esmai hüsna

Garib

Well-known member
Esma-ül Hüsna
وَ اِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِه¹ sırrınca: Herşeyden Cenâb-ı Hakk'a karşı pencereler hükmünde çok vecihler var. Bütün mevcûdâtın hakaikı, bütün kâinatın hakikatı; Esmâ-i İlahiyeye istinad eder. Herbir şeyin hakikatı, bir isme veyahut çok Esmâya istinad eder. Eşyadaki sıfatlar, san'atlar dahi, herbiri birer isme dayanıyor. Hattâ hakikî fenn-i hikmet, "Hakîm" ismine ve hakikatlı fenn-i tıp "Şâfi" ismine ve fenn-i hendese "Mukaddir" ismine ve hâkezâ herbir fen, bir isme dayandığı ve onda nihayet bulduğu gibi, bütün fünun ve Kemâlât-ı beşeriye ve tabakat-ı kümmelîn-i insâniyenin hakikatları, Esmâ-i İlahiyeye istinad eder. Hattâ muhakkikîn-i evliyanın bir kısmı demişler: "Hakikî hakaik-i eşya, Esmâ-i İlahiyedir. Mahiyet-i eşya ise, o hakaikın gölgeleridir." Hattâ birtek zîhayat şeyde, yalnız zâhir olarak yirmi kadar Esmâ-i İlahiyenin cilve-i nakşı görünebilir.

1. Hiç bir şey yoktur ki O`nu övüp O`nu tesbih etmesin. (İsra Suresi 44)
Sözler 573
________________________________________
ALLAH (c.c)
اَللّهُ lâfza-i celali, bütün sıfât-ı kemaliyeyi tazammun eden bir sadeftir. Çünki; lâfza-i celâl, Zât-ı Akdes'e delâlet eder; Zât-ı Akdes de, bütün sıfât-ı kemaliyeyi istilzam eder; öyle ise, o lâfza-i mukaddese, delâlet-i iltizamiye ile bütün sıfât-ı kemaliyeye delâlet eder.

İşârâtü`l İ`câz. 19
________________________________________
er-Rahman , er-Rahim
اَلرَّحْمنِ الرَّحِيم: Bu iki sıfatın lâfza-i celâlden sonra zikirlerini icab eden münasebetlerden birisi şudur ki: Lâfza-i celâlden celâl silsilesi tecelli ettiği gibi, bu iki sıfattan dahi cemal silsilesi tecelli ediyor. Evet herbir âlemde emir ve nehiy, sevab ve azab, tergib ve terhib, tesbih ve tahmid, havf ve reca gibi pek çok füruat, celâl ve cemalin tecellisiyle teselsül edegelmektedir. İkincisi: Cenab-ı Hakk'ın ismi, Zât-ı Akdes'ine ayn olduğu cihetle; lâfza-i celâl, sıfât-ı ayniyeye işarettir. اَلرَّحِيمِ de, fi'lî olan sıfât-ı gayriyeye îmadır. اَلرَّحْمَنِ dahi, ne ayn ne gayr olan sıfât-ı seb'aya remizdir. Zira Rahman, Rezzak mânasınadır. Rızk, bekaya sebebdir. Beka, tekerrür-ü vücuttan ibarettir. Vücut ise; birincisi mümeyyize, ikincisi muhassısa, üçüncüsü müreccihe olmak üzere "İlim, İrade, Kudret" sıfatlarını istilzam eder. Beka dahi, semere-i rızık mahsulü olduğu için, "Basar, Sem', Kelâm" sıfatlarını iktiza eder ki; merzuk istediği zaman, ihtiyacını görsün, istediği zaman işitsin, aralarında vasıta bulunduğu takdirde o vasıta ile konuşsun. Bu altı sıfat, şübhesiz birinci sıfatı olan hayatı istilzam ederler.
İşârâtü`l İ`câz. 19
 

akna

Well-known member
...Lâfza-i Celâlden, celâl silsilesi tecellî ettiği gibi, bu iki sıfattan dahi cemal silsilesi tecellî ediyor...


Lafza-i celâl olan Allah, bütün sıfatları ve isimleri mânâsında toplar. “Sonsuz kudret, mutlak irade, evveli ve ahiri olmayan zatî bir hayat, her şeyi ihata etmiş bir ilim, bütün sesleri işiten bir işitme sıfatı...” birlikte düşünüldüğünde, insanın kalbinde “azamet, kibriya ve celâl” mânâları hakim olur.

Rahmân ve Rahîm isimleri düşünüldüğünde ise insan ruhu, “lütuf, ihsan, kerem” gibi cemal mânâlarıyla dolar. Besmelede açıkça görülen bu cemal ve celâl tecellileri her şeye ve her hadiseye yayılır.

Bu iki ana tecellinin pek çok füruatı, yani birçok yan dalları vardır. Konunun devamında bu silsilelerden bazı örnekler verilir: Emir ve nehiyden birincisinde cemal, ikincisinde celâl hakimdir. Allah’ın namaz, oruç gibi bütün emirleri bizim için hem bir İlâhî iltifat, hem de cennetimize birer vesiledirler. Nehiylerde, yani İlâhî yasaklarda ise celâl hakimdir. Ama bu celâl içinde cemal de vardır. Nitekim, yasaklardan sakınmak insanı cennete ulaştırır.

“Evet cemalin gözünde celal ne kadar cemildir, celalin gözünde dahi cemal o kadar celildir.” (Mesnevî-iNuriye)

Sevaplar cemal, azaplar celâl tecellisidir. İyi şeylere teşvik etmek cemal, kötülerden nefret ettirmek celâl tecellisidir. Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih etmek celâl, kemâl sıfatlarını düşünüp hamd etmek ise cemal tecellisidir.

Üstad hazretleri, bu vecizede özet olarak ders verdiği celâl ve cemal cilvelerini aynı eserin daha sonraki sayfalarında açar ve genişletir. Lütuf ve kahırdan, cennet ve cehennemden, nar ve nurdan, tebşir ve inzardan, havf ve recadan söz eder.

Kâinatı ve insan hayatını kuşatan ikili tecellilerden çoğunlukla birisi celâl, diğeri cemal tecellisidir.

Bunlardan birkaç misal: Semada celâl hâkimdir, arzda cemal.
İbadette cemal, istianede celâl tecellisi vardır. Sevgi cemal, korku celâl tecellisidir. Menfaatleri celp cemalden, zararları def celâlden; hayat cemalden, ölüm celâlden; izzet cemalden zillet celâlden; lütuf cemalden, kahır celalden haber verirler.

Misalleri çoğaltabiliriz.



sorularlarisaleinur
 
Üst