Ordu onunla mes'ul olmaz.

Sergerdan

Well-known member
Yakın tarihimizden biliyoruz ki Osmanlının son dönemlerinde içtimai bir boşluk olmuş ve dolayısıyla arayışlar olmuş.Batıcılık,Türkçülük,ümmetçilik vs...Üstadın bakış açısına ipucu olabilecek bir yer.İçtimai ve siyasi meselelerde siyaseti dine alet etmek noktasında hizmet ettigi bir dönemin örnegi.

Sonrasında zamanın gerektirdigi şartlar karşısında hukum verilmiş, ehl-i islamın siyaseten mukabele edemiyegi(ve etmemesi gerektiginden)islama hizmet yalnızca Kuran hakikatlerini savunmak olacak diye karar alınmış ve risale-i nur kulliyatının ve davasının çekirdegi bu fikir olmuştur.Tüm himmet ve gayretler buna odaklanmıştır.Yazmak,okumak ve okutturmak ve muhalif olanlara karşı sadece sabır,lisani hal ile hakikatin ispatı.

Eski Harb-i Umumîden biraz evvel, ben Van'da iken, bazı dindar ve müttakî zatlar yanıma geldiler. Dediler ki: "Bazı kumandanlarda dinsizlik oluyor. Gel, bize iştirak et. Biz bu reislere isyan edeceğiz."
Ben de dedim: "O fenalıklar ve o dinsizlikler, o gibi kumandanlara mahsustur. Ordu onunla mes'ul olmaz. Bu Osmanlı ordusunda belki yüz bin evliya var. Ben bu orduya karşı kılıç çekmem ve size iştirak etmem."
O zatlar benden ayrıldılar, kılıç çektiler; neticesiz Bitlis hâdisesi vücuda geldi. Az zaman sonra, Harb-i Umumî patladı. O ordu, din namına iştirak etti, cihada girdi, o ordudan yüz bin şehidler evliya mertebesine çıkıp beni o dâvamda tasdik edip kanlarıyla velâyet fermanlarını imzaladılar.


Devamı..

http://www.sorularlarisaleinur.com/subpage.php?s=article&aid=1034
 
Üst