Zikrin risaleleri anlamayı kolaylaştırması hk.

Üstad diyor ki:
Azamet ve kibriya ve nihayetsizlik noktasında, ya gaflete veya mâsiyete veya maddiyata dalmak sebebiyle darlaşan akıllar, azametli meseleleri ihata edemediklerinden, bir gurur-u ilmî ile inkâra saparlar ve nefyederler. Evet, o mânen sıkışmış ve kurumuş akıllarına ve bozulmuş ve mâneviyatta ölmüş olan kalblerine, çok geniş ve derin ve ihatalı olan imanî mes'eleleri sığıştıramadıklarından, kendilerini küfre ve dalâlete atarlar, boğulurlar.

Şimdi dikkat:

İ'lem eyyühe'l-aziz! Kelime-i Tevhidin tekrarla zikrine devam etmek, kalbi pek çok şeylerle bağlayan bağları, ipleri kırmak içindir.


Zikirle kalbi bağlayan bağlar çözülünce....


Kalb ne kadar şeffaf ve parlak olursa anlama kuvveti ortaya o kadar çıkar.Çünkü zikir kalbi parlatır.
 

yunus44

Active member
Bu yazdıklarınız tamammen doğru, nur talebeleri namazdan sonra sünnet-i seniyeden olan Allahın c.c isimlerini 5 vakit okurlar ve 33 adet kelime -i tevhid çekerler en az.
konuyu tarikata çevirecek olursanız ki konu oraya kayıyor.
Üstad bu zaman tarikat zamanı değil demiştir. Bu konuya daha geniş bir zamanda girmek lazım , bu konu başka bir konu.
 
Yunus Kardeşim

Sevgili kardeşim,

Bediüzzaman, günümüz şartlarında “ilim içinde hakikate bir yol bularak” yeni bir yol, yeni bir çığır açmıştır. Kendisi doğrudan tarikatta olmamakla birlikte tarikatların zikirlerini okumuş, o yolların feyzinden istifade etmiştir.“Nur risalelerinin 12 tarikatın hülasası olduğunu” söyler.

Bediüzzaman, üveysi bir surette, kimden ve nasıl ders aldığını, Emirdağ Lahikasında şöyle ifade etmektedir:"Zaten Üveysi bir surette doğrudan doğruya hakikat dersimi Gavs-ı Azamdan (k.s.) ve Zeynelabidin (r.a.) ve Hasan, Hüseyin (r.a.) vasıtasıyla İmam-ı Ali den (r.a.) almışım. Onun için, hizmet ettiğimiz daire onların dairesidir."


Ancak vurgulamak istediğimiz mana Zübeyir Ağabeyin de söylediği 'evrada azami dikkat' meselesidir.


Selametle...
 

yunus44

Active member
Ynt: Zikrin risaleleri anlamayı kolaylaştırması hk.

öncelikle arkadaşların risalede bu konuları okumalarını en kısa bir şekilde 5 mektupta bilgi edinebilirler.
.
Birde abiciğim konuların kaynağı risaleleden olursa daha ikna edici olacağına inanıyorum.
o yüzden hatıralardan çok risalelerden yazmaya çalışıyorum.
...
Madem hakikat böyledir. Ben tahmin ediyorum ki, eğer Şeyh Abdülkadir Geylânî (r.a.) ve Şah-ı Nakşibend (r.a.) ve İmam-ı Rabbânî (r.a.) gibi zatlar bu zamanda olsaydılar, bütün himmetlerini, hakaik-i imaniyenin ve akaid-i İslâmiyenin takviyesine sarf edeceklerdi. Çünkü saadet-i ebediyenin medarı onlardır. Onlarda kusur edilse, şekavet-i ebediyeye sebebiyet verir. İmansız Cennete gidemez; fakat tasavvufsuz Cennete giden pek çoktur. Ekmeksiz insan yaşayamaz, fakat meyvesiz yaşayabilir. Tasavvuf meyvedir, hakaik-i İslâmiye gıdadır. Eskiden kırk günden tut, tâ kırk seneye kadar bir seyr ü sülûk ile bazı hakaik-i imaniyeye ancak çıkılabilirdi. Şimdi ise, Cenâb-ı Hakkın rahmetiyle, kırk dakikada o hakaike çıkılacak bir yol bulunsa, o yola karşı lâkayt kalmak elbette kâr-ı akıl değil. İşte, otuz üç adet Sözler, böyle Kur'ânî bir yolu açtığını, dikkatle okuyanlar hükmediyorlar. 5. mektup
...
 

Sirac

Well-known member
Cevap: Yunus Kardeşim

Sevgili kardeşim,

Bediüzzaman, günümüz şartlarında “ilim içinde hakikate bir yol bularak” yeni bir yol, yeni bir çığır açmıştır. Kendisi doğrudan tarikatta olmamakla birlikte tarikatların zikirlerini okumuş, o yolların feyzinden istifade etmiştir.“Nur risalelerinin 12 tarikatın hülasası olduğunu” söyler.

Bediüzzaman, üveysi bir surette, kimden ve nasıl ders aldığını, Emirdağ Lahikasında şöyle ifade etmektedir:"Zaten Üveysi bir surette doğrudan doğruya hakikat dersimi Gavs-ı Azamdan (k.s.) ve Zeynelabidin (r.a.) ve Hasan, Hüseyin (r.a.) vasıtasıyla İmam-ı Ali den (r.a.) almışım. Onun için, hizmet ettiğimiz daire onların dairesidir."

Ancak vurgulamak istediğimiz mana Zübeyir Ağabeyin de söylediği 'evrada azami dikkat' meselesidir.


Selametle...


''Her gün Hizb'ül-Hakaik'ten bir parça okumak lazım;

tâ ki, ehl-i küfre galebe çalınsın,onların sihirlerinin ufuneti kırılsın
''


derdi Zübeyir Ağabey..

Kamil Yürür

 

FaKiR

Meþveret Bþk.


Kalb ne kadar şeffaf ve parlak olursa anlama kuvveti ortaya o kadar çıkar.Çünkü zikir kalbi parlatır.

Allah razi olsun...
 
Üst