Hepsi birbirinden değerli Sahaberimiz...
Ama ben de Musab Bin Umeyr'in yeri çokk başkadır.Beni tanıyanlar bilir bu Sahebeyi ne kadar çok sevdiğimi....
Ya Mus’ab, sen çocukluğunu varlıklı bir ailenin sunduğu imkânlar içerisinde yaşamıştın. Allah Resulünü(S.A.V) tanıyıncaya kadar sürmüştü bu debdebeli hayatın… Tanıyınca O’nu vazgeçmiştin her şeyden… Sana sunulan nimetlerle seni imtihan etmek istemişlerdi; sen ayağındaki ayakkabıdan üstündeki elbiseden vazgeçmiştin O’nun yolunda… Senin gibi yüce bir ruh için bunlara imtihan denilemezdi; sen zoru severdin, sen okyanusları aşmaya taliptin; derede boğulmak sana yakışmazdı… Sen irşat ve tebliğde kıyamete kadar anlatılacak dillere destan samimiyet ve ihlâs numuneleri sundun bizlere… Sen inanmaları uğruna evvela başını ortaya koydun sonra çok pahalı bir pazarlık yaptın ‘bir lahza durun ve dinleyin sonra kesicekseniz yine kesin başımı’ dedin kendi başını kurtardığın gibi onların da kurtardın ebedî azaptan başlarını… Yine bir gün 1 başınla gitmiştin Medine’ye 70 başla gelmiştin huzura; memnun etmiştin Âlemlerin efendisi’ni, memnun etmiştin Resulullah’ı… Hak uğruna baş uzatmaların hiç bitmemişti… Seni en son görenler Uhut’da önce başını uzatırken sonra başını saklarken görmüşlerdi…
Sen bize hâl diliyle inanmak lafla olmaz diyordun, baş koymak gerekir diyordun ‘ eğer er meydanına çıkacaksan başını uzatmaktan çekinme; yoksa er meydanında işin ne diyordun… Tebliğ ve irşatta metodlor üstü bir metodla
İhlâsa işaret ediyordun ‘ ballar balını buldum kovanım yağma olsun’ diyordun, maldan mülkten ve candan vazgeçmek kolay iş diyordun; ama biz seni hiç anlayamadık Ya Mus’ab!
Şimdilerde Müslümanların hayatında tebliğe yer yok, var olanın da bahanesi çok, senede 70 kişi değil, 3 kişi çok; zannediyoruz ki sen yaşasaydın bize ‘ VEYL OLSUN O YOLDA GİTTİĞİ HALDE O YOLA BAŞ KOYMAYANLARA! VEYL OLSUN GİTTİĞİ YOLUN DEĞERİNİ BİLMEYENLERE! VEYL OLSUN AHİR ZAMANDA ER OLMANIN FIRSATINI TEPENLERE! DİYECEKTİN…