insaniyeti kübra islamiyet?

Sergerdan

Well-known member
Katregül ' Alıntı:
Ne demek?açıklarsanız çok dua ederim
Katregül kardeş ufak bir yer buldum inş istifade edersiniz.


Ey ihvan-ı Müslimîn!.. Hal, lisan-ı halle bize beşaret veriyor ki: Sırr-ı "De ki: Hak geldi, bâtıl yok oldu." (İsrâ Sûresi: 17:81.)
boynunu kaldırmış, elle istikbale işaret edip, yüksek sesle ilân ediyor ki: Dehre ve tabâyi-i beşere, dâmen-i kıyamete kadar hâkim olacak, yalnız âlem-i kevnde adalet-i ezeliyenin tecellî ve timsali olan hakikat-i İslâmiyettir ki, asıl insaniyet-i kübrâ denilen şey odur. İnsaniyet-i suğrâ denilen mehâsin-i medeniyet, onun mukaddemesidir. Görülmüyor mu ki: Telâhuktan neşet eden tenevvür-ü efkârla toprağa benzeyen evham ve hayalâtı, hakaik-i İslâmiyenin omuzu üzerinden hafifleştirmiştir. Bu hal gösteriyor ki, nücûm-u semâ-yı hidayet olan o hakaik tamamen inkişaf ve tele'lü' ve lem'a-nisar olacaktır.
 

Sergerdan

Well-known member
Yukarıdaki ilk mesajdaki kısım muhekematta geçiyor.Şöyle bir göz gezdirdim,Üstad hazretleri orada mazi ile müstakbeli karşılaştırıyor,beşerin tarihine mümin nazarıyla bakıyor.Tabiki herkesten farklı okuyup,Kurani tesbitler yapıyor.

Konumuz insanlık kelimesi.Hani deriz ya insanlık için yap ,onun gibi.İslamiyet de insaiyet-i kübra ile sıfatlanmış.Büyük insanlık.Zaten yukarıda da dedim ya insanlıgın seyrine bakıyor üstad hazretleri nübüvvetane bir gözle.

Yukarıdaki alıntıda anladıgım kadarıyla ''insanlık'' ikiye ayrılıyor.İnsaniyet-i sugra yani küçük olan medeniyetin güzellikleri,İslamiyet ise ezeli adaletin tecellisi olarak tüm zamana,kıyamete kadar vadedilen,hakim olacak olan insaniyet-i kübra.Yani beşer ona sırt çevirse de her yönüyle insan için kemalde olan İslamiyet hakikatleridir.

Devamı sonra Şualar abi,yani az sonra :angel:
 

hasret

Well-known member
sergerdan abi bak bi cevab gelmiş,sizinkine yakın,güzel bence;
Üstad bu kavramı pek izah etmiyor. Ben kısaca anladığımı yazıyorum.
İnsan, diğer mahlukattan ayrı olarak sayısız hisleri ve latifeleri olan bir varlık. Öyleki bu latifelerin çoğunun bile daha adını bilmiyoruz.
Normal hayatımızda insanlar bazı hisleri kullanırlar. O da genellikle dünyevi ihtiyaclar içindir. Bu yüzden bu hisleri herkes bilir. Görme, konuşma, Akletme gibi.......
Fakat dünyevi ihtiyaçlar için pek kullanılmayan ve daha çok beka alemi için fayda sağlayacak olan latifeler .. ve bununla beraber Bu dünyada kullandığımız hislerin, latifelerin de hadsiz kabiliyetleri ise İslamiyet dinin hükümleri ve İman esaslarının inkişafı ile ortaya çıkar ve varlığını hissettirir.

Eğer sadece normal dünya hayatında kullandığımız ve diğer mahlukattan insanı ayıran hislerini nazara alırsak buna "İnsaniyet" denir.

Eğer İnsanın Bütün latifeleri ve hisleri nazara alınarak değerlendirilirse, buna "insaniyet-i kübra" denir. İnsan, bu nihayetsiz hisleri ve latifeleri inkişaf ettirirse (Dünyada Mümkün olduğu kadarıyla) , "insaniyet" mertebesinden "İnsaniyet-i Kübra" mertebesine yükselir. ve a'lay-ı İlliyyine çıkar. Bu mertebeye verilen diğer bir isim ise "İslamiyet" mertebesidir. Bu kavram, "İslamiyet dini" olarak anlaşılmamalıdır. arada biraz fark vardır. "İslamiyet dininin asıl gayesi insanı insaniyet-i kübra mertebesine çıkarmak olduğundan dolayı, bu İnsaniyet-i kübra mertebesine de "İslamiyet" ismi verilmiş olmalı. Tasavvufta da bu kavram benzer manada kullanılır. Bu mertebeye gelmiş kişiye "İslamın hakikatine erişti" denir.
 

Sergerdan

Well-known member
Şimdi konunun bir tarafı olan ''insaniyet-i sugra'' kısmına bakalım.İnsaniyet-i sugra olan medeniyetin güzelliklerinden kasıt nedir?Benim fikrim(emin olmamakla beraber) kasdedilen insanoglu hepten fena olmadıgından,geçmiş enbiyanın tezgahından geçtiginden ve insanlıgın bir nevi fıtratına has olan nurundan hissesi oldugundan kendisinde mehasin,güzellik bulunabilecegidir.Ama bunun noksan oldugu,beşere kafi gelmeyecegi vurgulanıyor.Mesela risale-i nurdan aşagıdaki yerler insanlıgın o nev'i güzelliklerine örnek olabilir.


Ecnebî dinsizleri gibi de olamaz. Çünkü onlar Peygamberi inkâr etseler, diğerlerini tanıyabilirler. Peygamberleri bilmeseler de Allah'ı tanıyabilirler. Allah'ı bilmeseler de kemâlâta medâr olacak bâzı güzel hasletler bulunabilir. Fakat bir Müslüman, hem enbiyâyı, hem Rabbini, hem bütün kemâlâtı Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm vâsıtasıyla biliyor. Onun terbiyesini bırakan ve zincirinden çıkan, daha hiçbir peygamberi (a.s.) tanımaz. Ve Allah'ı da tanımaz ve ruhunda, kemâlâtı muhâfaza edecek hiçbir esâsâtı bilemez.


Yanlış anlaşılmasın, Avrupa ikidir. Birisi, İsevîlik din-i hakikîsinden aldığı feyizle hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye nâfi san'atları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları takip eden bu birinci Avrupa'ya hitap etmiyorum. Belki, felsefe-i tabiiyenin zulmetiyle, medeniyetin seyyiâtını mehâsin zannederek beşeri sefâhete ve dalâlete sevk eden bozulmuş ikinci Avrupa'ya hitap ediyorum. Şöyle ki:[/color]

Burada yanlış anlaşılmasın,Avrupa ikidir ve başka kemalat bulabilir derken insaniyet-i sugranın hizmetlerine örnek verilmiş olabilir.
 

Yaakarii

Member
-alıntı-

Buna karşılık, kalbini Kur'an-ı Kerim'in ve Kur'an-ı Natık olan Resulullah'ın (sav) irşadına açan insan, sadece kalbini kararmaktan korumakla kalmamakta, onu, yaradılış maksadına en uygun bir biçimde kullanarak geliştirmektedir. İnsanın bütün yeteneklerinin gelişip semere vermesi, kalbin bu biçimde korunarak kullanılmasına tâbi kılınmıştır. Akıl, sır, hafâ, vehim, hayal, vs. gibi duygular insanın "insanı kâmil" olmak yolunda kullanacağı, gerek duyacağı kuvvelerdir. Görme, işitme, dokunma, tatma, muhakeme etme vs. gibi duyguların bilinmediği veya kullanılmadığı bir ortamda bugün hâkim ve gâlip olan Batı Medeniyeti ve Batılı insan tipi (homo economicus) düşünülemeyeceği gibi, İslâm ıstılahındaki anlamlarıyla akıl, sır, vehim, vs. gibi duyguların kullanılmak bir yana varlıklarının dahi bilinmediği bir ortamda gerçek bir medeniyetin (İnsaniyeti Kübra Medeniyeti) idrak edilmesi ve insanı kâmil örneğinin gerçekleştirilmesi de mümkün değildir.


Müslüman'ın çalışması, yatması, kalkması, konuşması ve sair tüm iş ve eylemleri "ubudiyet dairesi"nde, kendisine Yaratıcısından yansıyan sıfat ve özelliklerin sergilenmesidir; yani yaşamak bir ibadettir, insanda "kendisini" diyebileceğimiz rüşeym halindeki özün gerçekleşmesi, kendisini ifade etmesidir. Kalbine uzanan irşadların aydınlığında, eşyanın kendisine bakan bir yüzüne mukabil Yaratıcısına bakan binlerce yüzünü okuyan; Adem'in (as) tâlimi esmâ mucizesindeki niha-i noktayı hedef tutan hattatın hokkasının ucundan papirüs veya ceylan derisi üstüne dökülen mürekkep, "Lâ ilâhe illâ Hû" ebedi hakikatini haykırmakta, yani ibadet etmektedir.


Hilafet emanetini yüklenerek insanı kâmil olma yolculuğuna çıkan insanın kalbini açık tutması gereken iki irşad kaynağına yukarıda değinmiştik: Kur'an-ı Kerim ve Resulullah (sav). Bunlara bir üçüncüsünü eklemek gerekiyor. Yaratıcının kevnî âyetleri olan varlıklar. Kur'an-ı Kerim nasıl insanların aralarında iletişim kurmak için kullandıkları bir dil, "apaçık bir Arapça" ile irşadda bulunuyor ve sevgili Resulü de (sav) aynı yolu izliyor ise, kevnî âyetler hükmünde olan varlıklar da bir başka dil ile insanlara irşadda bulunuyor, kalbi ve kalbin tazammun ettiği sair duyguları çalıştırıp işlettiriyorlar. Varlık; harfler ve sözcüklerden oluşan bir kitap olarak, Yaratıcısı tarafından kendisine yüklenen mesajı ilan ediyor. Ama nasıl ki "apaçık Arapça"nın irşadını anlamak için sair ilimler ile akıl, fikir vs. gibi duyguların kullanılması zarureti bir yana Arapça bilmek gerekiyor ise, kevnî âyetlerin bütün âleme ilan ettikleri hakikati kavrayabilmek için de onların konuştukları dile vâkıf olmak gerekiyor. Bunun biricik anahtarı, kalbi, tek kaynaktan çıkan ve üç ayrı koldan yürüyen irşadlara açık tutmak, "yüzünü güneşe çeviren reşha"yı5 izleyerek "gölge aydınlıklara" iltifat etmemektir.

Özellikle siyah yer zannedersem sergerdan abinin de anlatmaya çalıştıgı insaniyet-i sugra ile ilgili.Yani insanlık bu kısımda çok şey yapmış.Fakat insaniyet-i kübra olarak tarif edilen islamiyetin bütüncüllügü yanında eksik kalacaktır.Hatta çogu zaman maddi bir bakış açısı taşıyacaktır.Bu sebeble damen-i kıyamete kadar hükmedecek olan hakaik-i islamdır.
 

hasret

Well-known member
ABİ sakın şu siyah yer insaniyet-i kübrayı tamamlayan, yazıdaki ifede ile ücüncü yol olmasın ;).siz suğra demişinizde kafam karıştı.
 

Sergerdan

Well-known member
Şualar ' Alıntı:
ABİ sakın şu siyah yer insaniyet-i kübrayı tamamlayan, yazıdaki ifede ile ücüncü yol olmasın ;).
İnsaniyet-i kübra olan islamiyet bu üç kaynagın hepsini hakikat olarak kendinde taşıyor.İnsaniyet-i sugrayı andıran üçüncü yol ,hakikatlerden birini taşımış oluyor sadece.Mesela ilk küçük paragrafta ne diyordu:

İnsaniyet-i suğrâ denilen mehâsin-i medeniyet, onun mukaddemesidir.
 

hasret

Well-known member
Bakın bakalım doğrumu anladım.

Sergerdan ' Alıntı:
İnsaniyet-i kübra olan islamiyet bu üç kaynagın hepsini hakikat olarak kendinde taşıyor.İnsaniyet-i sugrayı andıran üçüncü yol ,hakikatlerden birini taşımış oluyor sadece.
kainattaki konuşan varlıkların diline vakıf olmak,o ilk iki madeden geciyor.Sanki ücüncü ile kemale eriyor.Eger ilk ikisi olmazzsa ücüncü olmaz felsefede takılır kalır.Anladığım kadarı ile ücüncü madde insaniyeti kübranın hakikatlerinden biri, bence yani::)İnsaniyeti suğranın değil._________________________________________________
Sergerdan ' Alıntı:
İnsaniyet-i kübra olan islamiyet bu üç kaynagın hepsini hakikat olarak kendinde taşıyor.İnsaniyet-i sugrayı andıran üçüncü yol ,hakikatlerden birini taşımış oluyor sadece.Mesela ilk küçük paragrafta ne diyordu:

İnsaniyet-i suğrâ denilen mehâsin-i medeniyet, onun mukaddemesidir.
şimdi anladım siz diyorsunuz ki insaniyeti kübraya götüren bu üc yolu insanıyte-i kübra olan islamiyet kendinde ihtiva ediyor.Tek ele alırsak insaniyet-i sugra olur öylemi?
 

Sergerdan

Well-known member
Şualar ' Alıntı:
şimdi anladım siz diyorsunuz ki insaniyeti kübraya götüren bu üc yolu insanıyte-i kübra olan islamiyet kendinde ihtiva ediyor.Tek ele alırsak insaniyet-i sugra olur öylemi?
Evet onun gibi birşey.Kafirde hakikat olamaz mı?Şeriat ikidir,batıl hislerle veya degil insanlık bu ikinci şeriat da(yani üçüncü yolda) muvaffak olmuşlar.Ama Sani'i görememişler.İslamiyet ise üçünü de insana tavsiye eder,ve hepsinde Sani ini bulur.
 

hasret

Well-known member
Sergerdan ' Alıntı:
Evet onun gibi birşey.Kafirde hakikat olamaz mı?Şeriat ikidir,batıl hislerle veya degil insanlık bu ikinci şeriat da(yani üçüncü yolda) muvaffak olmuşlar.Ama Sani'i görememişler.İslamiyet ise üçünü de insana tavsiye eder,ve hepsinde Sani ini bulur.
Hıım.Maşallah bak güzel oldu ve beynimde oturdu şükür :)
Abi Allah yar ve yardımcınız olsun hani soruya emek verdiğiniz icin cünkü sevaplarınız bana yazılıcak inş,,
hani sizin uhreviye ihtiyacınız yoktu ya o bakımdan :) Hadi ben cıkarrrrrrrrrr BÜTÜN FORUM SAKİNLERİ ALLAHA EMANET,BENDE :angel:
 

Sergerdan

Well-known member
Şualar ' Alıntı:
Hıım.Maşallah bak güzel oldu ve beynimde oturdu şükür :)
Abi Allah yar ve yardımcınız olsun hani soruya emek verdiğiniz icin cünkü sevaplarınız bana yazılıcak inş,,
hani sizin uhreviye ihtiyacınız yoktu ya o bakımdan :) Hadi ben cıkarrrrrrrrrr BÜTÜN FORUM SAKİNLERİ ALLAHA EMANET,BENDE :angel:
Allah a emanetsiniz,iyi dersler dersane de.
 

Katregül

Member
Allah razı olsun sergerdan,şualar ve yakarii abi çok güzel açıklanmış aslında ben biiyordumda sizin bilmediğinizi düşünerek size sordum ;Dbiraz araştırma yapasınız diye
 

istiðna

Active member
Katregül ' Alıntı:
Allah razı olsun sergerdan,şualar ve yakarii abi çok güzel açıklanmış aslında ben biiyordumda sizin bilmediğinizi düşünerek size sordum ;Dbiraz araştırma yapasınız diye

sen bu formun belalısı mısın abi ya?ne kadar guldum ya Allah razı olsun ;D.hosgeldın bu arada
 

Katregül

Member
istiğna ' Alıntı:
sen bu formun belalısı mısın abi ya?ne kadar guldum ya Allah razı olsun ;D.hosgeldın bu arada

Hoşbulduk Allah razı olsun istiğna abi seni çok seviyorum abi bu forumda beni tek farkeden mübarek zat sensin ;D gönül gözün açık olduğu için galiba
 

istiðna

Active member
Katregül ' Alıntı:
Hoşbulduk Allah razı olsun istiğna abi seni çok seviyorum abi bu forumda beni tek farkeden mübarek zat sensin ;D gönül gözün açık olduğu için galiba
evet evet kesın oyleyımdır... ;D

Demek oluyor ki, sadece insan olmakla iş bitmiyor, insaniyet-i Kübra olan İslamiyet’le şereflenmekle insaniyet korunabilecek ve hayvanlıktan daha aşağı mertebelere düşmekten kurtulabilecektir

insan bir küçük alem alem büyük bir insan kastı hakiksi ile kardaşim islam da nasıl alemi tenvir tanzim ve tezyin ile mükemmel vazifesini eda edyor elbette alemi nurlandıran İSLAM ELBETTE ve elbette küçük alem olan İNSANIn DA aynı şeklde letaifelerine tesir eder .
bundan da insanın fıtraı islamiyettir ile kıyas ediniz iman insani insan eder ise eğer büyük bir insan olmak isterse, insanı kübra o vakt islamın her meslesine ittiba ile vazifedardır..yani alemi insan İSLAMİYET İLE insanı kübraya yükselr yoksa beşeri olark biyolojık olrak yaratıllmış her adem oğlu insan değildir...
delil risale-i nurda olmak la beraber RAHMAN SÜRESİNİN başında da kuranı öğrettık ve insanı yarattık önce islam sonra insan olunur yani 23.sözün kuran delili rahman suresndedir.
 
Üst