kenz-i mahfi
Sorumlu
Kastamonu Lahikası'nda geçen ve Risale-i Nur'un müteaddit yerlerinde de benzer şekillerde geçen bir mesele vardır. Pek çok külli düsturları ihtiva eden bu cümleleri harekat-ı fikriye ve ameliyemizde rehber etmeliyiz. İnsanı amelinde geri bırakan sebeplerin en mühimmini ihtiva eden bu cümledir:
"Bu dünya dar-ül-hizmettir, ücret almak yeri değildir. A'mal-i sâlihanın ücretleri, meyveleri, nurları; berzahda, âhirettedir. O bâkî meyveleri bu dünyaya çekmek ve bu dünyada onları istemek, âhireti dünyaya tabi etmek demektir. O amel-i salihin ihlâsı kırılır, nuru gider. Evet; o meyveler istenilmez, niyet edilmez. Verilse, teşvik için verildiğini düşünüp şükreder"
(Kastamonu Lahikası, sayfa 134 - Envar Neşriyat-)
"Bu dünya dar-ül-hizmettir, ücret almak yeri değildir. A'mal-i sâlihanın ücretleri, meyveleri, nurları; berzahda, âhirettedir. O bâkî meyveleri bu dünyaya çekmek ve bu dünyada onları istemek, âhireti dünyaya tabi etmek demektir. O amel-i salihin ihlâsı kırılır, nuru gider. Evet; o meyveler istenilmez, niyet edilmez. Verilse, teşvik için verildiğini düşünüp şükreder"
(Kastamonu Lahikası, sayfa 134 - Envar Neşriyat-)