve seçimi yapılır. 2- Bu gece yapılan ibadetin (kılınan namazların, okunan Kur'ân'ların, yapılan dua ve zikirlerin, tevbe ve istiğfarların), gündüzünde tutulan oruçların fazileti çok büyüktür. 3- İlâhî ihsan, feyiz ve bereketle dopdolu bir gecedir. 4- Mağfiret (bağışlanma) gecesidir. 5- Rasul-i Ekrem'e şefaat hakkının tamamı (şefaat-ı tamme) bu gece verilmiştir.
Bu gece her tarafı kaplayan rahmet, merhamet ve lütuftan tevbe etmedikleri takdirde şu kimseler istifade edemezler: 1- Allah'a ortak koşanlar. 2- Kalpleri düşmanlık hisleriyle dolu olup insanlarla zıtlaşmaktan başka bir şey düşünmeyenler. 3- Müslümanların arasına fitne sokanlar. 4- Akraba bağını koparanlar. 5- Gurur ve kibir sebebiyle elbiselerini yerde sürüyenler. 6- Anne ve babalarına isyanda devam edenler. 7- Devamlı içki içenler.
Hz. Peygamber'in Şaban ayına ve özellikle bu ayın içindeki Berâat gecesine ayrı bir önem vererek onu ihya ettiğine dair diğer rivayetleri göz önüne alan çoğu âlimler bu geceyi namaz kılarak, Kur'ân okuyarak ve dua ederek geçirmenin çok büyük sevaba vesile olacağını söylemişlerdir. Berâat gecesi kılınacak namaza Salâtü'l-Hayr/Hayır Namazı denilmiştir. Bu namaz bir çok rivayete göre yüz rek'attir. Her rek'atinde fatiha suresinden sonra on (veya on bir) kere ihlas suresi okunur. Bir rivayet göre ise on rek'attir; ve her rek'atinde fatiha'dan sonra yüz İhlas suresi okunur.
Bediüzzaman Hazretleri talebelerine yazdığı bir Berâat Kandili tebriğinde bu gecenin değeri ve değerlendirilmesi ile alâkalı şöyle demektedir: "Elli senelik bir manevî ibadet ömrünü ehl-i imânâ kazandıran Leyle-i Berâatınızı ruh u canımızla tebrik ederiz."58 "Bu gelen gece olan Leyle-i Berâat [Berâat Gecesi], bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin [insanlığın kaderinin] programı nev'inden olması cihetiyle, Leyle-i Kadrin kudsiyetindedir. Herbir hasenenin [salih amelin] Leyle-i Kadir'de otuzbin olduğu gibi; bu Leyle-i Berâat'ta herbir amel-i sâlihin ve herbir harf-i Kur'ân'ın sevabı yirmibine çıkar. Sair vakitte on ise, Şuhur-u Selâsede [Üç aylar] yüze ve bine çıkar. Ve bu kudsî leyâlî-i meşhûrede [meşhur geceler], onbinler, yirmibin veya otuzbinlere çıkar. Bu geceler, elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur'ân'la ve istiğfar ve salavatla meşgul olmak büyük bir kârdır.
KANDİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Bütün kandil gecelerinde yapılabilecek ve yapılması gereken önemli bir takım afv ü mağfirete nail olma, ecr ü sevap kazanma, manevî terakki kaydetme, bela ve musibetlerden kurtulma ve rıza-i İlâhiye ulaşma vesileleri vardır ki, bunlardan bazılarını maddeler hâlinde kısaca ve toplu olarak yeniden hatırlamakta yarar var:
1. Kur'ân-ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur'ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah'a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.
2. Peygamber Efendimiz (sas)'e salât ü selâmlar getirilmeli; O'nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
3. Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar,111 onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.
4. Tefekkürde bulunulmalı; "Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir" gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.
5. Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli.
6. Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.
7. Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı.
8. Mü'minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.
9. Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.
10. Kişi kendine ve diğer Mü'min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli.
11. Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.
12. Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
13. O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.
14. Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va'z ü nasihat dinlenmeli; şiirler okunmalı; ilâhî ve ezgilerle gönüllerde ayrı bir dalgalanma oluşturmalı.
15. Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.
16. Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk'a niyazda bulunulmalı.
17. Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.
18. Hayattaki manevî büyüklerimizin, üstadlarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e-mail çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.
19. Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı.





 
Üst